Önümdeki domatesleri doğrarken yandan bakışlarla Ulaş'a baktım. Ulaş'ın mutfakta bu kadar iyi olmasına hafif şaşırırken onunla aynı mutfakta olmak kalbimde ritim bozukluğuna sebep oluyordu. Normalde heyecandan sakarlığımın tutacağını düşünmüştüm ama öyle olmadı. Ben genel olarak ayak işlerine bakmıştım. Yani sebze doğramak gibi küçük işlerle ilgilenmiştim. Neyseki Ulaş beni zorlamak yerine kolay işler vermişti.
Benim işim bittiğinde mutfaktan çıkıp dışarıda masalardan birine geçtim. Ulaş'ın işi bitmek üzere olduğu için onu bekliyordum.
Karşımda Ulaş'ı beklerken Mert'i görmemle yerimde dikleştim "Naber Olca?" başımı yarım yamalak salladım "İyi sen?" gözlerimin içine baktı bir süre "Ulaş nerede?" gözlerimle mutfağın olduğu kısmı gösterdim "Mutfakta, birazdan gelir" başını salladı.
"Bu gece beraber dışarı çıkalım mı?" kaşlarımı çattığımda güldü "Yanlış anlama. Bak Ulaş seni çocuk gibi görüyor sürekli onun etrafındasın. Beraber gidelim vakit geçiririz bakalım Ulaş yine seni umursamayacak mı?" durakladım "Merak eder mi?" güldü "Denemeden bilemeyiz" gözlerim masaya çevrilirken Ulaş'ın sesi ile ona döndüm.
"Ben hazırlım çıkalım hadi Olca" yumuşak sesini duyduğumda kalbim benden izinsiz hızlandı. "Biz Olca ile dışarıda vakit geçireceğiz sen git kardeşim" Mert'in ardından bende ayağa kalktığımda Ulaş'ın tepkisini izledim. Kaşları hafif çatılırken bakışları bana döndü "İstanbul'a geldiğimden beri hiç dışarı çıkmadım. Mert beni gezdireceğini söyledi. Onunla biraz vakit geçireceğiz" sözlerimi özenle seçmeye çalışıyordum.
"Merak etme gece on iki olmadan Olca'yı getiririm" Mert gülerken Ulaş'ta gülüşün g si yoktu. Mert'in belimde ki eliyle ona döndüm. Gitmemiz için kapıyı gösterdiğinde onun adımlarına eşlik ederek yürüdüm.
Mert ile restorandan çıktığımızda ve arabaya bindiğimizde hiç dönüp bakmadım. Yandan Mert'e döndüm "Nereye gidiyoruz?" bakışlarını yoldan çekmedi "Tatlı sever misin?" sorusuna başımı salladım "Severim" teredütle konuşmama güldü "Tamam gidip bir tatlı yeriz. Ulaş delirsin bırak. Merak etme sohbetim iyidir" hafif güldüm söylediklerine.
Mert'te rahatsız olduğum hiçbir şey yoktu. Ulaş'ta ona karşı kötü bir şey söylemediği için onun yanında kötü hissetmiyordum. Bir restoranın önünde durduğumuzda ona döndüm "Orada da tatlı yiyebilirdik" dedim. "Ulaş'ın restoranında mı saçmalama. Öyle seni düşünmez" arabayı parkettiğinde etraf çok kalabalık değildi.
Arbadan indiğimde hafif şık ama sıcak renklerle dekore edilmiş restorana ilerledik. İçeri girdiğimizde Mert beni cam kenarına ilerletti. Ankara'da evden pek çıkmadığım için kendimi tedirgin hissediyordum.
Mert telefon ile konuşmak için dışarı çıktığında ben siparişimi vermiştim. Kendisi geri geldiğinde de kendi siparişlerini vermişti. Bir süre masada öylece bazı şeylerden bahsettik.
Garson servisi yaparken Mert dikkatle bana baktı "Alkole alışık mısın?" önümde ki bardağa baktım. Değildim ama kimin umurunda. Biraz da ben kafa yapmalıydım. "İçmek istiyorum" dedim önüme gelen saçımın tutamlarını geri ittim.
"Bardağa alıp bir yudum aldığımda yüzümü buruşturdum. Hadi ama bu şeyi nasıl içiyorlardı. "Bence sen içme. Belli ki alışık da değilsin" bardağıma uzandığında hemen geri çekip içmeye devam ettim. "Ulaş bitirecek beni" o benim alkol almamın pişmanlığını çekerken ben içmeye devam ettim.
Ulaş'ın çok umrundaydı sanki. Kördü adam. Yanımda beş dakika duran Mert bile ona aşık olduğumu anladı ama yıllarca ona aşık olmama rağmen o anlamamıştı. Harbi bir mala aşıktım.
Bu gece kafama göre içicektim. O Ulaş'ın ise adını bile anmayacaktım.
✨✨✨
![](https://img.wattpad.com/cover/371125890-288-k529342.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİJAMALI KIZ (yarı Texting)
Novela JuvenilYıllarca platonik olduğu üst komşusuna yazmaya karar veren Olca. Bir uygulama üzerinden pijamalı kız adıyla açtığı hesaptan anonim olarak yazmaya başlar. Başlangıç tarihi : 16/06/2024