13. Bölüm - Çaresizlik

133 23 20
                                    

Selam!

Valla açıklama yazmaya çok üşendim, bölüm sonunda da görüşmeyiz muhtemelen.

Şu sıralar kendimi bir garip hissediyorum, okullar da açıldığı için sık sık bölüm paylaşamıyorum. Gerçi siz alışkınsınız benim üç ayda bir bölüm atmama 🌚 (okurlarına zorbalık yapıyor demeyin engellerim)

O yüzdennnn, oy verip satır arası yorum yapmayı unutmayın efendim!

Hadi bakalım, iyi okumalar!

-0-0-0-0-0-0-0-

Anlayamadım? Silahla tehdit? Kasten yaralama? Kasten öldürmeye teşebbüs?

Ne oluyor lan siktiğimin yerinde?!

Bileğimdeki kelepçeleri çekiştirirken koluma giren iki kişi beni çıkışa doğru götürmeye başladı. "Ne tehdidi kardeşim?" Dükkanın önüne yanaşan polis aracını gördüğümde beni sürükleyenlerden kurtulmaya çalıştım. "Askerim ben!"

Benim önümden yürüyen çam yarması dönüp bana yandan bir bakış attı ve yoluna devam etti. Kime konuşuyordum ben?

Kollarımı tekrar kurtarmayı denedim ama bu sadece daha sıkı tutmalarına sebep oldu. "Arkadaşım, bıraksana!" Sinir katsayım her geçen dakika daha da artıyordu. Şu kelepçelerden kurtulursam soracağım ağır bir hesabım vardı. Arabanın önüne geldiğimizde "Bakın cüzdanımda askeri kimliğim var," demeye çalıştım ama ne faydaydı, kimse beni iplemiyordu.

Aracın kapılarını açtıktan sonra beni bindirmeden önce üstümü arayıp tüm eşyalarımı aldılar. Cüzdanımı alan adama kafamla işaret edip, "Aç içini, bak kimliğim var orada." dedim ama beyefendinin şeyinde bile olmadı. O aldıklarını bir poşete koyarken izbandut kılıklının verdiği emirle diğerleri beni arabaya bindirdi. Kapı yüzüme doğru sertçe kapandığında kendimi daha fazla tutamadım.

"Hay yapacağınız işe sokayım ya!"

-0-0-0-0-0-0-0-

"Bekle burada."

Polis memuru beni nezarethanenin içine kullanılmış mendil gibi attıktan sonra arkasını dönüp ıslık çala çala gitti. Adamdaki keyif sultan kızında yoktu. Onun da Allah belasını versindi.

Herkes mutlu ve huzurluyken ben işlemediğim bir suç yüzünden nezarethanedeydim! Yine! Yine, yeni, yeniden!

İşlemediğim suçlar yüzünden kırmızı bültenle bile aranmış olan birisi olarak söylüyorum: Beni bir salın amına koyayım! Beni bir rahat bırakın! Düşün ulan yakamdan! Siktirin gidin hayatımdan!

Hayır yani Yasemin denen o kadını da anlamış değildim. Ne yapmıştım da gidip beni ihbar etmişti o? Belimizdeki silah rahatsız edince çıkarmak da suç olmuş mübarek, direkt yapıştırın onları o zaman bize? Yapıştırın da etrafta RoboCop gibi gezelim anasını satayım?

Sinirlenince ağzın çok bozuluyor.

Sus, benimsin falan demem evveliyatına uçarım.

Sinirden kıpkırmızı kesildiğime emin olarak köşedeki banka oturdum. Tek elimle kelepçelerden kurtulmuş olsalar da psikolojik olarak yanan bileklerimi ovuşturuyordum. Zaten her şey mükemmeldi, bir siz eksiktiniz! Aferin, böyle devam edin!

Bana o kelepçeleri taktıran yarmadan hallice herif, seninle de artık görülecek bir hesabım var. İlla ki işin düşer, o zaman sıçtım çarkına Ömer! Komisermiş, külahımın komiseri! İnsan önce bir dinler, medeniyetsiz herif!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Vatan Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin