Lal'den devam
Pencereye baktığımda havanın yavaş yavaş karardığını farkettim
Resmen gün boyu sandalyeye bağlı bir şekilde oturmuştum ve beyin hücrelerim yok olmuştu sanırım. Aç ve oldukça halsizdim. Hareketsizlik ten dolayı heryerim uyuşmuştu
O çükütay Azat daha günlerin var burda derken he he diye geçiştiriyordum ama şuan umutlarım kesilmişti.
Bunlar beni dağa falan mı kaçırdı acaba lan? Pencereden de bişey gözükmüyo ki
Kaçmak için lavaboya girme girisiminde bulunmuştum ama adamlar ellerinde olsa lavaboya da benimle birlikte giricekti! Tıpış tıpış yerime yollanmış ve tekrar bağlanmışım
Sandalyeyle zıplaya zıplaya pencereye gitmiş ve kafa atıp kırmayı bile denemiştim!
Ama sonuç kafam acımıştı
"Aloo!"
"çükütay Azat!"
"Açım ben yemek getirin!"
Kapının çok az uzağındaydım. Sandalyeyle zıplaya zıplaya kapıya gittim. Ayağımın kenarıyla kapıya vurmaya başladım
"Aç lan dingil!"
Hiçbir ses gelmiyordu. Sinirle geriye gittim. Kapıda korumalar vardı biliyordum
Aklıma gelen fikirle gözlerimi kıstım. Geberme taklidi mi yapsam? Ne kaybederim ki?
İlk başta bağlandığım sandalyede kendimi yere düşürdüm. Ses oldukça yüksek sesle çıkarken kapıya baktım
Niye gelmediniz lavuklar!
Bu sefer acı içinde bağırmaya başladım
"Agh! İlaçlarımı almam gerek atak geçiriyorum!" Ve sandalyede debelenmeye başlamıştım olduğum yerde. Bir oraya bir buraya sandalye sesi çıkarken kapıya baktım
Birkaç tıkırtı olmuş ve kapı açılmıştı
İçimden umarım Ferittir diye dua ederken suriyeli Azat çıktmıştı bir anda kaşları çatık bir şekilde
Allah kahretsin
"Ne bağırıyorsun?"dedi oldukça sert bir şekilde
Ben hala titriyormuş gibi yapıp yüzümü buruşturdum.
"İlaçlarımı almazsam öleceğim ben hastayım!"
"Ne hastasısın"
"Bende ankastre ay! Anksiyete var ilaçlarımı almazsam ölürüm anlıyormusun"
"Anksiyete den kimse ölmez yeme beni"dedi ve kapıya yöneldi
"Ya anlamıyorsun! Bende son seviye yani arş! ilaçlarımı alayım bırakta. Bak ben ölürsem sizin sonunuz pek hayra olmaz o yüzden sal beni "dedim hızla
Titreme taklidi yapmaya devam ettim. Mal gibiyim abi şuan!
Düşünmüştü biraz
"İlaçların nerde?"
"Evde"
Sinirle solmuştu
"Lan ben mi dedim sabahın köründe kaçırın diye "
Gerilmiş duruyordu
"İplerini çözersen durdurabilirim atağı"dedim
Gülmüştü bu dediğime
"İki dakika sonra burda ölümle bakışırsın artık "dedim ve sesimi sonlara doğru kısıklaştırdım. Anlımı parkeye dayadım ve çakmaması için dua ettim içimden
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nerdesin Kayla? - (Gerçek Ailem)
أدب المراهقين☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var"