İyi okumalar canlar💓
~~~~~~
Jungkook/
Annemin ısrarları sonucu kabul ettiğim randevu için hazırlanıyordum. Normalde Taehyungun yanına gidip evin önceki sahibini öğrenicektim ancak önce randevuya gitmem gerekiyordu.
Sıradan bir tişört pantolon yapıp evden çıktım. Şoföre gitmek istediğim yeri söyleyip yolu izlemeye başladım.
...
Yukarı, kafenin ismine baktığımda yüzümü buruşturdum.
Love and love?
Beni getirdiğiniz yeri sikeyim.
Kafeye girdiğimde gözlerim içeriyi taradı. Annem bir fotoğraf göstermişti. O yüzden buluşacağım kişiyi biliyordu. Sonunda elini kaldırmış yerine belli etmeye çalışan kişi ile o tarafa yöneldim.
Masanın yanına geldiğimde ayağa kalkıp sandalyemi çekmiş oturmam için beklemişti. Ben yerime yerleşince o da karşımda tekrar yerini bulmuştu.
Baştan aşağı beni süzen gözleri sonunda yüzümde bir tur atıp gözlerimde durdu. Göz temasını hiç kesmeden elini uzattı.
"Hoşgeldin Jungkook, ben Bogum. Tanıştığımıza memnun oldum."
Onun aksine benim gözlerim göz temasını bozarak uzattığı eline kaymıştı. Selamlamak için bende elini sıkıp konuştum.
"Memnun oldum Bogum."
Hafif bir gülümseme sundu bana, ardından elini çekti.
"Bir şeyler söylemek için seni bekledim. Ne alırsın. Ya da aç mısın?"
"Hayır teşekkürler. Kahve alsam yeterli." Diye yanıtladım onu.
"Peki bende öyle yapayım o zaman. Afedersiniz!"
Elini kaldırıp garsonu çağırmış siparilerimizi vermişti.
Aramızdaki sessizlik sürerken kahvelerimiz gelmiş bu sayede sessizlik de bozulmuştu.
"Jungkook, bildiğin üzere ailelerimizin isteği için buradayız. Onlar bizden bir yuva kurmamızı istiyorlar."
Kafamla onu onayladım.
"Evet haklısın. Bende bu konu üzerine konuşmak için buradayım. Ben bu evliliği istemiyorum Bogum."
Pat diye söylemiştim. Hiç bir yumuşatma içermeyen sözlerim beni seven biri için yıkıcı olabilirlerdi. Ancak karşımdaki kişi rahatlamışcasına derin bir nefes verdi ve yüzündeki gülümseme canlandı.
"Aaah! Çok rahatladım!"
Anlamamış ifadem ile yüzüne bakıyordum. Rahatlamış mıydı?
"Efendim?"
"Bu evliliği bir tek ben istemiyorum sanıyordum Jungkook. Hem senin için üzülmüştüm hem de kendim için. Bu yüzden rahatladım. Eğer ikimizde karşı çıkarsak bu işten vazgeçerler."
Söyledikleri ile bende derin bir nefes verdim. Onun da istememesi cidden büyük bir lütuftu bizim için.
"Bende istemeyenin tek kendim olduğunu sanıyordum."
Şimdi ikimizde gülüyorduk.
Jin/
"Oyy hanimiş benim Namcunum. Aç bakayım ağzını uçak geliyoooor."
Namjoonumla bir kafede oturmuş yemek yiyorduk. Saçma sapan hareketler yapmayı özlemiştim. Bütün gün ciddi bir patron olmak zordu ve ben sevgilimin yanında şımarmayı çalışmaya yeğlerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swan on Water/Taekook
Fanfictionhttps://www.instagram.com/reel/C8spYB7IacG/?igsh=cTJuaGYzY3JvbjF3