21. Bölüm

358 45 19
                                    

"Olca kalk"

Duyduğum seslerin ardından gözüme akın eden güneşle inledim "Annneeeee" gerçekten mi ya? Şu sabah kalkma işleri ortadan kalkmalı. "Anne sabah sabah odamda ne işin var?" gözlerimi bile açamazken örtüme sıkı sıkı sarıldım.

"Olca geleli iki gün oldu ama heryeri dağıtmışsın kızım. Senin bu dağınıklığını ne yapacağız?" sorumuydu bu şimdi? "Ben ve dağınık odan halimizden mutluyuz" gitmesini diledim ama olmadı. Üstümdeki örtüyü çekip aldı.

"Misafir gelicek kalk" sabah sabah mı? "Anne misafir neden sürekli bize geliyor?" Annemin içli bir nefes verişini duydum ama uyumaya devam ettim. Kadının hayatında ki bütün derdi bendim.

"Meryem'leri kahvaltıya çağırdım. Dün Ulaş bir anda sürpriz yaptı ya bende kahvaltıya çağırayım dedim. Gelirler şimdi toparlan" gözlerimi hızla açtım "Ulaş'ı benden daha çok sevdiğini düşünmeye başlıyorum anne. Ben geldiğimde doğru düzgün hoşgeldin demeden hesaba çekmiştin" yatağımın yanında dikilen anneme baktım.

Güldü "Ulaş oğlum sayılır tabi ki gelişine mutlu oldum" arkasını dönüp giderken hatırlatmasını yaptı "Beş dakika içinde hazırlanıp salonda ol" sıkıntıyla kafamı yastığıma gömdüm.

Onunla komşuyduk ve annelerimiz fazla iyi anlaşıyordu. Onunla karşılaşmamam için Ulaş'ın en yakın zamanda İstanbul'a geri dönmesi gerekiyor.

Uyku bu kadar tatlıyken ben nasıl kalkayım anne onu da söylesen.

"Olca kahvaltıya gel!" annemin kapının dışından bağrışını duyduğumda hızla kafamı kaldırdım. Öylece durayım derken uyuya kalmıştım. Annem anlamış olucak ki kapıma gelip beni geri uyandırmıştı. Sadece birkaç dakika gözümü dinlendirdim ne var sanki.

Yatağımdan kalktığımda dağılan saçlarımı geriye attım. Ne kadar dağınık yatıyordum. Üzerimde açık yeşil üzerinde çizgiler olan pijamam vardı. Önce mutfağa gidip su içmek istiyordum daha sonra üstümü değiştirip hazırlanırdım. Onların karşısına böyle çıkmak istemiyordum.

Odadan çıktığım da elimle gözlerimi ovuşturdum. Koridorda öylece yürürken sesleri anlamıyordum uykulu halimle. Salona geldiğimde gördüğüm kişilerle uyku kalmazken irileştirdiğim gözlerimle masaya baktım.

Annemin hazırladığı güzel kahvaltıların başında oturan kişilerde kaldı gözlerim. Ulaş'ın annesi ve babası yan yana otururken hemen karşılarında benim annem ve babam oturuyordu. Ulaş annesinin yanında otururken herkesten önce onun bakışları bana döndü.

Gözleri baştan aşağı beni süzerken kızaran yanaklarımı saklamak istedim çünkü o bana baktıkça yanan tenimi hissedebiliyordum.

Herkes bana döndüğünde o kendi dudağında ki gülüşü saklama çabasına girmişti. Tabi onun evinde derli topluydum şimdi ise gerçek kendimdim.

"Olca otursana" Meryem teyzeye gülümsedim. Başlarında öylece dikiliyordum. İlerleyip annemin yanına oturdum zaten görüceklerini görmüşlerdi ve bu alışmış halleriydi.

Tam karşımda Ulaş varken onun gözlerine denk gelmemek için ekstra çaba sarf ediyordum. "Olca'yı uyandırmak zor biliyorsunuz. Yoruyor beni" anne ya şuan benim önümde benim dedikodumu yapmak zorunda mısın? "Alıştık biz Olca'ya" Meryem teyzenin gülüşü içimi ısıttı.

"Alıştık artık" şuana kadar değdirmediğim gözlerimi Ulaş'a çevirdim. Hiç çekinmeden bana bakması beni geriyordu. "Ben kendime çay koyayım" diyerek ayağa kalktığımda bardağımı elime aldım.

"Ulaş'ın da çayı bitmiş ona da koy kızım" kendi tarafımdan çıkıp karşı tarafa geldiğimde diğerleri derin bir sohbetin içine girmişti çoktan. Ulaş'ın başında dikildiğimde bakışları bendeydi.

Boş bardağını aldığımda yüzüne baka baka gülümsedim "Ulaş abimin bardağını da doldurayım" onun kaşları öyle bir hızlı çatıldı ki ben eğlenerek sırtımı dönüp mutfağa gittim.

Abilik öyle değil böyle olur Ulaş Bey.

Sap döner, keser döner gün gelir hesap döner.

Bardaklara çayı koyduğumda masaya geri döndüm. Ulaş'ın yanına geldiğimde çatık kaşları hâlâ yerli yerindeyken önüne bardağa koydum.

Kendi yerime geçtiğimde bardağımı masaya koydum "Ben saçımı toplayacağım" diyip masadan ayrıldım. Dağınık saçlarım önüme gelip dururken kabardığına emindim. Odaya girdiğimde tokalarımdan birini aldım elime.

Kapımın hızla açılmasıyla kapıya döndüm. "Sen ne yapıyorsun burada?" karşısına dikildim. Odaya iyice alışmıştı.

Ulaş sinirli gözlerle bana bakarken durdum öylece "Odama böyle sürekli giremezsin!" uyarılarım umrunda değil gibiydi "Tuvalete gittiğimi sanıyorlar" neyseki iyi bir bahane bulmuştu. Tuvalet benim odamın bulunduğu koridordaydı.

"Odamdan çık Ulaş abi" onun yanından geçip kapıyı açıcaktım ki yanımdan uzanan eller kapı açılmadan kapattı. Ona döndüğümde sırtım kapıdaydı o ise tam karşımda. O filmlerde ki konumdaydık resmen.

"Demek abi" tehditkar sesini anlamlandıramasamda başımı salladım "Abim değil misin Ulaş ab..." sözümü hızla kesti "Değilim. Abin filan değilim. Sen tek çocuksun Olca bir abin filan yok" kendi sözlerini yüzüne vurulması canını sıkmış görünüyordu.

"Sen benim manavi abi..." bu sefer sözlerimi konuşarak bölmedi. Dudağımın üstündeki dudaklarıyla susmak zorunda kaldım.

Ben öylece kalırken o dudağımdan çekilip gözlerimin içine baktı. Beni öpmüştü. Beni dudağımdan öpmüştü.

Çok naif ve kısaydı ama kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu.

Yüzlerimizin arasında kısacık mesafe varken gözlerine öylece bakıyordum  "Bu sikik aklım, bunları hakketim biliyorum ama yapma Olca. Hakkettiğimi biliyorum ama yapma lütfen. İkimizde birbirimizi hiçbir zaman kardeş olarak görmedik."

Evet öyleydi onu hiçbir zaman abi olarak görmemiştim çünkü aşıktım. Ama benim canımı nasıl yaktığını bilmesini istedim.

Dudağımın üzerine hafif bir öpücük bıraktıktan sonra beni bileğimden tutup çekti. Kapıyı açacak yer açıldığında bana döndü " Doğru olanı değil, doğru bildiğimi yapıyorum" bakışları sözlerini tasdiklerken gitti.

Ardından kapanan kapıya baktım öylece. Öpmüştü beni. Bana aşıktı. Yıllardır hayalimdeki şey gerçekleşmişti.

Elim dudağıma gittiğine hâlâ onun dudağını hissediyor gibiydim.

Kendime gelmeye çalışırken elimde ki tokaya baktım ama yoktu saçımı bağlamak için aldığım tokamı düşürmüş müydüm? Yere baktığımda yerde toka yoktu.

Ulaş mı almıştı?
O beni öptüğünde ben hiçbir şey algılayamadığım için aldığını bile farketmemiştim.

✨✨✨




PİJAMALI KIZ (yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin