12. Bölüm - Rezillik

369 28 287
                                    

Selam! Yoğun istek üzerine uzunca bir bölüm ile sizlere geldim, umarım beğenirsiniz.

Bölüm sonunda buluşalım efendim, iyi okumalar!

Lütfen yıldızımı parlatmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayın!

-0-0-0-0-0-0-0-

Ertesi günün akşamı...

Elimde yanan sigarayı izlerken ondan bir duman almak ve almamak arasında gidip geliyordum. Zihnimin bulanıklığı onu içme isteği uyandırıyordu ama hayır, bunu yapmayacaktım.

Önümdeki göle vuran yakamoz çok güzeldi. Onun sebebi ay olsa da yattığım yerden izlediğim yıldızlar daha bir çekici geliyordu. Son yarım saattir aklımda gezinen bir şarkı vardı. Yalnızca bir kısmı zihnimin duvarlarını aşındırıyordu ama bu bile fazlasıyla anlamlıydı.

Sana sıkılan kurşun

Ciğerime saplanır

Bilmem bu acı nasıl

Yüreğimde saklanır

İnsanlar yakılıp bırakılmış sigaralara benziyordu. Evet, yarım saatten daha uzun bir süredir yanan sigaraları izleyerek bunu düşünüyordum. Delirmiş de olabilirdim çıldırmış da, umurumda değildi.

Kendi halimizde yaşayıp giderken birisi gelip bizi yakıyordu. İyi veya kötü, yanıyorduk bir şekilde. İlk heyecan geçtiğinde acı çekmeye başlıyorduk ve kahrımız daha hızlı dinsin diye bizi yakan kişiden medet umuyorduk. Bakıyorduk, belki de yalvarıyorduk ama o arkasını dönüp gidiyordu. Öylece kalakalıyorduk, senelerce içten içe yanarak kendimizi tüketiyorduk. Ruhumuz yıldığında insanlar söndüğümüzü zannediyordu ama en ufak kıvılcımda tekrar yanmaya başlıyorduk. Küllerimiz havada uçuşup toprağa karışıyordu ve oralarda can çekişiyorduk.

Canımın benden kopmaya hevesli olduğunu hissettiğim zamanlar olmuştu. Hayatım ölümle burun buruna geçmişti, mesleğe girmeden önce de bu böyleydi. Ben kendimi kendi ölümüme hazırlarken hayat yine oyununu oynamış, bir tek beni sağ bırakmıştı. Şimdi ise ne yapacağımı bilmediğim noktadaydım. Birinin yol göstermesine ihtiyacım vardı ama kimseden yardım isteyecek halim de kalmamıştı. En ihtiyaç duyduğum zamanda yanımda olmayan insanlar bugün de bana tekmeyi basmaktan çekinmezlerdi.

Yanışını izlediğim sigaranın külü üstüme düştü, kıyafetimi yaktığını hissettim. Tepkisiz kalmak, hakkını vererek sönmesini izlemek istedim ama bu mümkün değildi. Bedenimde bir de sigara izi görmeyi kaldırabileceğimden emin değildim.

Yattığım yerden hızla doğrulduğumda üstüme dökülen kül de yeri boylamıştı. Bitmek üzere olan sigarayı yanımdaki taş zeminde söndürdüm ve izmariti diğerlerinin yanına bıraktım. Bir paket sigaranın izmariti yanımdaydı ama hiçbirini ben içmemiştim. Onlar kendi kendilerini yakıp söndürmüşlerdi.

Kafamı kaldırıp son kez yıldızlara baktım. Oralarda bir yerde olduklarını biliyordum ama benim yanımda olduklarından artık emin değildim. Yanımda olsalardı bu kadar yalnız hissetmezdim. Ya da hisseder miydim? Alışamadığım ölüm böyle bir şey miydi?

Kendi kendime yanmaya devam edeceğimi bile bile, keşke birer kurşunla ölselerdi diyerek "keşke"lerimi bile kana buladığım kardeşlerimden medet umuyordum. İşte çaresizlik buydu.

Umay Belemir çok uzun zamandır çaresizlik denizinde yüzüyordu ama boğulmaya ilk defa bu kadar yaklaşmıştı. Belki de sonum çok yakındı.

"Ateş, yalvarırım bana yardım edin. Çıkmazdayım."

Vatan Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin