Ona Aşıksın

16 2 7
                                    

Kapının yanında durmuştu Kaan Bey. Babam ise bana tiksinerek baktı ve konuştu:
"Kaan Bey, buyrun, alın, gptürün. Ne yaparsanız yapın, umurumda değil çünkü bu kişi benim ailemin bir parçası değil."

Şok üstüne şok yaşıyordum. Babam benden bu kadar kolay vazgeçmişti. Sadece babam değil, tüm ailem. Ablamı zaten geçiyorum ama annemden bunu beklemezdim. Geldiğimden beri bir kez olsun yüzüme bakmadı. Biliyordum, baksa canı yanardı. Kaan Bey'in yüzündeki keyfi görebiliyordum. İstediğini elde etmişti. Babam, yerdeki çantamı üstüme fırlattı ve telefonum yere düştü. Çantam ne kadar sert değmiş olursa olsun, kalbimdeki sızı kadar acıtmadı. Telefonu alıp Gökhan Bey'i arayabilirdim ama artık bir önemi kalmamıştı. Hayata dair tüm umudumu kaybetmiştim. Kaan Bey, kolumdan tutup beni sürükleyerek evden çıkardı. Arabasını saklamıştı, muhtemelen ben görmeyeyim diye. Gökhan Bey de artık ya kovulurdu ya da istifa ederdi ve beni kurtaracak kimse kalmayacaktı.

Bir anda elinde sopa olan bir adamın bize doğru yaklaştığını gördüm. Gökhan Bey olduğunu düşünmezdim çünkü beni bırakıp gitmişti... ya da gerçekten gitmiş miydi? Evet, o Gökhan Bey'di. Kaan Bey durdu ve söze girdi:
"Çekil yolumuzdan, yoksa her şey daha kötü olur."

Gökhan Bey'in gözlerinden adeta ateş fışkırıyordu. Onu böyle ilk defa görüyordum. Beni koruduğu zaman da sert bir tavrı vardı ama bu başka bir şeydi. Hatta ben bile korkmuştum.

"Alora'yı bırak," dedi Gökhan Bey, "yoksa göreceğin son şey bu manzara olur."

Söylediği o kadar ciddiydi ki, ikimiz de yapacağına inanmıştık.
"O kız benim karım. Ailesi bile onu bana teslim ederken sen kim oluyorsun da onu benden almaya kalkıyorsun?" Kaan Bey alaycı bir şekilde cevap verdi.

Gökhan aynı tonda ama daha sinirli ve hayal kırıklığıyla konuştu:
"Ailesi mi? Hangi aile kızını bile bile zulme gönderir? Açıklamasını dinlemeden onu yargılar ve cezasını keser? O insanlar kızın ailesi değil, sadece onu büyütenler. Şimdi Alora'yı bırakıyor musun, yoksa sana haddini bildirmek zorunda mı kalacağım?"

Gökhan Bey, sanki benim hissettiklerimi benden daha iyi anlatıyordu. Olanları nasıl duymuş ve buraya nasıl gelmişti, hâlâ anlayamıyordum. Kaan Bey beni bırakıp Gökhan Bey'e doğru yürüdü. Gökhan Bey ise sopayı atarak Kaan Bey'in üzerine gitti.

İlk darbeyi atan Kaan Bey oldu, ama Gökhan Bey hızlıca darbeden kaçındı ve karşılık verdi. Kaan Bey'in boğazına öyle sert bir yumruk indirdi ki, Kaan Bey bir anda dengesini kaybedip yere yığılmıştı. Gökhan Bey onu daha kötü hale getirebilirdi ama sadece bir darbeyle işi bitirmişti çünkü Kaan Bey'le savaşmak istemiyordu. Savaşmak istediği başka şeyler vardı sanki. Kolumdan tutup beni hırsla eve geri götürdü. Evin kapısını kırar gibi açtı, Herkes korkmuştu. Yanımda 1.85 boyunda, gözleri alev alev yanan, sinirli bir adam vardı. Gökhan Bey herkese aşağılama dolu bakışlar fırlattı. Babam, her zamanki gibi ilk konuşmaya başladı:

"Sen kimsin de böyle destursuz giriyorsun evime?" Gökhan Bey gözlerini babamınkilerden ayırmadan ona bakmaya devam etti. Babam korkmuştu.
"Asıl siz kimsiniz?!" diye gür bir sesle bağırdı Gökhan. Öyle ki belki tüm mahalle duymuştu.

Babam sinirle karşılık verdi:
"Biz maalesef o yanındaki kahpenin ailesiyiz!"
Gökhan Bey'in kasları gerildi, bileğimi o kadar sıkıyordu ki parmaklarımı hissetmiyordum artık. "Bu kıza nasıl böyle bir şey söyleyebilirsiniz?!" diye bağırdı.

Babam hâlâ Gökhan Bey'in kim olduğunu bilmiyordu, birazdan söylediklerinden sonra ben de bilmiyor olacaktım. Ama babam yine de konuştu:
"Evli olduğu halde başka bir adamla düşüp kalkıyordu, buna ne denir? Sen kimsin de bize hesap soruyorsun?"

Soğuk Kalplerin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin