Merhabalaaaar!
Size bir "Dehşet-ül vahşet derecede uykum var ama dün size söz verdiğim için hemen paylaşmam lazım." bölümü ile geldim. Umarım beğenirsiniz.
Lütfen bol bol satır arası yorum yapmayı ve yıldızımızı parlatmayı unutmayın ✨💖
Yazım hatası görürseniz lütfen çekinmeden söyleyin.
İyi okumalar!
-0-0-0-0-0-0-0-
Şilan'ın ağzından...
When I was younger
I told my mother
"I say, one day I'm gonna make you proud.
Now that I'm older
It's to much harder
To say those words out loud
Küçük "yemek operasyonu'mdan sonra izimi kaybettirdiğimden emin olmuş, ardından gidip kendime pazar gibi bir yer bulup yeni kıyafetler almıştım. Muhtemelen şu an her yerde sarı saçlı, siyah bluz ve kot pantolon giyen bir kadın arandığı için, ki o kadın bizzat ben oluyorum, riske girmek istememiştim.
Tabii bunları yapabilmek için tekrardan bir ATM'ye uğrayıp para çekmem gerekmişti. Tim sağ olsun, kol gibi hesap gelince mecburen cüzdanın içindeki bütün parayı Esin'in eline tutuşturup kalanı da QR kod ile ödemiştim. Dolayısıyla restorandan çıktığımda cüzdanımda sinekler uçuşuyordu.
Şimdilik ATM'lerin varlığına şükretmiş ve bunları çok fazla düşünmemeye karar vermiştim. Aldığım yeni kıyafetleri giyebilmek için üstümü değiştirebileceğim bir tenha ararken karnımdan yükselen değişik bir ses ile beraber köşedeki dönerciye dalmış bulunmuştum. Şu sıralar planlarımın çok çabuk değiştiğinin farkında olsam bile buna yapacak bir şey yoktu. Gazam mübarek olsundu.
Asla doymuyorsun, farkında mısın?
Varsa yiyeceksin aslan parçası.
Öyle har vurup harman savuran biri değildim ama yemek benim kırmızı çizgimdi. Para biriktirmek için aynı kıyafetlerle, aynı mobilyalarla, aynı telefonla yıllarca idare edebilirdim ama yemek yemek için gerekirse kredi çekerdim. Yemek belki de tek gerçek zaafımdı ve öğrenilmemeliydi.
Hastanede serum haricinde bir şey yememiş olmamı göz önünde bulundurursak aç olmam gayet normaldi. Buraya da ben gelmemiştim zaten, ayaklarım getirmişti.
Girdiğim dönerci çok büyük bir yer değildi. İki masa ve her masada ikişer tabure olacak şekilde ayarlanmıştı. Aslında epeyce dardı ve her yer ocaktan gelen açık gri dumanla kaplanmıştı. Her ne kadar olmayan astımım tetiklenmiş gibi hissetsem de işe iyi tarafından bakmak lazımdı, bu dumanda kimse beni tanıyamazdı.
Hasır bir süs kiliminin asılı olduğu masaya oturduğumda beklemeye başladım. Görünürde kimse yoktu ama dönerin altındaki ateş yanmaya devam ettiği için sahibinin çok uzağa gitmemiş olduğunu düşündüm. Ortamı biraz daha incelememe gerek kalmadan kapıdaki boncuklu süslemeler iki yana dağıldı ve üstünde beyaz önlüğü olan bir adam içeri girdi. Tahminimce beklediğim kişi buydu.
Adam beni gördüğünde ellerini üzerine sildi, "Hoş geldiniz." dedi ve dönerin yanına geçti. Tam olarak göremiyor olsam da elleriyle yaptığı hareketten dolayı lavabodan gelmiş olması yüksek ihtimaldi. Acaba ellerini düzgünce yıkamış mıydı yoksa öylesine suya tutup geçmiş miydi? Hem şimdi aklıma geldi de, buranın havalandırması yok mu? Varsa niye temizlemiyor? Ne pasaklı herif ulan bu!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Çiçeği
Acciónİsminin anlamı "çiçek" olan kadın ve adı Toprak olan adam. Adam plastik bir çiçeğe benzetti kadını. Plastik çiçekler toprağa tutunamazdı. O, Toprak'a tutunamadı. Kadın o çiçeği aldı, namlusuna taktı. Silahını ateşlediğinde namludan çıkan çiçek vurdu...