14. Bölüm

781 103 91
                                    

Hoşgeldin bacım. Sövme bana ilk bölümü oku ondan sonra bölüm sonunda söversin🥲💓

~~~~~~

Jungkook/

"bu benim eserimdi."

Karşımdaki adamın gözünden süzülen ince yaş, yüzünü yalayıp geçti.

"Oradan uzaklaşırken kalbim o kadar sıkışıyordu bir şey bile diyemedim sana. Gerçi ne diyebilirdim ki? Ondan sonra ise hiç karşılaşmadık. Birbirimizi görsek ne yapardık bilmiyordum. Ancak hiç karşılaşmamak mı yoksa karşılaşıp hiç karşılaşmamış gibi yapmak mı daha iyiydi emin olamıyordum. Bir yıl geçti ardından. Ben bir delta olarak bütün her şeye yetişmeye çalışıyordum. Babam şirket için zorluyordu. Sorumluluklar arasında bile seni düşünmeye zamanım vardı. "

Gözünden ikinci damla düşünce eliyle sildi. Benimle göz teması kurmuyordu.

"Sen ise artık reşittin. Belki üniversite için farklı şehirdeydin. Bilmiyordum. Bir yıl boyunca o günü o kadar tekrarladım ki kafamda. Her anını hatırlıyorum. Yüzlerce kez şöyle yapsaydım ne olurdu diye düşündüm. Bin bir farklı senaryo kurdum. Sonunda karar verdim. Tek bir özür. Belki tek bir özür, kırgınlığını giderirdi. Tek bir kelime ile tekrar gözlerinin parlamasını, bana tavşan dişlerin ile gülmeni sağlayabilirdim. Karar verdim. Ne yapıp edip seni bulacaktım. Senelerce aradım. Artık umudu kesmiştim. Ta ki o güne kadar. Sakinleşmek için gittiğim gölün kenarında gördüm seni. Ben hep oraya giderdim. Ancak bu yıllar sonra ilk defa seni orda görüşümdü. Bitkin, yorgun, dağılmış bir haldeydin. Gözlerin şişmişti, ayaklarında ayakkabı bile yoktu. Beni ne kadar istemesen de seni öyle bırakamadım. Ardından yanına geldim. 'Kimsiniz bayım?'. Şaşırdım. Beni unutmuş muydun? Sonra durmadım ve sana o teklifi yaptım. Şimdi ise buradayız."

Beni en baştan beri tanıyordu yani. Hiç bir şey belli etmedi. Bana açıklama yapmadı. Hayatımın yalan olarak devam etmesine izin verdi.

"Peki ya unutmamın sebebini öğrendiniz mi?"

Usulca kafa salladı.

"Evet. Vücudunda fazladan iki madde tespit ettik. Birisi unutman içindi. Birisi ise baskılanman."

"Baskılanmam?"

"Evet. Çekinik bir omegasın değil mi? Yani öyle düşünüyorsun. Aslında hepsi yalan Jungkook. Sen bir omega değilsin. İyileşmenin hızlanması için sana öğünler yazdık. Vitaminler verdik. Tabi bunların yanında birde bir deltanın feremonları gerekiyordu. Elimden geleni yaptım. Gittikçe normale dönüyorsun. Her şeyi normal bir düzende yavaşça öğrenmen için uğraştık. Tabi bu durum pek yavaş ve normal değil. Bir Vita olduğunu yıllarca senden saklayıp seni satmayı planlayan aileni sana böyle anlatmak istemezdim Jungkook. Özür dilerim."

Bu sefer yaşlar benim gözlerimden süzülüyordu. Dayanamayıp ayaklandım.

"Beni bu yalandan kurtarırken neden daha büyüğüne çektiniz? Dalga mı geçtiniz? Hayellerimi gerçekleştirmek için bana acımanıza katlandım yani. İnanın çok minnettarım ama bitti. Hayalim veya ben gerçek miyim bilmiyorum bile. Artık sizin altınızda çalışmak istemiyorum."

Şaşkınlığını gizleyemedi ve hızlıca ayaklandı.

"Jungkook yapma böyle. Sana yardımcı olmaya çalışıyorum."

Cevabım net ve sertti.

"İstemiyorum."

Şirketten hızla çıktım. Şoförün konuşmasına bile izin vermedim. Sadece yürümek istiyordum.

Swan on Water/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin