Erenay dediğini yapmış babamdan izni kopartabilmişti, yanımda bir elini omzuma atmış ara ara masaj yapar gibi sıkan Alper abimle birlikte halısahaya doğru gidiyorduk. İrfan abim yine özenle seçerek adam toplamıştı, ülkedeki bu kavga günlük hayatımıza da yansıyordu elbette. Aynı siyasi görüşte olan insanları toplardık her halısahada, bu gün ise her zamanki gibi kavga çıkmaması için herkesi sağcı olarak seçmişti. Bu görevi hep ona verirdik, çünkü İrfan abimin çevresi avukat olduğundan falan mıdır bilmem ama epeyi bir genişti, müvekkillerini bile yer yer çağırdığı zamanlar oluyordu.
Alper abimle birlikte sahaya varmıştık, soyunma odasına doğru ilerledik. Saha çevresi epeyi bir kalabalıktı, içerinin böyle olmamasını umut ediyordum çünkü giyinecek yer bile bulamıyorduk. Sonunda soyunma odasına da geldiğimizde Alper abim kendini hemen İrfan abimlerin 3 kişi girdiği kabine zor bela küfür yiye yiye sokmuştu. Ben yine dışarıda kalmıştım, mecburen yine burada değiştirmek zorundaydım. Üstümdeki beyaz tişörte uzanıp çıkarmak üzereydim ki erenayın birden üzerime atlamasıyla sendeledim. Bileklerimden tutarken konuştu "napıyorsun" Sert bir ifadeyle konuştuğunda şaşırmıştım hatta ifade falan yoktu, direkt sertti. Kısık çıkan sesimle cevap vermeye çalıştım "ne yapıyorum?" Sinirli bakışlarının yıkıldığını hissediyordum, çizmeye çalıştığı o sert profil bana yine dayanamıyordu. Tutarken fark etmeden sıktığı bileklerimdeki tutuşu hafifledi, baş parmağıyla bileğimi okşuyordu. Derin bir nefes alıp konuştu "Arda, birdaha üstünü değiştirecek yer bulamazsan, beni bul tamam mı?" Neye kızdığını anlayamamıştım, erenay bazen çok garip davranıyordu çoğuna anlam veremiyordum.
Kafa sallayarak yanıtladım onu, benden cevap niteliğinde bir baş sallaması kazandığında bileklerimi bırakıp arkasını döndü ilerlemeye başlarken konuştu "buldun işte beni, takip et şimdi" Söylediği şeyden sonra bir kere bile arkasına dönüp bakmadan yürümeye devam etmişti birkaç saniye boyunca olduğum yerde kaldım, erenayın sesi tekrar yükseldi "daha ne kadar orada durmayı planlıyorsun bebe, koşsana." Duyduğum sesle koşup ona yetişmeye çalıştım, yanına vardığımda nereye gittiğimizi merak ettim sormak istedim fakat gerek kalmadı çünkü bu merakım uzun sürmedi, anahtarla bir kapıyı açmaya çalışıyordu. Kapıyı açtığında içeriye girmedim çünkü sadece birşey almak için açtığını düşündüm, gideceğimiz yerin burası olduğu aklıma hiç gelmemişti.
Eliyle açtığı kapıyı gösterdi "ne bekliyorsun çocuk, girsene" Girmeden önce temizlik malzemeleriyle dolu olan odaya baktım, içeriye girdiğimde duvarda asılı bir madalya gördüm merak edip ona doğru ilerledim, elime alıp incelerken duyduğum kapı kilitlenme sesiyle birlikte arkamı döndüm. Erenay içeri girip kapıyı kilitlemişti yüzüne baktım, Sırıtarak üzerime yürüyordu fakat yüz ifadesi dün bana şaka yaparken sırıttığı gibi değildi. Elimle onu göğsünden yavaşca ittirmeye çalışırken konuştum "yine neden gülüyorsun ya hem neden geldik buraya maç başlayacak birazdan." O kendi üstünü çoktan giyinmişti elinde kendisiyle aynı takımın başka bir forması daha vardı, muhtemelen benim için getirmişti. Gözlerini benden başka tarafa çevirerek üstüme biraz daha yürürken konuştu. "Üstünü değiştirmeyecek miydin ya sen, ne bekliyorsun hadi giy." Elinde tuttuğu formayı yere fırlatırken üstüme doğru bir adım daha attı, yüzünden silinmeyen sırıtmasının altında garip bir sinir yatıyordu, sırtım duvarla buluştuğunda konuştum. "Burada mı?" Cidden burada mı değiştirmemi istiyordu. Kaşları havalandı, tek elini duvara koyduğunda beni duvarla arasına almıştı, dili yanağında gezerken konuştu. "Az önce herkesin önünde değiştirirken sorun yoktu, şimdi mi var?" Karın ağrısı şimdi anlaşılıyordu, boğazımı temizledikten sonra konuştum "Yok" Kedi mırıltısından farksız çıkan sesim, sırıtan ifadesini yavaş yavaş kayboluyordu üstüme doğru eğilen bedenini düzeltti, duvara değen dirseğini kaldırdı artık sadece avcunun içi değiyordu, elini indirmeden önce duvara hafif vurmuştu. Yerdeki formayı alıp göğsüme ittirirken konuştu "sen en iyisi bu formayı giyme, yeşil olanı giy açar seni." Elindeki mavi formayı ittirdiği yerde bırakıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Medcezir - Arfer
Romance80'lerde sen muhafazakar sağcı ben anarşist solcu olsak, bir tenhada denk düşünce sana bıçak çekmezdim.