(7)

184 16 15
                                    

Selamm








San- neden ağlıyorsun?

Seonghwa- h-hayır ağlamıyorum

Yalan söylediği çok açıktı. Gözleri yaşlarla dolmuş, hatta ağlamaktan kızarmıştı ama yine de yalanlara sığınmayı tercih etti.

San- hiç yalan konuşamıyorsun.

Seonghwa, bakışlarını kaçırdı.

San- her neyse. Bu anahtarı al, arabaya git, yirmi dakika sonra döneceğim.

Seonghwa, şaşkınca kendisine verilen anahtara sonra ise San'a baktı

Seonghwa- n-neden?

San- eve dönmek istemiyor musun?

Seonghwa, başını yukarı aşağı salladı.

San- o zaman dediğimi yap.

Seonghwa- tamam

San, anahtarı verdikten sonra aşağı indi.
Seonghwa, arkasından baktı. Hala çözemediği birşey vardı; San, nasıl bir insandı? Kaba'mı yoksa kötü görünen ama içinde kocaman kalbi olan biri mi? Garipti....

,
.
.
.
.
.
.

Nerdeyse on dakikadır içeri sessizdi. Sadece nefesleri ve dışarda yağan sağanak sesi odağını seçebiliyordu.
Ancak San, uzun süreli sessizliği bozdu;

San- buraya yakın mı kalıyorsun?

Seonghwa- b-ben mi? Yani hayır, o kadar da değil.

San- hmm, o zaman seni eve bırakmam benim için çok zor olacak

Seonghwa, oturduğu yerden San'a doğru döndü ve konuştu;

Seonghwa- neden?

Sorusuna cevap beklerken San, aniden arabanı durdurdu. Seonghwa, onun ne yaptığını anlamaya çalışırken San, arabanın pencerelerini indirip kafasını dışarı çıkardı;

"Üzgünüz ama şiddetli yağmur nedeniyle yolları kapatmak zorunda kaldık. Lütfen arabanızı geri çekin"

Buna karşılık seonghwa'nın yüzü düştü. Eve gitmesi gerekiyordu, annesi şimdi bekliyor olmalıydı.
Yerinden doğrularak pencere doğru eğildi.

Seonghwa- ama efendim, eve gitmem gerekiyor.

"Anlıyoruz, ancak bu günlük idare edin"

San- tamam, iyi günler.

San, arabanı çalıştırdı ve geriye sürmeye başladı.

Seonghwa- ş-şey ben eve gidemeyecek miyim?

San- polisin ne söylediğini duymadın mı?

Seonghwa- duydum ama annem beni evde bekliyor olmalı

San- ara ve bu gün dönemeyeceğini söyle o zaman

Seonghwa, bu durumdan son derece endişeliydi ama yapabileceği bişey yoktu. Cebinden telefonunu çıkardı ve annesini aradı;

Seonghwa- alo anne

"Evet oğlum"

Seonghwa- şey anne ben bu gün eve dönemeyeceğim.

"Neden? İyimisin?"

Seonghwa- iyiyim anne, dışarda yağmur yağdığı için yollar kapalı

"Anladım, peki ya nerde kalacaksın oğlum?"

Anne'sinin sorusuna yanıt olarak kafasını telefondan uzaklaştırıp San'a baktı. Gerçekten de bilmiyordu.

Seonghwa-  efendim. Nereye gidiyoruz?

San'dan cevap alamayınca aramaya geri döndü.

Biraz düşündükten sonra;

Seonghwa- mekanda kalacağım

"Tamam oğlum, o zaman kendine dikkat et. Yağmurda dışarı çıkmamaya çalış, yoksa üşüteceksin. Tamam mı?"

Seonghwa- tamam anne, hoşçakal

Telefonu kapatıp cebine koydu ve yolu izlemeye başladı.
.
.
.
.
.
.
.
.

Bir süre sonra bir villanın önünde durdular. Bu sabah geldiği yerdi, San'ın evi.

San- in hadi

Seonghwa, arabadan indi ama yağmur o kadar şiddetli yağıyordu ki ıslanmadan edemedi. Hızla San'ın peşinden kapıya doğru koştu.
San, cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı;

İçeri geçtiklerinde Seonghwa'nın dili tutuldu. Dışardan hayran olduğu villanın içi onu daha da şaşırttı. O kadar güzel dekore edilmişti ki insanın her köşeyi kurcalıyası geliyordu. Ancak  burda misafir olduğu aklına gelince bu yalnıştı.

San- istersen mutfağa git ve birşeyler ye. Daha sonra üst kattaki boş odalardan birinde uyursun.

Seonghwa, onaylayarak başını salladı.

San, hızla merdivenlerden çıkarken Seonghwa, içeriye bakmaya başladı. Aslında biraz utansa da mutfağa doğru ilerledi. Çok açtı.

Buzdolabının kapısını açtı. Gerekli öğünü aldıktan sonra kapıyı yavaşça kapattı. Gürültü yapmak isteyeceği en son şey olabilirdi.

Ocağı açıp yemeği ısıtmaya başladı. Diğer makinelerin yerini bilmediği için kurcalamak istemedi.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yemeğini bitirdikten sonra her tarafı topladı ve bulaşıkları makineye attı.
Şimdi tek yapması gereken uyuyacağı odayı bulmaktı, ama bu çok zor olacaktı. Çünki biraz baktığında bissürü oda olduğunu gördü ve  yanlışlıkla San'ın odasına girmek istemezdi.

Merdivenlerden yukarı çıkıp karşılaştığı ilk kapıya doğru yürüdü. Muhtemelen San'ın odası koridorun sonunda olacaktı. Nedense bu ona daha mantıklı gelmişti.
Kapı kolunu çevirip açtı ve yavaşça içeri girdi Odada kimse yoktu. Galiba burda kalabilirdi diye düşündü. Ancak yanılmıştı;
İç kapı açıldı ve San' altında havluyla odaya daldı. Seonghwa, bu görüntü karşısında şaşkına döndü. Utanmıştı. Hemen yönünü ters çevirip arkasına döndü.

Seonghwa- özür dilerim, odanızın burası olduğunu bilmiyordum.

Sorusuna cevap alamayınca ellerini yavaşça yüzünden indirdi. Tekrardan banyoya girmiş olacağını düşünürken arkadan beline dolanan kollar cevap niteliğini bulmuştu.
.
.
.

 Tekrardan banyoya girmiş olacağını düşünürken arkadan beline dolanan kollar cevap niteliğini bulmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Bu resim çok güzel🤭
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Bu ikisini şimdiden sikiştirsem mi? Bilemedim ki🙂‍↔️

HORNY *SANHWA*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin