Evlilik

27 1 0
                                    

Sonraki 1 hafta o kadar hızlı geçti ki nasıl geçti anlayamadım.

O kadar hazırlık ve koşturma ile geçmişti ki ayağım zaten ağrıyordu.

Ayağım o kadar ağrıyordu ki eminim düğünde ayakta bile duramazdım.

Her şeyin bu kadar aceleye gelmesi Meriç yüzünden çünkü beyefendi çok erkene ayarladı her şeyi, randevular dahil.

Meriç'ın düşüncesine göre ise erken aldı çünkü hem kışa kalsın istemedi hem de kışın benim ve onun işi olduğu için sonuçta ben öğretmenim.

Aynadan üstüme baktım, biraz göğüs dekoltesi olan, uzun tül kolları olan, hafif kabarık ve düz gelen tüller ve yırtmaç ile sade olan elbiseye baktım.

Aynadan üstüme baktım, biraz göğüs dekoltesi olan, uzun tül kolları olan, hafif kabarık ve düz gelen tüller ve yırtmaç ile sade olan elbiseye baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu en ilk olacak olan nikah için kombinimdi.

Bir sahilde yapmaya karar vermiştik, hiç bir düğün salonu ile anlaşamadık, her şeyi kendimiz ayarladık.

Yürüyecegim yolda Meriç ile duruyorduk, Miraç ise önümüzde kendine göre bir takım elbise giyip hevesle bekliyordu, elinde bir sepet vardı ve sepetten biz yürürken konfeti atacaktı.

Meriç ise beya bir damatlık giyinmisti, beyaz- bej rengi karışıktı ama ona yakışmıştı.

O düğün boyunca bunu giyecekti ama ben 2 elbise değişecektim.

Hafif açılan şarkı ile ileriye doğru yürümeye başlamıştık, sonunda sunagın altına gelince nikah memuru bize güven verici ve samimi şekilde gülümsedi.

Biz de ona gülmedik ve Meriç da tuttuğu elimi güven verici şekilde sıktı.

O kadar heyecanlıydım ki midem bulanıyordu, ama en azından tatlı bir bulantıydı.

Memurun dedigi her şeyi dinleyip cevapladım ve o kısma geldik. "Sayın Meriç Yılmaz, hiç bir baskı altında kalmadan, kendi hür iradeniz ile sayın Maria Karaca ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Diye sordu.

Bir an sessizlik oldu.

O sessizlik o kadar uzun geldi ki ama sonunda Meriç'in yüksek sesle ve net şekilde dedigi "evet" sesi geldi.

Diğer insanlar alkışladı, zaten çok az kişiydik belki 50 kişi bile değildik.

Bu sefer memur bana döndü ve yine sordu;" sayın Maria Karaca, hiç bir baskı altında kalmadan, kendi hür irademiz ile sayın Meriç Yılmaz ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Diye sordu.

Ben de bir an için sessizlik anı yarattım, o sessizlik bana uzun geldiği için dayanamadım, sesimin titreyecegine emindim ama sesim o kadar net ve gür çıktı ki ben bile şaşırdım.

Bağırarak "Evet" dedim.

Bir alkış koptu, herkes bizi son gücü ile alkışladı.

O kadar mutluydum ki.

İddiaşk 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin