Meriç ise beyninden vurulmuşa döndü ve bir yerlere tutunmaya çalıştı, çünkü gerçekten yıkılmıştı.
"Sen, ne?" Diye sordu zorlukla.
"Ben hamileydim, senin bana sürprizi yapacağını düşündüm ve ben de o yüzden o gün diyecektim, ama beni çok sert yere fırlattıgında düşük yaptım" dedim ama nasıl dedigimi ben de bilmiyorum.
Yıkıldı, tam anlamıyla yıkıldı, yere çöktü, yüzündeki ifade beni paramparça etti.
"Neden bana söylemedin!?" Diye cıkıştı, anlıyordum, acısını benden çıkartmak istiyordu çünkü canı çok yanıyordu ve dayanamıyordu.
"Eger deseydim kafama silah dayamayacak mıydın, Meriç!?" Diye cıkıştım.
Yıkılan her parçasını tekrar yıktım.
"Hayır" Diyebildi sadece.
Ben ise kafamı yere Eğdigimde gözümden akan yaş elime damladı.
Pastaya baktım, mumlar nerdeyse erimekten bitmişti.
Dilek dileyerek pastayı üfledim.
"Şu anda yaşıyor olsaydı" 1 yaşında olacaktı dedim zorlukla.
Yüzüne baktığımda, yüzündeki acının sanki ruhsal degil de fiziksel olduğunu gördüm.
Gözleri tamamen karnıma odaklanmıştı "yalvarırım sana, yalan söyledim de" dedi çaresizliğin tam olarak ne olduğunu onda görebiliyordum.
Sadece kafamı hayır anlamında salladım, yumruğunu sertçe yere geçirdiğinde ürküp şaşkınlıkla ona baktım, Ama o bununla yetinmedi, yumruk atmaya devam etti.
Ben hala kendimde değildim sadece ona bakakalmıştım, ama en sonunda kendime gelince uzanıp ellerini sıkıca tuttum ve onu engelledim.
Elleri neredeyse kanıyordu, "Keşke bunu öğrendiğimde ölseydim" dediginde yutkunamadım.
Eğer hamile olduğumu bilseydi hiç bir şey böyle olmazdı.
Benden alınan bir parça ikimizi de paramparça etmişti.
Dayanamayıp ona sarıldım, belki parçalarımız birleşip bizi iyileştirir diye.
Sarılmama şaşırdı ama yine de öyle sıkı sarıldı ki bir daha beni bırakmak istemiyormuş gibi.
Beni çok özlemişti, bu gayet belli oluyordu.
Sarıldığım an kalp atışları hızlanmıştı, hala bana aşık mıydı?
Baya uzun süre sarıldık, buna ikimizin de ihtiyacı vardı, ilk ayrılan ben oldum ama gözüne bakamadım, gozlerim pastaya döndü.
Gözümün önüne bir bebek geldi; 1 yaşlarında, koyu turuncu saçlı, yemyeşil gözlü, cille kaplı yüzü ve gülümseyen küçük dudakları.
Tekrar karnımdan vurulmuşum gibi sancı girdi karnıma.
Acı ile elim karnima gitti ve yanaklarım ıslanınca ağladığımı fark ettim, zar zor Meriç'e baktım, yüzünden acı çektiği belli olduyordu.
Kalbimdeki küçük ateş onun acı barutu ile birleşti ve ikimizi de yaktı.
Annem ve babam öldüğünde ben ölmedim, intihar ettiğimde ben ölmedim, bebegim öldüğünde ben öldüm.
Kendimi uzun bir süre toparlayamadım ama kendimi toparlamam lazımdı.
"Ben dışarı çıkacağım" dedim ve kalkıp lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkayım ve evden çıktım, yolda yürümeye başladım.
Zaten enrdeyse gece olduğundan biraz yürüyünce karanlık çöktü, biraz sonra arkamdan birisinin yürüdüğünü hissettim, daha hızlı yürüdüm ama o da daha hızlı yürüdü, hemen daha da hızlanıp ilk mağazaya girdim ve biraz orda durdum.
Sonra ise izimi kaybettirmek için mağazadan çıkıp ters yöne doğru koşmaya başladım, en sonunda çıkmaz sokağa girmiştim ama nefes nefese kalmıştım, tenha bir yerdi ama adama izimi kaybettirmistim.
Kafamı geldiğim yöne çevirdim, bana doğru geldiğini gördüğümde tamamen çıkmaz sokağa sıkıştığımı anladım.
Başıma neler gelebileceğini düşünürken korkuyla etrafa baktım, bana tamamen yaklaşınca ani şekilde beni bileklerimden yakaladı ben de şokta olduğumdan öylece kalakaldım.
Beni cekiştirdiginde biraz kendime geldim ve geriye çekilmeye çalıştım ama ben daha çok çabaladım anda aklıma kurtulmak için işime yarayabilicek bir video geldi, tam onu kendime çekip geriye ina tekme atmaya çalışacaktım ki beni bırakınca geriye savrularak kafamı sertçe duvara çarptım ve yere düştüm.
En son hatırladığım şey gözlerimin kararması oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddiaşk 2
Teen Fictionİddia üzerine bir aşk sonucunda öğrenilen gerçekler ve geçmiş.