yirmi altı: çükün mü küçük? (+18)

818 33 7
                                    

RAHATSIZ EDİCİ UNSUR UYARISI ŞEYSİDİR

Oy ve yorum yapın plsss

[|━|]

Dağılarak önüme düşen saçlarımı iki elimle birden kulağımın arkasına iteledim. Sonra nereye koyacağımı bilemeyerek dizlerime bırakıp ayaklarımın üzerine kalktım. Gitmeliyim gibi hissediyordum...

Sırf yanlış anlaşılmaktan çekindiği için sürekli onu istediğimi dile getirmek ve reddedilmek gurursuzca gelmeye başlıyordu artık. Belki de çok kez söylediğim için tek derdim sex sanıyordu, bilemeyeceğim. Elbette onu seviyordum ama bu gece yüzüne bakabileceğimi sanmıyordum. "Ben gitsem iyi o..." diyecekken duyduğum sesle cümlem bölünmüştü. Kısık sesli bir melodi sıfır sesteki bu odanın duvarlarına çarpıyordu adeta.

Şaşırarak arkamı döndüğümde badem gözleri ilk hedefim olmuştu. Telefonunu ahşap masanın üstüne bıraktığında bakışları odağını hiç bozmadan yanıma yaklaşırken donup kalmıştım adeta. Lakin kalbim bedenimin aksine hiç durmadan çalışıyordu.

Aramızdaki mesafeyi kapatarak deri koltuğa genişçe oturup elini uzattığında hiç düşünmeden tuttum. Ardından bir güçle ona çekilerek tek bacağının üstüne çöreklendiğimde hiç de rahatsız değildim. Soğuk parmak uçları bileklerimi sararak omzuna tutunmamı sağladığında "Korkuyorum" dedi, kolları belime sarılırken. "O tatlı tadını aldıktan sonra bağımlısı olmaktan korkuyorum, Talya."

Ha? Efendim? Bi daha de ne olur?

Başımı kaldırıp yüzüne alttan bakarken bel kıvrımımdan bacaklarıma doğru kayan parmakları ayaklarımı iki yana açarak oturmamı sağladığında öne eğilerek bedenimi ona yaslamıştım. "Nasıl bir bağımlılık ki o?" dediğimde her söylediğim kelimede daha bir yakan odaklı bakışları dilimi damağımı kurutmuştu resmen.

"Meselaa," Başını hafif eğerek yüzyüze gelmemizi sağladığında aralık göz kapakları açılarak yukarı, koyu kahvelerime çıktı. "On bir gün önce ilk kez öptüğüm o dudakların. Her öpücük hiç öpücük gibi sanki, bir türlü yetmiyor." diyerek tekrar aşağı düşen bakışları kuruyan dudaklarıma gittiğinde ıslatma ihtiyacıyla dilimi gezdirdim üzerinde.

Ancak anında kısılan çimenleriyle yapmamam gereken bişi yaptığımı anlamıştım ama yakınlığını arttıran yüzü düşünmemi durdurmuştu. Gözlerim usulca kapanırken dudaklarımız buluştu. Ateş dudaklarından sızan sıcacık dilini alt dudağımda hissettiğimde nefesi götümden alıyordum. Az önce yaladığım yeri kendi ıslaklığına bularken sıra ağzımın içine geliyordu. Önce benim dilimle tokuşan ateş sıcaklığı damağımda hızlıca sürterken iç gıdıklayıcı bir his olmuştu orada.

Yaşadığım zevk alt kısmımı sızlattığında biraz öne kayarak kendimi onun şişkinliğine bıraktım. İkimizden de ilkel bir inilti kaçtığında kendimi ileri geri ona sürterek işime devam ederken "Talyaaa!" diye uyaran sesini umursamadım.

Buna karşın sağa dönerek sırtımı soğuk deriyle buluşturduğunda üstüme abandı. Ağzımın içinden ayrılarak dudaklarımı emip çekiştiren dişleri çeneme doğru kayıyordu. Tenimde bıraktığı ıslaklık gerdanıma yaklaştığında uçlarımın sertleştiğine emindim. Şehvetle sıktığım elini açarak iki bileğinden kavrayıp koltuk başlığına sabitlediğinde göğüs oluğuma ulaşan nefesi seslice inlememe sebep olmuştu.

Straplez büstiyerimi ortasından ısırarak direkt aşağı çektiğinde kumaş biraz inatlaşsa da nihayet göbeğime inmişti. Karşısında çıplak kalan, bir balerine göre oldukça dolgun memelerime baktığında yavaşça yüzünü yaklaştırıp burnunu sürttü sağ ucuma. "Hımm Talya, çiçek kokuyorsun."

FİTNESSCI +18 • TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin