Evime geleli daha 7 saat olmuştu. Heyecanla beklediğimiz Elmadağ Tatilide bitmişti. Hemen ılık bir duş alıp yatağıma girdim ve erkenden yattım sabahın ilk saatlerinde dersim vardı. Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım.
Sabah uyarır uyanmaz hemen dolabımın karşısına geçip hazırlanmaya başladım (Media).Giyindikten sonra aşağıya indim babamın çoktan işe gittiğini anlayınca kahvaltı yapmadan evden çıktım. Metro istasyonuna yürürken telefonumun çaldığını farkettim. Arayan Edis idi.
"Günaydın rahatsız etmiyorumdur herhalde, benim bugün ilk saatten dersim vardı. Senin de olduğunu söylemiştin. Hazırsan seni almaya geliyorum. " dedi.
"Sanada Günaydın, ben hazırım fakat evden çıktım. Metro istasyonunun oradayım. " dedim.
"Tamam o zaman beni orada bekle, geliyorum."dedim.
"Tamam, sağol."diyip telefonu kapattım ve beklemeye başladım.
Edis geldiğinde şoför koltuğunun yanında ki koltuğa oturarak kemerimi taktım.
"Tekrar günaydın, nasılsın?"dedi.
"Sanada günaydın da beni bu soğuktan kurtardığın için ayrıca teşekkürler."dedim. O gülümsedi ve bende ona eşlik ettim. Okula varınca ders saati gelmişti. Arabadan indim ve "Ben kendi kampüsüme gidiyorum. Sana iyi dersler. " dedim.
"Çıkışta da seni bırakırım haberin olsun."dedi. Ve hemen gülümsedim. Sonra derse yetiştim. Bu ders çok eğlenceli geçmişti. Esra Hoca yine bir ödev vermişti. Benim de çok hoşuma gitmişti. O ara dersin bittiğini haber verdi, hoca ve bizde kampüsten çıktık. Edislerin binasına geldiğimde birden başım döndü ve hemen tutunacak bir yer buldum ve zor ayakta durdum. Kendimi toparlayınca yürümeye başladım fakat hâlen başım dönüyordu. Durmam gerektiğini anladım ve binanın içindeki koltuğa oturdum. Telefonu elime alıp zar zor görerek Edis'i aradım ve binanın içinde olduğumun haberini verdim. O da hemen geleceğini söyleyip kapattı.
Biraz bekledikten sonra Edis hızlı adımlarla yanıma geldi.
"Çok bekletmedim umarım, istersen gidebiliriz. " dedi.
"Edis benim başım fena hâlde dönüyor zor duruyorum. " dedim.
Telaşlanarak "O zaman hemen abimin yanına gidiyoruz. Tatildede aynı şey oldu ve doğru dürüst bir doktora gözükmedin. Hee bu arada Kumsal nerede?"dedi.
"Bugün o gelmemiş, hadi bir an önce hastaneye gidelim. " dedim. Ve Edis'in koluna girerek otoparka gittik. Beni koltuğa yerleştirip kemerimi taktı. Sanki o ara başımın dönmesi biraz azalmış gibi oldu. Doktora vardığımızda Edis hiç danışmana abisinin müsait olduğunu sormadan, odaya girdi. Abisinin odada olmadığını görünce beni odadaki koltuğa oturttu ve telefonundan abisini aradı. Telaşla gelmesini söylediktem sonra abisi 10 dakikaya geldi.
Doktor Mert Bey "Noluyor Edis? Telaşla beni buraya çağırdın."dedi.
Edis "Rüya'yı hatırladın mı abi? Hani iştahsızlıktan gelmişti sen tahliller istemiştin."dedi.
Abisi düşünür bir şekilde "Evet evet hatırladım da hemen ne olduğunu anlatır mısınız. " dedi. Ben o ara başımı tutmuş, gözümü kapamış bir şekilde oturuyordum. Edis bu halimi görmüş olacak ki anlatmaya başladı.
"Elmadağ tatilinde bayıldığını sana söylemiştim zaten bugün de ona benzer bir şey oldu. Çıkışta evine bırakacaktım ki geldiğim de başının döndüğünü söyledi ve zor da hareket ediyordu ben de hemen sana getirmeyi düşündüm. Bence bir kontrole ihtiyacı var."dedi.
Mert Bey "Rüya'nın en son ki tahliline ve kontrollerine baktım da maalesef Rüya hasta. Yani iştahsızlığının sebebi veya başının dönmesinin sebebi bundan kaynaklanıyor. Bunu söylemek benim için çok zor fakat hastalığa dikkat edilmediği hâlde sonu hiç iyi bitmiyor. Bilimsel olarak adı "Anoreksiya Nervoza" fakat halk dilinde "Barbie Hastalığı" olarak bilinir. Kısacası ciddiye alınacak bir hastalık türünden. Stres ,yorgunluk, üzüntü ve birçok kötü etkenden uzak durman gerekiyor Rüya'cım."dedi. Doktoru dinlerken başımdan aşağıya sanki kaynar sular dökülmüş gibi oldum. Bütün hayatım gözümün önünden geçti, resmen. Sonunun iyi bitmediğini söylüyordu. Daha ne olabilirdi ki ? Bende buraya kadar yaşayacakmışım diye düşündüm. O ara Edis konuşmaya başladı. Yüzüne baktığım da sapsarı kasılmış bir yüz ile karşılaştım. O da aynı benim gibi şaşırmıştı.
"Abi emin misin yani ? Bu nasıl olabilir ,ben inanamıyorum."dedi. Benim gibi kafası karışmıştı. Gözlerine baktığımda acıyı görebiliyordum. Daha yeni tanışmamıza rağmen benim için üzülüyordu. Ama benim şuanda bunları düşünecek halim yoktu. O yüzden birden ayağa kalktım. Fakat hızlı kalktığım için aniden başım döndü. Edis hemen koluma girdi ve "Abi ben Rüya'yı eve bırakayım sonra daha detaylı konuşuruz. " dedi ve dışarı çıktık.
Edis "Istersen hastanenin bahçesinde biraz oturalım mı ?"dedi. Bende kabul ettim. Hava almaya ihtiyacım vardı. Dışarı çıkınca boş bankalardan birine oturduk. Edis de hemen yanıma oturdu ve ellerimi tuttu.
"Ben senin hep yanındayım, lutfen canını sıkma diyeceğim ama çok ciddi bir durum bu. Seni anlamam mümkün değil ama senin üzülmeni hiç istemiyorum."dedi.
Zar zor ağzımı açarak "Hiç böyle bir sonuç beklemiyordum. Nasıl bu duruma geldim, bilmiyorum. Bütün sorunlar ile tek başıma uğraştım. Sadece kendimi değil babamı da hep düşündüm, bu okula girebilmek için ne stresler yaşadım ama hep tek başıma mücadele ettim. Hep bu üzüntüden, stresden oldu. Ben şimdi ne yapıcam.."derken ağlamaya başladım. Edis bana iyice yaklaşarak sarıldı. Bende ellerimi boynuna doladım. Biraz omzunda ağladıktan sonra kafamı kaldırdım ve "Beni eve bırakabilir misin ? Uyumak istiyorum."dedim.
Hemen ayağa kalkarak kolunada beni aldı ve "Tamam canım hadi gidelim."dedi. Ve doğru yol aldık. Babamada bu durumu anlatacaktım. 'Daha beni neler ?' bekliyordu diye düşündüm. Ve yola odaklandım.