6.Bölüm

390 75 37
                                    

Selamlar, umarım iyisinizdir.
İşte size yeni bir bölüm daha. Keyifli okumalar. 😊

 😊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&

Sabah olduğunda fırtına çoktan dinmişti. Nedensizce Karan'a kırılmıştım. Bu yüzden bu sabah dışarı çıkmamıştım. Hades'i çıkarıp kulübeyi temizlemeye başladım. Her yer hâlâ ıslaktı. Temizlik bitince içerinin havalanması için kapıyı ve pencereleri açıp sedire uzandım. Onu düşünmemeye çalışıyordum. Sağa döndüm sonra da sola. Herkesin imrenerek baktığı saçlarım yapış yapış olmuştu. Duş almam gerekiyordu ama giyinecek doğru düzgün bir eşyam kalmamıştı. Birkaç parça badi vardı valizimde ama onlar yarım koldular.
İzlendiğimi hissederek bakışlarımı kapıya çevirdiğimde onunla göz göze geldim. Hiçbir şey söylemeden bana bakıyordu. Doğrulup oturdum. "Hasta mısın?" diye sordu. Şaşırmıştım ama belli etmemeye çalışarak ona cevap verdim: "Hayır, neden sordun?"

Masaya baktı. "Dışarı çıkmadın, kahvaltı da etmemişsin."
Omuz silkerek, "Canım istemedi," dedim. Derin bir nefes aldı ve dişlerini sıkarak, "İyi!" dedi. Başımı yastığa koyup ona arkamı döndüm. Beni düşünüyormuş gibi davranmasına gerek yoktu. Her fırsatta içindeki nefreti bana göstermeyi başarıyordu sonuçta. Kolumu tutunca irkilerek ona baktım. "Gidiyoruz," dedi. Şok içinde, "Nereye?" diye sorunca, "Valizini ve kirli eşyalarını yanına al," dedi. Hırsla bağırdım: "Nereye dedim sana?"

Kaşlarını çatarak, "Bağırma ve sakin ol biraz!" dedi. Dikkatle yüzüme bakıyordu ama neden? Neden bu kadar dikkatle bakıyordu bana? Gözlerim doldu. Anlamıştım çünkü. Beni babama götürecekti. Şaşırarak dolan gözlerime baktı ve, "Korkma, babana götürüyorum seni." dedi. Dudaklarımı bükerek, "Ama sonuçta gidiyorum," diyebildim. Öylece bakakaldı bana ve kolumu bıraktı.

Sessizce ağlayarak, "Hades'i içeri aldığım için mi kızdın? Yoksa Sakız ablayla aranı bozduğum için mi?" diye sordum. Cevap vermedi. Hatta gözünü bile kırpmadan bana bakmaya devam etti. Ardından derin bir nefes aldı ve kısa bir süreliğine bakışlarını boşluğa çevirdi. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Öyle kilitli bir kalbi vardı ki o, hiçbir şekilde açmak ve duygularını anlamak mümkün değildi.

Kapıya doğru yürümeye başladı ve çıkarken, "Arabada bekliyorum. Birkaç saat sonra geri döneceğiz. Ağlama artık!" dedi. Sevinçle gülümsedim. Bunu görünce daha da şaşırdı ve hızla dışarı çıktı. Hemen sedirden kalktım ve kirli eşyalarımı valizime koydum. Döneceğiz dediyse dönecektik.

Karan ruhsuz bir adam olabilirdi ama asla yalancı değildi. Bunu biliyordum.
Elime bir salam paketi alıp valizimle beraber dışarı çıktım. Salam paketini açıp Hades'in önüne koydum ve, "Korkma! Birkaç saat sonra döneceğim, Hades." dedim.

Hades yüzümü yalamaya başlayınca gülümseyerek ona salamları gösterdim. İştahla yemeğe başladı. Arabaya bakınca Karan'la göz göze geldim. Başını koltuğa yaslamıştı ve dikkatle bizi izliyordu. Sevgiyle Hades'in başını okşayıp arabaya doğru yürüdüm. Acaba nereye oturmalıydım? Karan arabadan inip elimdeki valizi aldı ve bagaja yerleştirdi. Ardından tekrar arabaya bindi. Öylece kalmıştım. Mesafeyi sevdiğini bildiğim için arka koltuğa oturdum. Dikiz aynasından bana bakıyordu. Bakışlarından kaçmak için başımı pencereye dayadım ve Hades'i seyretmeye başladım.

Bİ'NEVÎ ÖLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin