Selamlarr bayanlar ve baylarrrr
Yepyeni bir Kobra bölümü ve yine bennnn:))
Hep mutsuz bölüm yazmayacağım, mutlu olsun bu sefer diyorum ama sonuç: bölümler hep mutsuzzzzz!!!
Neyyyyseeeeee...
OY VERMEYİ, BOL BOL YORUM YAPMAYI VE TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN HEEE!!!
Kabus görmüyordum. İki gün önce o muayenehaneden çıktıktan sonra akşam kabus göreceğimi bilerek uyumuştum. Ama yoktu. Kabus görmemiştim. Ama ablamı görmüştüm. Gözlerinde korkuyla ve endişeyle bana bakıyordu. Sonra başını iki yana sallamıştı. Sonrası ise yoktu. Uyanmıştım. Hem de Bahadır tarafından, kahvaltı için uyandırılmıştım!
Hala inanamadığım, daha doğrusu inanmak istemediğim bir durumu yaşıyordum. Hamile olduğum gerçeği canımı fena yakıyordu. Kuntay benden sakin görünse de düşünceliydi. Ara ara karnıma bakarak dalıp gidiyordu. Bazen ise oturduğu yerden soyutlanıyor, düşüncelere boğuluyordu.
Ben düşünemiyordum. Çünkü düşüncelerimin arasından hep o aklıma geliyordu. Karnımda bir bebeğin varlığını bilmek tuhaf hissettiriyordu.
Anne gibi hissetmiyordum kendimi, ama onu korumak istiyordum. Ona tam anlamıyla hala alışamamıştım, ama kürtaj da istemiyordum. Anne olmayı başaramazdım, ona sevgi veremezdim.
Zor. Çok zor. Anne sevgisini bilmeden anne olacağımı bilmek çok zor.
Keşke annem beni sevseydi. Belki o zaman bu kadar çaresiz olmazdım. Bu kadar korkmazdım bir bebekten.
Ona hücre diyemiyordum. "O şuan bir hücre, aldırsam da bir şey olmaz," diyemiyordum. Hep "O bir bebek, ölmek için fazla küçük," diyordum.
Zehir demişti ablam. Bir ilişkide hem sana hem ona zarar veren zehirdir, zehirli bir aşktır ve ölümcüldür, demişti ablam. Ben zehri bedenime almıştım. Şimdi sırada ölüm mü vardı?
Babaların gücü çocukları ve sevdiği kadın için her şeye yeter, derler. Benim babam benim için bir şey yapmamıştı ama Kuntay yapardı. Bu konuda ona güveniyordum.
Zarardı. Bu ilişki ona da bana da zarardı. Zehirdi. Panzehiri başta alsaydık zehir damarlarımızda bu denli yoğunlaşmaz ve biz kefaretimizi üstlenecek bir canı meydana getirmezdik.
"Oğlum şimdi bu Kuntay nasıl baba olacak? Adam katil, bebeğe silah tutmayı mı öğretecek?" dedi Bahadır boşboğazlıkla. Kuntay ve Demir dün sabah evden çıkmışlardı ve hala gelmemişlerdi. Biz hepimiz de bahçede ki masada oturmuş çay içiyorduk.
"Acımasız falan ama o kadar da değil. Bir bebeğe acımasızlık yapmaz, eli gitmez." diyerek abisini savundu İzay.
"Savcı yine gitti." dedi Şems beni dürterek. Dinliyordum onları. Ama sadece bazı yerleri.
"Kuntay o kadar kötü değil," dedim onları dinlediğimi belli ederek. "Çocuğunun eline silah vermez. Çocuğunun elinin kana bulaşmasına izin vermez. Kire batmasını da oturup izlemez." derken Kuntay'ın babalığını savunduğumu sonradan fark ederek sustum. Daha kendimi anneliğe alıştıramazken Kuntay'ın babalığını savunuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOBRA(+18)
Roman pour AdolescentsKendine Kobra diyen bir katil... Ve onu yakalamak için iki yılını feda eden Savcı... Tüm ülkenin korkusu olan bir katilin elini kolunu sallayarak gezmesi ve hâlâ birilerini öldürüyor olması halkın korkulu rüyası olmuştu. Hep en iğrenç, en acı veri...