Hoşgeldin balım💙
~~~~~~~
Taehyung/
Gergin bir şekilde ikili koltukta oturuyordum. Babam tekli koltukta oturmuş gazetesini okuyordu. Eski günleri hatırlatan bu senaryo kalbimi hızlandırıyordu.
Flash back/ Taehyung
Genç adam oturduğu yerde hafifçe kıpırdanıyordu. Varlığını belli etmek istemiyor gibi küçük bir hareketti bu. Okullar yaz tatiline girmişti. O ise arkadaşlarının yaptığı gibi gezmek yerine, her karne sonrası yaptığı gibi babasına karnesini göstermeye gelmişti.
Babası dikkatlice inceledi elindeki kağıt parçasını. Kaşları çatık gözüküyordu. Genç adam bunun sebebini iyi biliyordu. Hasta olduğu gün girdiği sınavdan bir dördü vardı. Hocaya yalvarmış tekar girmek istemişti sınava. Ancak hocası bunun adil olmayacağını, sınavların her zaman bilgiyi ölçmediğini söylemiş ve bir kaç nasihat zırvalamıştı.
Taehyung notları çok iyi bir öğrenciydi. Hiç soru kaçırmaz, bütün sorunlara en mantıklı ve zekice cevapları o verirdi.
Tabii yanlış yapmaya izni yoktu. Babası eğer başarısız olursa onu elaleme rezil edeceğini söyleyip dururdu. 'Benim bir itibarım var Taehyung. Başarısız bir çocuk sahibi olmam beni nasıl gösterir sence?' derdi.
Bu yüzden Taehyung hiç hata yapmamıştı. Şu ana kadar.
Şimdi ise babasının o sonucu görmesini bekliyordu sabırla.
Yakın gözlüğünün üzerinden genç oğlanı süzdü adam.
"Bu not için bir açıklaman var mı Taehyung?"
Genç oğlan açıklama yapsada bir şeyin değişmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden kafası öne eğik bir şekilde tırnakları ile oynamaya devam etti.
"Anladığım kadarıyla hâlâ bir şeylerin farkında değilsin. Derdin beni rezil etmekse, afferim oğlum."
Sinirlenmişti çocuk. Ancak bunu belli edemezdi.
"Amcanın yanına gidiyorsun, belki orada aklın başına gelir de biraz gayret gösterirsin."
Şaşkınlık içinde babasına döndü. İçinden bağıra çağıra isyan etmek geliyordu. Burada Jungkooku vardı. Onu bırakamazdı.
Ancak karşısında oturan adam çoktan gazetesine dönmüştü.
Gözünden bir yaş süzüldü genç oğlanın. Elinden bir şey gelmiyordu.
Flash back son/
Babam gazetesini kenardaki sehpahanın üzerinde bıraktı. Yakın gözlüğünü de üstüne nazikçe koydu. Boğazını temizlesiyle gözlerimi sıkıca kapatıp açtım.
Ama konuşmadı, sadece bana bakıyordu.
Benden özür beklediğini düşündüm.
"Baba ben çok özür dilerim. Kızla buluşmayı ben istedim ama sonra kızı bırakıp gittim. Yapmamam gerekirdi. Sözümün arkasında durm-"
"Taehyung."
Sözümü yarıda kesen ses ile hızla atan kalbim neredeyse durmuştu.
"Artık yalvarma ve özür dileme yaşını geçtin. Ben de sana bir şeyler için kızabilecek kadar genç değilim artık. Sana söyleyebileceğim tek şey, kalbini dinle oğlum. Bu zamana kadar beni yeterince memnun ettin. Bırak biraz da kalbinin istediği olsun. Düşünme, endişelenme. Zaten olacaksa olur, olmayacaksa olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swan on Water/Taekook
Fanfictionhttps://www.instagram.com/reel/C8spYB7IacG/?igsh=cTJuaGYzY3JvbjF3