Güneş ve Ayçiçeği

18 1 0
                                    

Bir an şaşkınlıkla donup kaldı ama sonunda elleri belime dolandı, beni kendisine yaklaştırdı.

Öpüşeme her zamankinden çok daha farklıydı, yoğun bir özlem vardı, senelerin özlemi, asla bitmeyecek olan o özlem.

En sonunda geri çekildi ve bir eliyle yanağımı kavradı, gözlerimin içine baktı.

Rahatlamış bir nefes verdim ve vucudu gevşedi.

Gözlerinin içindeki mutlulugu ve mudu gördüm.

İçimde yanan özlem kıvılcımı asla sönmedi, kendime çektim ve daha fazlasını istedim.

Ama Meriç ellerimi nazikçe kavradı ve beni durdurdu, anlamaz gözlerle ona baktım.

Nazik şekilde gülümsedi "şu an sarhoşsun, seni böylece kullanamam, eğer yarın istersen istediğin her şeyi yaparız ama şu an değil ayçiçegim" dedi nazikçe.

Sesi o kadar yumuşak ve şefkatliydi ki kendimi yumuşacık bir buluttan gibi hissettim.

İtiraz etmek istedim ama rahatlama bedenimi sardı.

Meriç nazikçe beni yatırdı ve yanıma yatıp beni sarmaladı.

Vücudumun gittikçe gevşedigini hissettim, vücudum kendini güzel bir uykuya verdi.

_________________________________________
Uyanınca başıma vuran keskin ağrı yüzünden inledim, etrafa baktım ama kimse yoktu, tam olarak bir şeyler hatırlamadığımı fark ettim ve düşünmeye çalıştım.

Hala hatırlayamıyordum, Meriç elinde kahvaltılık bir tepsi ile yatağa geldi ve tepsiyi kucağıma koyup oturdu.

Ona merakla baktım, yüz ifadesi biraz gergindi.

"Dün gece ne oldu?" Diye sordum.

"Hatırlamıyor musun?" Diye cevapladı.

"Hatırlasam neden sorayım ki?" Diye sordum.

"Haklısın" dedi.

"Tamam o zaman ne oldu?" Dedim.

"Sadece seviştik, abartılacak bir şey olmadı" dediginde donup kaldım, kafamdan aşağı kaynar sular döküldü.

Meriç sarhoşken benden faydalanacak bir tip değildi ama yüz ifadesi yüzünden ona inanabilirdim ta ki kahkaha atana kadar.

"Az kalsın ölüyordun korkudan, bembeyaz oldun" dedi Meriç.

Öfkeyle ona baktım, göz devirdim.

"Aslında, öpüştük" dedi bam diye.

Bi anda akşamki anılar aklımda canlandı, onu kendime çekip öpmem, bir de ben öpmüştüm!?

Yutkundum, yanagımın yandığını hissettim.

"Sadece sarhoşluktan işte" diye geçiştirmeye çalıştım ama sarhoşluktan değildi, çok istemiştim.

Meriç'e bakınca biraz hayal kırıklığı yaşadığını fark ettim.

Nedenini anlamadığım için "ne oldu?" Diye sordum.

"Öpüştük diye mutsuzsun sanki" dedi Meriç, ne diyebilirdim ki? İstedim mi diyeceğim.

"Mutsuz değilim, ben sadece... yani" geveledim ama düzgün bir şey diyemedim.

Hayal kırıklığı ile iç çekti, boynunun arkasını ovuşturdu.

Tereddüt ettim ama "istemiştim, sarhoşluktan değildi"diye itiraf ettim.

Yüzünde kendini tutamadan oluşan gülümsemeyi gördüm.

"İstedin" diye tekrarladı, "Peki ya hala istoyor musun?" Diye sorunca donup kaldım.

İddiaşk 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin