Sabahın ilk ışıkları Lyra'nın odasını aydınlatırken, küçük prenses hafifçe gözlerini açtı. Orion hâlâ yanında uyuyordu. Yavaşça doğrulup yataktan kalkmak üzereyken, kapı nazikçe aralandı. Karanlığın lideri odaya girdi, derin ve yankılı sesiyle konuştu:
"Sabah oldu. Kahvaltı sizi bekliyor."
Aydınlığın lideri de ardından içeri süzüldü. Yüzünde sakin bir gülümseme vardı. "Bugün çok özel bir gün, Lyra. Eğitimin başlıyor."
Orion, Lyra'nın yanında doğrularak hafifçe inledi, uykusunu tam alamamış gibiydi. Lyra ise biraz heyecanlı, biraz da tedirgin bir şekilde hazırlanmak için doğruldu.
Kahvaltı salonuna geldiklerinde geniş, zarif bir masa onları bekliyordu. Masanın ortasında çeşit çeşit yiyecekler sıralanmıştı. Karanlığın lideri sessizce masada otururken, aydınlığın lideri sıcak bir şekilde konuşmaya başladı:
"Bugün, Lyra. Senin için yeni bir yolculuk başlıyor. Artık karanlık ve aydınlık arasındaki dengeyi öğrenme zamanı."
Lyra meraklı gözlerle etrafına bakarken, Orion sessizce kahvaltısına devam ediyordu, ancak yüzündeki ciddi ifade gözden kaçmıyordu. Kahvaltı bittiğinde, liderler Lyra'yı öğretmenleriyle tanıştırmak üzere yanlarına çağırdılar.
Uzun koridorlardan geçip büyük bir salona vardıklarında, iki figür onları bekliyordu. İlki, uzun boylu, koyu renkte giysiler içinde, karanlık bir aurayla çevriliydi. Gözleri derin bir bilgelik taşıyordu. Sert, fakat kendinden emin bir sesle konuştu:
"Ben Felix. Sana karanlığın sırlarını ve güçlerini öğreteceğim."
Diğer öğretmen ise parlak beyaz giysiler içinde, huzur dolu bir aurayla onlara yaklaşarak gülümsedi. Sesi yumuşak ama kararlıydı:
"Ben de Lyriel. Aydınlığın yollarını ve dengeyi nasıl koruyacağını öğreteceğim."
Aydınlığın ve karanlığın liderleri, büyük bir avluda oturmuş, sessizce bu eğitim sürecinin nasıl geçeceğini düşünüyorlardı. Lyra'nın eğitimine büyük bir önem veriliyordu; çünkü o, iki zıt dünyanın dengesini sağlayacak olan özel biriydi.
Felix, soğuk ve sert bir sesle eğitimin başlangıcını duyurdu:
"Lyra, bugün başladığın eğitim hayatının en zor dönemi olacak. Karanlık tarafın derinliklerine inecek, korkularınla yüzleşeceksin."
Lyriel ise ona nazik ama kararlı bir tonla ekledi: "Ve ben sana ışığın gücünü öğreteceğim. Her şey denge ile ilgilidir. Ama unutma, dengeyi sağlamak, her iki gücü de anlamaktan geçer. Şimdi başlıyoruz."
İlk ders, Felix'in gözetiminde gerçekleşti. Lyra, geniş ve karanlık bir ormanda kendini buldu. Felix, Lyra'nın içinde saklı olan karanlık gücü açığa çıkarması için ona baskı yapıyordu. Onun rehberliğinde, korkularını ve karanlık içgüdülerini kontrol etmeyi öğrenmeye başladı. Felix ona bağırarak talimatlar veriyordu:
"Karanlığı kabul et! Onunla savaşma, aksine onun bir parçası olduğunu unutma! Saldır!"
Lyra'nın alnından ter damlaları süzülüyordu. Karşısındaki hayali düşmanları yenmeye çalışıyor, ama her yeni saldırı onu biraz daha yoruyordu. Karanlık, etrafını bir sis gibi sarmıştı. Tam gücünü kaybetmek üzereyken, içindeki karanlık ona yol gösterdi ve bir patlama ile düşmanlarını yok etti.
Orion, kenardan onu izlerken ne kadar zorlandığını görebiliyordu, ama bu eğitim süreci onun için gerekliydi. Karanlık gücünü kontrol etmeyi başardıktan sonra Lyriel, Lyra'yı bir ışık çemberinin içine aldı. Felix'in sertliğinden sonra, Lyriel'in öğretme yöntemi daha yumuşaktı ama bir o kadar da zorlayıcıydı. Lyriel ona dedi ki: