Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça, kim olduğunu asla bilemezsin.Bilinmeyen Adanın Öyküsü, José Saramago
𖦹
5. Özgürlüğü Sırtından Vurmak
Hesaplamadığım yollar, unuttuğum hesaplar bir anda bulmuştu beni. Beklemediğim bir hamle, yanlış attığım adımların ağırlığıyla yüzüme tokat gibi çarptı. Gördüğüm mesajın etkisinden çıkamadığım birkaç saniye boyunca, beynim yaşananları anlamlandırmaya çalışıyordu. Biliyordum, her şeyin hesabını yapamazdım; çünkü hayat, kontrolün imkansızlığı üzerine kurulmuştu. Yine de bir yerlerde, imkansızlıkların bu dünyadan silinmesini hayal ediyordum; sanırsam bu yüzden de her şeyin mümkün olduğu, sınırların olmadığı düşler kuruyordum.
Ama gerçeklik, düşlerim kadar cömert değildi. Kurtuluş beni oyuna getirmişti.
Yine.
İki sene önce yaptığı gibi, ince hesaplarla, sinsi gülüşlerle arkasında bıraktığı karmaşa... Hepsi tanıdıktı, ama bu sefer bir şey değişmişti. Daha derin, daha ağır bir sessizlik çökmüştü üzerime. O an fark ettim; belki de ilk kez oyunun kurallarını gerçekten çözmüştüm, ya da belki de anlattıklarına neredeyse inanmış olmamdan kaynaklanıyordu, bilmiyorum.
İçimdeki sessizliği bastırmaya çalışarak, derin bir nefes aldım. Ona döndüğümde, gözlerimde hiçbir ifade yoktu; ne öfke, ne de şaşkınlık. Artık saklanacak bir şey kalmamıştı. Gerçeğin ağırlığı odanın havasına sinmişti adeta. Her şeyin bittiği ya da başladığı o anda, soğukkanlı bir dinginlikle dudaklarımdan tek bir soru süzüldü:
"Sen ne yaptın?"
Gözlerini kaçırdı önce, sonra derin bir nefes aldı. Bana mı zaman tanıyordu, yoksa kendine mi, bilmiyorum. Havada asılı duran bir an vardı, kelimeler gelmeden önceki o boğucu sessizlik...
"Zorundaydım," dedi nihayet, sanki bu basit açıklama her şeyi çözecekmiş gibi."Kabul etmeyecektin."
Kabul etmeyecek miydim? Gerçekten mi? O an kafamın içinde yankılanan tek soru buydu. Zorunda mıydı? Gerçekten inanıyor muydu buna? Büyük bir kozu hiç çekinmeden ifşa ettiğinin farkında mıydı? Akıl tutulması yaşıyor olmalıydı, yoksa bunun bir izahı olamazdı. Bu anlamsız açıklamanın arkasında saklanan gerçeği bulmaya çalışırken, bir yandan da içimdeki soğuk öfkenin yükseldiğini hissediyordum.
"Zorundaydın, öyle mi?" diye fısıldadım, ama o bile bir suçlama gibi yankılandı odada.
"Zorundaydın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANSIMANIN İKİ YÜZÜ (Düzenleniyor)
AzioneSeden Sayedar, dedesi Fuat Alas Sayedar'ın ölümünün ardından karmaşık bir döngünün içine çekilir. Bu döngü, sıradan bir intikam hikâyesi değil; zamanın unutulmuş katmanlarında gizlenen, kırık yeminlerin yankılandığı ve çürümüş ideallerin yeniden fil...