ÖZEL BÖLÜM: EĞER YAŞASALARDI

49 4 2
                                    

SELAMLAR!

Öncelikle bu bölüm bir kaç okur tarafından istenmişti, bende sizi kıramadımmm veee yazdımmmm:))


Bu bölüm Kuntay ve Efil ölmeseydi, kurgu nasıl biterdi diye teselli bölümü gibi bir şey... Evli Mutlu Çocuklu bir sonun olduğu bölüm. okumak istemeyenler olabilir, saygım sonsuz... Ve zaten dediğim gibi istekler üzerine yazılmış bir bölüm:)

 Ama yine de düşüncelerinizi merak ediyorumm:))))))

Ve lütfen oy verip bol bol yorum yapın

 sizi seviyorum<3




Sadece dört yıl önce mutluluğun bana uzak olduğunu sanırdım. Mutluluk zor değilmiş, uzak değilmiş. Hep birkaç adım ilerideymiş ve bizden bir adım bekliyormuş meğer.

Ölüm. O da hep birkaç adım ilerimizdeymiş. Ama adım atan da oymuş.

Evlilik düşünmeyendim, çocuk sevmeyen ve anne olamayacak olandım. Hep buydum ben.

Şimdi karnımda sevdiğim adamın bebeğini taşıyorum desem muhtemelen inanmazsınız.

Biz mutlu sonu hak etmezdik lakin savaşarak gitmiştik mutlu sona. Demek ki neymiş mutlu son zor değilmiş.

"Demir bana su verir misin?" diye seslendim salondan mutfakta oturup sigara içen Demir'e.

"Getiriyorum!" diyen sesini duyduğumda yerime biraz daha gömüldüm ve karşımda ki televizyonda dönen kaynana gelinleri izlemeye devam ettim.

Saniyeler sonra karşıma getirilen bir bardak suyla doğrulmaya çalışsam da başarısız oldum. Demir sırtımdan destek olduğunda zar zor da olsa doğrulmanın verdiği rahatlıkla Demir'in elinde ki suyu aldım ve tek dikişte içtim. Bardağı ona geri verdiğimde elimin tersiyle ağzımı sildim.

"Kuntay nerede?" dedim Demir'e.

"Markete gitti. Evde ki temizlik malzemeleri bitmiş yenisini alacakmış. Sen Efil ile kal, dedi."

Güldüm bu dediğiyle. O mutfağa bardağı götürdü ve gelip yanıma oturdu.

Kuntay hamileliğimi öğrendikten sonra gerçekten değişmişti. Elinde ki kanı temizleyemiyordu ancak daha fazla da kana bulamıyordu.

Evi baştan sona temizlettiriyordu. Her hafta iki kadın gelirdi temizliğe. Evi baştan sonra temizlerlerdi sonra çıkarlardı.

Abartıyordu bazı şeyleri. Ama neyse...

Tam bir hafta vardı aramıza katılmasına. Adı Fidan olacaktı. Fidan...

Kızımızın odası hazırdı. Kıyafetleri ve oyuncakları bol boldu.

"İyisin değil mi?" diye sordu Demir.

"İyiyim. Artık sormayın şunu iki de bir."

"Ne yapalım? Kuntay hepimizi gebertip kartallara mı versin? Sana veya bebeğe bir şey olursa bizi de yok eder."

Gülümsediğimde karnımda ki haraketliliği hissettim. Bu gülümsememin büyümesine neden olurken elimi karnıma attım. Ancak Demir yine kötü bir şey varmış gibi baktı bana.

"Ne oldu? Arayayım mı Kuntay'ı? Gelsin hemen?" Başımı iki yana salladım ve bir şey demeden elini tuttuğum gibi karnımda hareketliliğin en yoğun olduğu yere bastırdım elini. Haraketliliği hissettiği an yutkundu.

KOBRA(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin