Medya:Efken
"Lal..."
"Bırak uyusun yorgun olmalı"
Ardından bedenim havalanmış ve ilerlemeye başlamıştık. Sanırım bu Ediz'di. Hava soğuk olduğu için iyice sindim. Konuşma sesleri geliyordu ama çok uykum vardı
Yumuşak bir yere konmuş ve uyumaya devam etmiştim
Ediz'den devam
Kucağımdaki kardeşime baktım. Yüzünün rengi solmuş yanağı kızarık ve bileklerinde kesikler vardı. Boynu morarmıştı...
Ruh gibi görünüyordu. Onu inceledikçe içimdeki sinir büyüdü. Oflaz abim ve babamın o şerefsizi güzelce halledeceğini biliyordum ama içim yanıyordu ona baktıkça. Keşke yetişebilseydik, keşke bunları tekrar yaşamak zorunda kalmasaydın...
"Abi"
Yanımdaki Efken'e baktım. Endişeli duruyordu benim gibi
"İyi olacak mı sence"dedi kısık sesiyle
"Tabi olucak o bizim kardeşimiz" Etrafı sessizlik sardı. Umarım öyle olurdu. Aksi takdirde kimsenin kaldırabileceğini sanmıyordum
"Biz gidelim o zaman abi sabah yine geliriz görmeye" üzgün duruyorlardı hemde çok
Batu'nun dediği şeyle herkes teker teker evlerine dağılmıştı. Lal'ı yavaşça yukarıya çıkardım ve yatağına bıraktım. Anlına öpücük kondurdum. Çok güzel kokuyordu hala parfümünden dolayı. Kucağına da arılı yastığını bıraktım ve aşağıya indim. Yüzüne baktıkça kendimi suçluyordum çünkü
Saat akşam 9 olmuştu, babam ve Oflaz abim sonunda gelmişlerdi. Geldiklerinde ellerinde kurumuş kanlar vardı. Gördüğüm şeyle keyfim yerine geldi. Oflaz abimle babam dış görünüş olarak benzemesede içten çok benziyorlardı aslında. İkisininde sinirlenince gözleri dönüyordu
"Artık konağa adım atmaya bile götü yemez. Lal nerde?"dedi Oflaz abim Amerikan mutfağa yönelirken. Bir yandan da gömleğini çemreyip elini temizliyordu
"Uyuyo abi"dedi Efken
"Tamam, sabah erken uyandırmayın uykusunu alsın" ifadesi sertti. Hala siniri geçmemişti. Kaşları derince çatık bir şekilde elini temizliyordu
Cüneyt dedeme baktım. Tekli koltukta oturmuş düşünceli duruyordu. Bir eliyle beyaz kısa sakalıyla oynuyor diğer eliyle de bastonu tutuyordu. Ne düşünüyorsa hiç hayra alamet durmuyodu
"Deniz amcamdan hala haber yokmu"diye sordum
Cüneyt dedenin kaşları çatılmış ve "Onu bir elime geçirsem..."
"Nerde onu bile bilmiyoruz"dedi Aysel nine mutsuzca
"Öyle başını alıp çekip gitmenin hesabını verecek"dedi Cüneyt bu sefer
"Öyle deme Cüneyt onun yoluna taş koyan biziz çocuk haklı bir nevi"dedi Aysel nine
"Altunhanlarla asla akraba olmayacağım"dedi kollarını kavuşturarak
"Büyük konuşma"
"Ne yani destekliyormusun onları"dedi Cüneyt dede
"Biz de düşman ailelerin çocukları değilmiydik Cüneyt" dedi Aysel nine tebessümle
O an Cüneyt dede durmuştu. Artık empati yapabiliyordu ama onlara karşı olan içindeki öfke onu engelliyordu her defasında
"Aynı durum değildi farklı şeyler ve Asla desteklemeyeceğim"diyip sinirle ayağa kalktı ve salonu terk etti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nerdesin Kayla? - (Gerçek Ailem)
Teen Fiction☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var" 𝙺𝚊𝚙𝚊𝚔 𝚝𝚊𝚜𝚊𝚛ı𝚖ı𝚗ı 𝚢𝚊𝚙𝚊𝚗 𝚞̈𝚜𝚝𝚊𝚍 :@Nehirleradamolmaz__🩷