Hii.....
.
.
.
.
.
.İki gün sonra
San- Görüyorum ki misafirin de yok, neden beni dışarıda bu kadar beklettin?
Hyun Bin- Aslında az önce önemli bir telefon görüşmesi yapıyordum, sebebi bu.
Eliyle tekli kanepeyi işaret etti.
Hyun Bin- Geç otur.
San, kanepeye iyice yayıldıktan sonra konuştu.
San- Seninle anlaştığımızı sanıyordum
Hyun Bin- Öyle mi hissettirdim?
Sırıttı.
San- Mekanla ilgili
Hala ciddiliğini koruyordu.
Hyun Bin- Ah tamam, aslında evet. Anlaşmayı iptal ettim.
San, tek kaşını kaldırdı.
San- Bunu biliyorum, ama nedenini bilmem gerekiyor, değil mi?... Bay Hyun Bin.
Hyun Bin- Bu kadar resmi olmana hiç gerek yok.
Güldü.
San-Soruma cevap gelmedi daha
Hyun Bin, oturduğu kanepede rahatsızca kıpırdandı.
Hyun Bin- Biliyor musun San, bazen iyi yerlere gelebilmek ve hakettiğinden fazlasını kazanmak için olması gereken iyi şeylerden vazgeçmek gerekir....veya..
Bakışlarını üzerinde gezdirdi.
Hyun Bin- Sana zarar veren herşeyi anında gözardı etmek gibi.
San'ın içini anında endişe sardı. Kurduğu tuzağın hemen farkına varması onu şaşırtmıştı, neredeyse yaptığı tüm planlar boşa çıkmış olabilirdi.
San- Bundan daha iyi bir teklifin geleceğini sanmıyorum.
Hyun Bin- belki de-
Gergin konuşmalarını bölen şey, yanlarına yaklaşan hizmetçiydi.
"efendim, ne içersiniz?"
Hyun Bin- kahve?
Bakışlarını San'a doğru çevirdi.
San- Gerek yok
Hyun Bin, eliyle işaret ederek gitmesini söyledi.
Hizmetçi tam ayrılmak üzereyken San, onu durdurdu.
San- Bekle
"Buyurun efendim"
San, aniden ayağa kalktı.
San- Bana banyonun yerini göster.
"Tamam efendim, buyurun".
Tam da gitmek üzerelerken...
Hyun Bin de ayağa kalktı.
San, birkaç kişinin arkasından geldiğini görünce durdu.
Güldü.
San- Umarım korumalarını peşime takmayacaksın?
Hyun Bin, korumalara durmalarını emretti.
Hyun Bin- T...Tabii ki hayır.
Sesi titredi ve eliyle gitmelerini işaret etti.
San, merdivenlere doğru yürürken Hyun Bin'in içinde bir fırtına kopumştu adeta. Ya Seonghwa'nı odalardan birinde tuttuğunu farkederse, tüm planları mahvolabilirdi.