-bölüm 28-
M📞 -Eylül, çok streslendim ne yapacağımı bilmiyorum
E📞 -Melin tek yapacağın şey ofisine girip onu öpmek sonrasında da üstü-
M📞 -Eylül susar mısın?! Şakanın sırası değil.
-Öyle şeyler de olmayacak
-Daha da streslendim neyse kapatıyorum insanlar bana bakıp duruyor.
E📞 -Görüşürüz, aşkım! Her şeyi anlatacağını umuyorum bana.
Eylül telefonu kapattığında nihayet binaya girdim güvenlikten geçtim. Lobi kısmına ilerledim ve orada bekleyen kadına, "Ekin Bey'in odası kaçıncı katta acaba?" dedim.
Kadın beni süzdükten sonra, "20. kat." dedi. Teşekkür ettim ve merdivenlere yöneldim. Asansörlerden korkuyordum ve şimdi 20 kat merdiven çıkmak benim için cehennem olacak.
...
Son merdiveni çıktım en yakındaki koltuğa nefes nefese oturdum. Katın girişinde bekleyen kadın yanıma geldi ve "İyi misiniz hanımefendi? Su ister misiniz?" diyince kafamı onaylayarak salladım.
Yan taraftaki sebilden su doldurdu ve bana uzattı. Suyu içince kendime anca gelmiştim. Ayağa kalktım saçımı başımı düzelttim ve kadına, "Ekin Bey için gelmiştim ama içeride mi acaba kendisi?" dedim.
"Adınız neydi?" diyince "Melin Aktürk." dedim ve masasına gidip oradaki kağıtlara bakmaya başladı. "Randevunuz gözükmüyor hanımefendi." anlamadım? Randevu mu almam gerekiyordu? Sırf Ekin'i görmek için.
"Adımı söylerseniz eminim ki kendisi seve seve kabul edecektir beni."
"Üzgünüm, hanımefendi. 3 hafta sonrasına randevu verebilirim isterseniz." 3 hafta?? İnsanlar Ekin'le görüşmek için 3 hafta mı bekliyor? Ben beklemeyeceğim.
Kadına, "Dişinize ruj bulaşmış." dedim. Kadın şaşırdı ve arkasını dönüp telefonunu çıkarınca Ekin'in odasına doğru koştum hızlıca kapıyı açtığımda arkamdan kadının geldiğini de gördüm. İçeri girip kapıyı kapattım. Ekin şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Gökten melek düştü sanırım." dedi yüzünde hafif bir gülümsemeyle bana bakarken.
"Kapıdan girdim aslında."
Kadın, "Ekin Bey merak etmeyin güvenliği çağırıyorum." dediğinde Ekin "Çağırmana gerek yok, Aslı. Kendisi tamamen zararsızdır." dedi.
"Sana ulaşmak için kaç kişiden geçtim inanamazsın." dediğimde yerinden kalktı ve yanıma geldi. Saçlarımı arkaya doğru itti. "Savaştan çıkmış gibi gözüküyorsun."
"İltifat için teşekkürler!" dedim sinirle. "20 kat bina yapmanıza ne gerek vardı? Hiç aklınıza gelmiyor mu bu insanlar nasıl çıkacak o kadar merdiveni?"
"20 kat merdiven mi çıktın? İnsanlar genellikle asansörü kullanıyor, Melin. Sende onlara katılabilirdin mesela?"
"Asansör korkum var."
"Hakkında yeni bir bilgi daha." dedi. "Kahve ikram edebilirim ister misin?" diyince kafamı olumsuz bir şekilde salladım. İkimizde ayakta bekliyorduk.
"Bir dakika, öncelikle bir şey denemem lazım." diyince merakla bana bakmaya başlamıştı. Dudaklarını öpüp geri çekildim. Şaşırıp olduğu yerde kalmıştım. "Yani bu olmadı gibi pek. Sen hissettin mi bir şey?" soruma hâlâ şaşkınlıktan cevap veremiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davet |Texting|
Literatura FemininaMelin; Kaç kez diyeceğim seninle davete gelmeyeceğim diye, hediye yollayıp durma! Ekin Soner; Kabul edene kadar yollayacağım. Melin; Desene o zaman paran bitecek. Ekin Soner; Bitmez.