Merdiveni çıkarken etrafıma baktım. Birbirini tanıyan bir mahallede yaşadığımız için kimseyle karşılaşmak istemiyordum. Üzerimde pijamalarımdan biri vardı çünkü onun gelmesi korkusuyla evden öyle çıkmıştım. Neyseki saçım sabah ki gibi kötü değildi.
Bizim apartmanın çatı katı vardı biz pek kullanmazdık ama lisedeyken Dicle ile az orada uykulamamıştık. Çok büyük değildi ama güzeldi. Betondan oluşum olduğu için pek bir şıklığı yoktu. Zaten orada salıncaklı koltuk ve birkaç sandalye vardı.
Çatı katının kapısını gördüğümde ilerledim. Etrafta kimse yoktu zaten apartmanda buraya pek çıkan olmazdı. Kapıyı ardımdan kapattığımda karşımdaki manzaraya baktım.
Hava karanlık olmasına rağmen burası aydınlıktı. Etrafa asılan ışıklara baktım. Işıklar karanlığın içinde başka bir güzel göstermişti heryeri. İlerleyip etrafa baktım. Işıkların içindeydim.
"Sevdin mi?" Ulaş'ın hemen arkamdaki sesiyle ilkilerek ona döndüm. Karşımdaydı. Işıklar onunda yüzünü aydınlatırken ona bakmadan edemiyordum.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Yıllardır aşık olduğum adam karşımdaydı. Belki de daha fazla zaman kaybetmemem gerekirdi. Yıllardır bekliyordum ve sevdiğim adam bana aşıktı.
Bir yanım onu çok bekledin çektir diyordu ama diğer yanım aşkının tadını çıkar diyordu. Karşılıklı sevginin tadını çıkar.
Ve ben hiçbir zaman zoru başaramazdım. Kin besleyemezdim. Birinden nefret edemezdim. Bazı insanların karakteri böyleydi. Kendi içimde o kötü duygulara yer vermek istemiyordum.
Ben tek taraflı severken bile sevgimin kirlenmesinden korkup nefreti beslememiştim. Benim için aşk temiz ve bir o kadar saf olmalıydı.
Karşımda sevdiğim adam dururken geriye bir adım daha atamazdım.
İlerleyip kollarımı boynuna doladığımda ona sıkıca sarıldım. Aslında sadece ona sarılmıyordum yıllardır saf tuttuğuma inandığım sevgime sarılıyordum.
Benim için sevgi karşılık gördüğünde solardı. Belki de bu yüzden ona aşkımı söyleyememiştim ama belkide sevgi karşılıklı olduğunda büyüyordur.
Bana karşılık verip sarıldı. Kokusunu içime çektim hiç çekinmeden. "Seni seviyorum" kulağımın dibinde ki o güzel sesi kalbinin ısınmasına sebep olmuştu.
"Bende seni seviyorum. En temiz duygularımla seni seviyorum"
Sözlerimle belimde ki eli daha da sıkı sarıldı bana bırakmaktan korkarcasına. Gece karanlıktı ama biz bir o kadar aydınlıktık.
Aşk herkesin tatması gereken bir duyguydu. Bazen yanlışı bulsakta sevmek güzeldi. Ve sevilmenin daha da güzel olacağını bugünden sonra öğrenicektim. Beni seven adamdan sevilmenin en güzelini öğrenicektim.
Başımı omzundan çektim ama ayrılmadık. Gözlerinin içine baktım öylece. Omuzlarından tutup yükseldiğimde bu sefer onu öpen ben oldum.
O da bana karşılık verirken benim gibi naif ve incitmekten korkarcasına yavaş ama yılların öcüsünü almak ister gibi tutkuluydu. Bütün heyecanım bedenimde gezinirken kendimi ona bıraktım.
"Daha ne kadar öpüşecekler püsküllü?"
"Ya sussana ne güzel izliyoruz Kutay"
Duyduğumuz seslerle birbirimizden ayrıldık. İkimizde kapının oraya baktığımızda Kutay ve Dicle bize bakıyordu "Çok ayıp" dedi Ulaş onlara takılarak.
Kutay aynı hızla Dicle'ye döndü "Bencede çok ayıp. Kınıyorum seni püsküllü" hallerine gülmeden edemedim.
Dicle Kutay'a ters bakışlar atıp bize döndü "Çekirdek, kola almıştık bizde" diyerek ellerinde ki poşetleri gösterdiler.
Ben ve Ulaş salıncaklı koltuğa geçerken Dicle ve Kutay kendilerine sandalye almışlardı. Ortamıza bir sehpa koyduğumuz için çekirdek ve kolayı üstüne koymuştuk.
Ulaş bir kolunu benim arkama koltuğun sırtına atmıştı ama parmağının ucuyla saçlarımla oynadığının farkındaydım.
"Şimdi siz oldunuz yani değil mi?" Kutay'ın şüpheli gözlerine baktım. İnanmakta güçlük çekiyordu benim gibi "Öpüşürken gördük daha nasıl bir kanıt istiyorsun Kutay" Dicle doğru söylüyordu ama şu öpüşme olayını söyeyip durmasa mı yanaklarım kızarıyor.
"Ulaş sen ne yapmayı düşünüyorsun? İstanbul'da yani?" Dicle'nin sorusuyla Yanımda ki Ulaş'a döndüm. Bende bu sorunun cevabını merak ediyordum.
Saç tutamlarımla parmağıyla oynarken gözlerini gözlerimden çekmedi "İstanbul'da ki restoran ile ortaklığımı bitirdim bana çok sorun çıkarıyordu. Artık Ankara'dayım.
Kalbimin olduğu yerde" artık buradaydı hep yanımda.Gülümsedim ondan ayrılmak istemiyordum. Ulaş iyi bir aşçı olduğu için iş bulması zor olmicaktır. "Ee ne diyoruz o zaman" Kutay içinde kola olan bardağı havaya kaldırdığında bizlere beklentiyle baktı "Üzmeyelim şimdi" diyen Dicle'nin alaylı sesine güldüm.
Herkes eline bardağını aldığında ne söyleneceğini beklentiyle bekledim. Ama beni şaşırtan sözün beklemediğim birinden gelmesiydi.
Ulaş'tan."Hayatımızdan bir Pijamalı Kız geçti"
Güldüm, diğerleriyle Ulaş'ın sözünü tekrar ettik. Ulaş ile bakışlarımız ayrılmazken ikimizde güldük.
"Hayatımızdan bir Pijamalı Kız geçti"
SON
✨✨✨
Ve bitti
İlk kez bir hikayeye veda ettiğim için biraz garip hissediyorum ama onlar adına mutluyum.
Olca ve Ulaş benim aklıma bir anda gelmişti. Yazmamda bir anda oldu. Aklıma geldiği gün yazmıştım.
Pijamalı kız bir yaz hikayesiydi. Yaz bitti ve Pijamalı Kız bitti. İyi ki zihnimde oluştular ve onları yazdım.
Öyle büyük bir hikayeleri yada şaşırtıcı hayatları yoktu ama güzeldi her şeyiyle. Yada ben yazdığım için bana öyle geliyor.
İyi vardınız Olca, Ulaş, Dicle, Kutay...
Sizler de iyi ki vardınız güzel okuyucularım. Bu hikayede yanımızda olduğunuz için teşekkür ederim :)
- En sevdiğiniz karakter kimdi?
(araya bir soru sıkıştırayım)
Başlangıç: 16/06/2024
Bitiş: 31/07/2024O zaman ne diyoruz?
HAYATIMIZDAN BİR PİJAMALI KIZ GEÇTİ
ELVEDA PİJAMALI KIZ
✨✨✨
![](https://img.wattpad.com/cover/371125890-288-k529342.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİJAMALI KIZ (yarı Texting)
TienerfictieYıllarca platonik olduğu üst komşusuna yazmaya karar veren Olca. Bir uygulama üzerinden pijamalı kız adıyla açtığı hesaptan anonim olarak yazmaya başlar. Başlangıç tarihi : 16/06/2024