Merhabalar,
Artık bu bölümle birlikte şu sıralar dinlediğim şarkılardan bölüme uygun olanları seçmek istiyorum, bilinmedik ve eski şarkılar eklemeyi daha çok seviyorum ama siz bildiğiniz şarkıları dinlemeyi daha çok seviyorsunuz tabi :)) Bölüm geciktiği için çok özür dilerim tatile gittiğim için böyle oldu artık olmayacaktır, umarım anlayışla karşılarsınız :) Şarkı olarak da önerileriniz bekliyorum, artık müzik zevkimi de öğreneceksiniz :D
Bu bölümün şarkısı şu aralar severek dinlediğim yeni bi şarkı olsun istedim;
Fall Out Boy-Immortals
İyi okumalar :)-----------------------------------------------------------------------
Steve ona verdiğim görevi gayet iyi idare etmişti ama şu an plandaki diğer görev gerçekleşmeliydi ama beklediğim şey hala gerçekleşmiyordu. Koltuğumda biraz kıpırdandıktan sonra bağdaş kurdum ve sanki yakından bakarsam daha çabuk olabilecekmiş gibi kafamı televizyona doğru uzattım ama işe yaramamıştı.
Steve Tony'i ilk yardım ekibinin yapabileceği basit şeyleri daha hızlıca yapmıştı. Kaskını kopartmıştı ve zırhın güç bölmesine zarar vermemesi için göğüs kısmını da kırmıştı. Tony'nin baygın yüzüne hızlıca baktıktan sonra nefes alıp almadığını kontrol etmişti. Nefesini hissedince tereddüt etmeden suni teneffüs yapmaya başlamıştı. Bir acil servis görevlisi gibi arada geri çekilip kalp masajı yapmıştı. Bu hızlı yardım onun gözlerini açmasını sağlamıştı ama hala yarı baygındı ağır hasar görmüştü. Yine de meraklı insanlar kaçışmayı bırakmış, sanki zaferi sonsuza kadar elde etmişler gibi Iron Man'in gözlerini açışını meydana toplanmış kutluyorlardı.
-Aptallar! diye bağırdım. Az sonra Iron Man'le aynı şeyin başlarına geleceğini daha doğrusu kendilerini ele geçireceğini bilmiyorlardı, tam da onun istediği şeyi yapıyorlardı.
Iron Man olanları göremeyecek kadar baygındı, eğer tepki verebilseydi muhtemelen kalabalığı selamlamış, hiç bir şey olmamış gibi davranırdı. Küstahlığı halka zarar verebilirdi.
Bir kaç dakika sonra Tony'yi meydana hemen yetiştirebileceklermiş gibi hızlıca S.H.I.E.L.D. servisi onu almıştı fakat zaten Electric dönmeden iyileşmeyeceğini biliyordum. Televizyon da zafer elde edilmişcesine Yenilmezlere'e zoom yaptı. Herkes zafer duruşunu sergilerken Steve olacakları biliyordu ve benim gibi gergindi. Ama şu anki asıl sorun bunlar olurken gelmiş olması gereken ordu gelmemişti. Çoktan gelmiş ve arkada bekliyor olmaları gerekirdi ama bir kaç saniyede bir kontrol etmeme rağmen hiç birinde gözükmemişlerdi.Kaptan planın asıl unsurunu unutmuş olamazdı. Bir şeylerin ters gittiği hissiyle dolmuştum. Sanki arkadan bir ordu çıkarmayı başarabilecekmişim gibi televizyona daha da yaklaşmıştım ama hiç bir şey olmuyordu.
Ve bir anda kamera sarsıldı. Ardından kameraman da çığlık atarak kaçtı. Bir kaç çığlık sesi duyuluyordu. Bunları kaydeden kamera ayakları üstünde rüyamın gerçekleşmesini sağlamaya çalışan bir belgesel yönetmeni gibiydi. Yenilmezler'in meydandaki hallerini tam olarak rüyamdaki gibi görebiliyordum. Hepsinin az önceki zafer gururları gitmiş yeniden atağa geçmişlerdi. Hepsi geçen seferki saldırıda olduğu gibi hareket ediyordu. Electric az önce sevinç nidaları atan ama şu an etraftan kaçışmaya çalışan insanlardan bir ona bir buna konuyordu. Nerde olduğunu seçemiyordunuz ama verdiği zarar eskisinden daha güçlüydü. Değdiği kişide belki daha kısa kalıyordu ama başka birine geçtiğinde içinden çıktığı kişinin bu sefer eskisi gibi toparlanmaya ve etrafa bakmaya hali olmuyordu. Yere yığılıyordu ve kimse ölüp ölmediğine bakamıyordu çünkü hızlı geçişlerinden dolayı saniyeler içinde geri dönüyordu. Yenilmezler de tıpkı rüyamdaki gibi aynı anda bir o taraftaki parlamaya bir diğerine sonra saniyeler içinde bambaşka bi yere geçmeyi başarmış Electric'e denk getirmeye çalışarak ateş ediyordu. İçinde düzenli olarak bulunduğu kişilerin öleceğini biliyorlardı o yüzden tek yapmaya çalıştıkları Electric'e az da olsa zarar verebilmekti ama hiç bir işe yaramıyordu. Electric onların boş bir anını yakalıyor ve onlara bir şimşeğimsi güç yolluyordu ve çoğu zaman denk getiriyordu.Her şey rüyama göre ilerliyordu ama hala o kahrolası ordu yardım için ortalıkta gözükmüyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the Last Avenger: DayDream [ASKIDA]
FantasyBen New York'da kendi halinde yaşayan üniversiteyi bitirmiş sıradan bir kızdım. Sıklıkla değişkenlik gösteren ruh halim ve 'üstün' kabul edilen zekamın dışında. Ne kadar garip bir tip olsam da her gece yarın olacakları görene kadar gayet iyi idare e...