11- Kayıp

49 5 4
                                    

O gece gördüğüm bir rüya yüzünden panikle uyanmış ve etrafta neler olduğunu çözmeye çalışırken bulmuştum kendimi. Nerede olduğumu bile anlamadım ilk başta. Uyandığımda Tuna yanımda değildi. Dışarı bakmıştım ve arabasının da olmadığını fark etmekle yukarı kata çıkmam arasında uzun bir süre olmamıştı. İçimde kötü bir his vardı. Belki de sebebi gördüğüm rüyaydı bilemiyorum. Çok kötüydü...

Rüyamda uyumadan önce gördüğüm ağaç dalları etrafımı bir kafes misali sarmış ve Tuna da ilerde dikilmiş beni gözetliyordu. Sanki birinden saklanır gibiydi. Biraz dikkat ettim. Yoğunlaştım içinde bulunduğum duruma. Çözmeye çalıştım olayları. Yere doğru baktığımda patilerimin bana ait olmadığı dikkatimi çekmişti. Dikkat edince fotoğrafta gördüğüm o iri yarı köpeğin vücudunda olduğumu farkettim. Daha sonrasında rüyanın kontrolü benden çıktığında etrafta bi hareketlilik hissettim. O kafes gibi yerde sıkışmıştım. Kaçamıyordum. Hareketlilik olan yere bakmıştı köpek en sonunda. Tuna'ya yürüyen bi kadın vardı. Simsiyah giyinmişti. Tanıdık biri olduğunu anlamıştım ama adını bilemiyordum. Huzursuzlukla doluydu içim. Tuna'ya zarar vermesini istemiyordum. Tuna kadının farkında diildi. Havlamaya başladım. Benim onu uyarmaya çalıştığımı farkettiği zaman etrafına baktı. Kadını o zaman gördü ama çok geç kalmıştı. Siyahlar içindeki kadın Tuna'ya vurmuştu. Ve Tuna'nın vücudundan kan akıyordu. Öfkeden deliye dönmüştüm. Ama olduğum yerde kapana sıkışmış durumda olduğum için hareket edemiyordum. Sonra Kadın bana doğru gelmeye başlamıştı ve uyanmıştım.

Etrafı iyice kontrol ettikten sonra Tuna'nın evde olmadığına kesinlik kazandırmıştım. Kapı aralık olduğu için evden çıkıp onu aramayı düşünmüştüm. Dışarıya çıktım. Arabanın lastik izleri kendini belli ediyordu. Koşar adımlarla lastik izlerinin gittiği yerleri geçtim. Geldiğimiz yoldan geriye gittiğini düşündüm ama bir anda bu fikirden vazgeçtim. Başka yola gidiyordu lastik izleri. Yorulmuştum ama şimdi duramam eğer burada durursam devam edemeyebilir ve kaybolabilirdim. Takip etmeye devam ettim izleri. Bir yerden sonra yavaşladım ve durdum. Kasaba gibi bir yere gelmiştim fakat lastik izleri artık son bulmuştu. Yerlerde kaldirim taşları vardı buradan sonrasında. Nerede olduğumu bilmemek bir yana dursun, Tuna'nın burada olduğundan bile emin olamazdım. Sonuçta yol devam edip başka yerlere çıkıyordu. Ne yazık ki birden çok yol vardı ve nereden gideceğim de meçhuldü.

Görünüşe göre bu küçücük kasabada kalmak zorundaydım. Tuna geri döndüğü zaman gelip beni alırdı buradan sonuçta. Beni tanımları gerekiyordu buradaki insanların. Kalabalığa karışıp insanların yanlarında durdum. Çoğu beni incelediler ve sevdiler. Hatırlayacak kişiler olacaktı Tuna geldiğinde. Umarım çok vakit kaybetmezdi. Bir kişi tarafından daha tek bırakılamazdım. Bu defa olmayacaktı. Olmamalıydı. Tuna beni almaya gelecekti. Gelmeliydi...

Bunları düşünmekten ve koşmaktan yorulduğum için bir ağacın altında kalan ufak gölgeye sindim. Yorgunluktan uyuyakalmıştım. Küçük bir çocuğun benimle uğraştığını hissettiğim zaman uyandım uykumdan. Çocuk beni sevmiş ve yanındaki, babası olduğunu sandığım kişiye eve götürmek için yalvarıyordu.

Bu kez hayır, olmazdı. Bir kez daha birini kaybetmenin yenilgisini kabullenip başka bir eve gidemezdim. Aklıma Tuna geldiği anda çocuktan ok gibi bir hızla koşarak uzaklaştım. Çocuğu üzdüğümün farkındaydım ama yapabileceğim bir şey yoktu bir kez daha ailemi kaybetmenin yenilgisini yaşayamazdım.

Nereye gittiğini bilmeden koşmanın en kötü yanı, zaten kayıpken daha da kaybolmaktır. İstisnasız.

Evet iyice kaybolmuştum. Koşarken Tuna ve Ezgi gelmişti aklıma. Daha hızlı koşmaya başlamıştım. Farkında bile olmadan kasabadan bile uzaklaşmıştım. Şimdi ise etrafımda sadece kocaman ağaçların olduğu bir ormandaydım. Burada bulunan hayvanlardan veya bitkilerden sadece bihaberdim. Acıkmıştım ve su içmem gerekliydi. Bu yüzden su birikintisi bulmam gerekiyordu. Ve sanirim bu da aynı zamanda ormanın içine girmem demek olacaktı. Korkuyordum.

Cesaretimi topladım ve ormanın içlerine doğru yürümeye başladım. Orman beni içine daha çok çekiyordu. Her adımda içeriye doğru istemsiz bir şekilde gidiyordum. Tepede, ağaçların üstünde birçok kuş türünün gözlerini üzerimde hissediyordum. Buraya çok yabancı olduğumu düşünürsek bakmaları gayet normaldi. Fakat sanırım başka bir sorun vardı. Normalde kuslarin ötmesi gerekmez miydi? Bu kuşlar neden sadece suskunluğa bulanmışlardı?

Kuşların bakışları altında kuşku içinde yürüyor ve içimdeki sesi dinliyordum. Sakin olmayı deniyor fakat yeniliyordum. Içimde garip bir huzursuzluk vardı. Ne olduğunu çözmek için çok uğraştım ve ne yaptıysam o hissi bastıramadım.

Bir su birikintisi bulmuştum. Su içmeyi bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Bolca su içmistim. Sanki su içtikce yenilenmiş gibi hissediyordum. Ta ki kafamı o su birikintisinden kaldırana kadar...

Karşımda bir kurt durmuş bana bakıyor ve beni baştan aşağıya süzüyordu. Sanırım daha bugünün aksiyonu bitmemiş, yeni başlıyordu...

Bir an kuşların sessizce beni izlediği aklıma geldi. Belki de bu kurt beni ormanın başından beri izliyordu. Hatta belki değil. Öyleydi. O yüzden ben -biz- gecerken tüm hayvanlar susup ormanı tam bir sükunete boğuyor ve biz gidince tekrar eski hallerine dönüyorlardı. Korkudan arkaya bakma fikri aklımdan uçmuş gitmiş olmalıydı.

Peki şimdi ne olacak diye düşünürken kurt bana doğru yavaş yavaş yaklaşmaya başlamış ve bende geri geri çekilmeye başlamıştım. O hızlandıkça ben de hızlandım. Ve sonunda ben önde o arkada koşmaya başladık. Ben kaçıyordum ve o da beni kovalıyordu. Benden çok hızlı olduğu gibi bir gerçek vardı. Ben zaten açlıktan güçsüz düşmek üzereydim. Ve kurt tamamen dost olmaktan uzak şekilde arkamdan koşuyordu. Bu halimize son noktayı koyan, benim patimin bir ağaç köküne takılması ve biraz yuvarlanıp dikenlerle dolu bir çalıya çarpıp durmam olmuştu. Gözlerimi açtığımda kurtla burun buruna duruyorduk. Bana mimiksiz bir şekilde donmus kalmış olarak bakıyordu. Bu ne kadar iyi olabilir diye düşündüm. Düşünmeye gerek olmadığını biliyordum aslında. Cevap koca bir "hiç" ten ibaretti...

/*/ yorum + oy =♡= bölüm yazma isteği. Lutfen gençler pamuk eller  oy anlamındaki yıldız ve yorum kutucuğuna :) sevgilerle  /*/

Sahibim ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin