3.BÖLÜM: MASKİROVKA

75 20 32
                                    




PERLA'DAN

Sevgili Okur,

Bu bölümle birlikte artık kurgunun derinliklerine adım atıyoruz. İlk iki bölümün ardından zaman çizgisinde bir sıçrama ile olayların yeni bir boyut kazandığına tanık olacaksınız. Her karakterin kendi mücadelesi, kendi yansıması bu satırlarda buluşuyor ve siz de bu yolculuğun önemli bir parçası oluyorsunuz.

Hikayeme şans veren, zaman ayıran ve beni destekleyen herkese sonsuz teşekkürler. Her bir yorumunuz, düşünceniz ve değerlendirmeniz benim için büyük bir anlam taşıyor. Eğer hikayemi beğendiyseniz, oylarınızı esirgememenizi rica ederim. Sizlerin desteği, bu serüvenin daha da büyümesine ve daha fazla okura ulaşmasına katkı sağlayacak.

Yolu bu satırlara düşen tüm okurlara keyifli okumalar diliyor, yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!


𖦹



Dünyanın bütün işleri sonuçta aşağılıkçadır. Başkalarına yaranmak, zenginleşmek ve ünlenmek uğruna didinen bir insan da bence kesinlikle bir budaladır.

Genç Werther'in Acıları, Johann Wolfgang Von Goethe


𖦹

Billie Eilish - Windflower


3.Maskirovka


Aralık 2024


Gizli kalanlar, ebediyetin merceğinde hapsolduğunu sandığımız sırlar; yokuş aşağı kayıp giden ruhun dinginliğinde varolmaya devam ediyor. Zorlukla edilmiş yeminler, zorlu yollardan geçmeden tutulmuyordu. Zannımca, insan; kendi adına ettiği yeminler kadardı. Altından işlenmiş sözler, kursağımda kalan heveslerden de epey bir farksızdı. Herkes verdiği sözleri tutmak ister. Bu hayatta tuttuğun söz kadar yaşarmışsın. Ve hatırlanabilmek için geride bıraktığımız tek şey, tuttuğumuz sözlerdi. Ben verdiğim hiç bir sözü tutamamıştım. Kendime düşmanlığım, kendime verdiğim sözlerle eşit orantıdaydı.

Yılların griye boyadığı apartmana doğru ilerliyordum. Zaman, beni nasıl yıprattıysa; bu binanın duvarlarına da bir yük gibi çökmüştü. Her geçen yılın ağırlığında ezilmeye devam ediyordum. Kaldığım apartmanın girişine yaklaşmıştım. Aşınmış taşlar, üzerinden basıp geçen binlerce adımı saklar vaziyetteydi.

Aynı sırtın gibi.

Apartmanın kapısını açtığım anda, rutubet kokan hava yüzüme çarptı. Anlamsız bir zevk veriyordu bu kokuyu solumak. Belki çok eski zamanlardan kalma bir anıya aitti, hatırlamıyordum. Girişteki demir kapıyı sessizce kapatarak merdivenlerden hızla eve çıktım. Küçük iki odalı bir evde kalıyordum. Sahip olduğum pek fazla şey yoktu. On dakikada toplanıp, burayı terk edebilecek kadar eşyaya sahiptim.

Geçen zamanlara kıyasla, neredeyse son dokuz ayım sade ve basit bir yaşantıdan ibaretti. Bu dokuz ay boyunca yaşadığım dinginlik, fikirlerimi besliyordu. Anı kolluyor, gözlem yaparak günlerimi geçiriyordum. Eski alışkanlıklar, insanın peşini kolay kolay bırakmıyordu.

Son zamanlarda gereğinden fazla kasıntı olan, üst düzey insanlara hitabeden, Çatı adında bir restoran-barın bazen ana mutfak bölümünde bazense bar kısmında çalışıyordum. Gece vardiyamdan çıkmıştım. Perşembenin şafağı birazdan sökmeye başlayacaktı. Kendimi koltuğa atmadan dün akşamdan kalan kıymalı makarnayı ısıtıp, yanına da beyaz şaraptan doldurdum. Fazla alkol kullanan biri değildim. Kafadaki bulanıklığı sevmezdim ancak bir iki kadeh şarap içmek uyumadan önce bedenimi ve zihnimi rahatlatıyordu. Genelde kesik uykulara sahiptim, küçük bir harekette hemen uykumdan uyanıyor; evi ve dışarıyı pencereden kontrol etmeden geri uyuyamıyordum. Ne demiştim, eski alışkanlıklar yakamı rahat bırakmıyordu.

YANSIMANIN İKİ YÜZÜ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin