Hi aşklarım.
Bölümleri sık sık atmaya çalışacağım.Önceki bölümde olaylar biraz hızlı gitti sanırım pek içime sinmedi😬ama yapmak istediğimde bu zaten çok ayrıntılara girmeyeceğim🩷
Anne- e oğlum neden yemiyorsun, yoksa beğenmedin mi?
Dalgınlıktan yemeğiyle oynadığının farkına yeni vardı.
Seonghwa- ahh hayır anne çok güzel ellerine sağlık
Anne- noldu, bir dalgın gibisin, iş yerinde herşey yolunda mı?
Soruya karşılık yüzü düştü. Aslında bu gün annesiyle konuşup işten ayrılacağını söylemeyi düşünüyordu ama sebebini nasıl açıklayacaktı bilmiyordu.
Seonghwa- evet yolunda.
Anne- güzel, umarım ilk günden yorucu geçmemiştir?
Biraz düşündükten sonra tam da konuşacağı sırada durdu. Doğruyu söylemeliydi;
Seonghwa- aslında-
Konuşmasını bölen şey telefona gelen arama olmuştu;
Anne- pardon,bu önemli
Seonghwa- tabii
Annesi telefonla konuşurken o yemeğiyle ilgileniyordu.
Anne- ahh, peki ya bir rakam var mı?
Anne- tamam, en kısa sürede ödeyeceğim.
Güle güle.Seonghwa- noldu, neyi ödeyeceksin?
Sorduğu soruya karşı annesi oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı;
Anne- aslında birikmiş borçlar işte öylesine
Seonghwa- tamam anladım
Anne- hemen yüzün düşmesin oğlum, hem senin artık bir işin var bana borclarımı kapatmakta yardım edersin dimi?
Seonghwa- tabii ki anne, etmez miyim
Elini kaldırıp, masanın üzerine götürdü ve annesinin elini okşadı, umut verici bakışlarını da sunmayı unutmadı.
Anne- oğlum demin bişey söyleyecektin ?
Seonghwa- öyle mi? unuttum neyse boş ver..
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Seonghwa, iş yerine vardığında toplanan kalabalığı farketti. İçeri girdi ve yavaş adımlarla ilerledi. Bir an kavga çıkdığını sandı ama konuşmalara kulak misafiri olunca farketti;
Han- sen, seonghwa gel buraya
Başıyla yavaşça onayladı ve yanına gitti
Han- al bu maaşın
Seonghwa- ama daha erken değilmi? Yani benim için
Han- bu ay maaşlar erken ödeniliyor.
Seonghwa, biraz bakındıkdan sonra zarfı aldı.
Seonghwa - teşekkürler
Ama gözüne takılan garip birşey vardı. Diğer çalışanların miktarına göre 50 won fazlaydı.
Bu işe yeni başlamıştı ve bu kadarını da beklemiyordu doğrusu.Seonghwa- şey, benim maaşım neden bu kadar fazla
Han- nasıl?
Seonghwa- yani diğer çalışanlara nisben.
Han- bence bunu sorgulamasan iyi olur, tamam mı? Güle güle harçla
Seonghwa- hayır ben bu kadarını kabul edemem herkezin hakkı neyse onu alıcam.
Zarfı açıp gerekli parayı aldıktan sonra geride kalanı iyade etmek adına geri uzattı;
Seonghwa- benim için yeterli.
San- ne oluyor burda
Sesin gelediği noktaya doğru döndü seonghwa. Ve kalbinin hızla atmaya başladığını hissetti;
Han- efendim, çalışanlardan biri maaşını fazla yeterli buldu galiba
Sırıttı.
San- kim o?
Han- efendim, seonghwa.
San bakışlarını seonghwa' ya doğru çevirdi. Düz bir yüz ifadesiyle bakındı sadece. Seonghwa, buna karşılık kendini topladı ve San' a doğru bir kaç adım attı;
Seonghwa- efendim, ben hakkımdan fazlasını istemiyorum.
San, hala sabit bakıyordu;
San- benimle gel.
Dedi, ve çalışma odasına doğru yürüdü. Seonghwa onu takip etmeli kalacaktı;
Odaya vardıklarında San çalışma masasına oturdu, bacak bacak üstüne attı ve konuştu;
San- genel olarak çalışanlar maaşları düşük olduğu için nerdeyse işlerini bırakabiliyor. Ama sen fazla olduğu için yargara çıkarıyorsun. Garip birisin
Seonghwa- bence garip olan ben değilim
San, tek kaşını kaldırdı;
Seonghwa- demek istediğim, işimin ilk gününde aldığım uygunsuz teklif, sanırım garip olan bu
San- efendime noldu?
Seonghwa- bana size saygı duyma şansı bırakmıyorsunuz ki
San- hmm, bence bu günden sonra bunu yapacak pek çok vaktin olacak
Seonghwa- nasıl yani?
San, oturduğu masadan ayağa kalktı. Birkaç adım ötesinde durdu ve konuştu;
San- bu günden sonra sadece bana hizmet edeceksin.....
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.💟
