Birinin kolumdan tutmasıyla ona döndüm karşımda onu görmek şaşırtmamıştı "Ne istiyorsun"diye sordum "seni"...
Kolumu Ahmet'in elinden çektim ve "sıranı bekle, liste uzun, sana sıra gelene kadar ohooo" diyip elimi havada salladım, Ahmet elime bakıp sinirli bir şekilde güldü. "Beni sinirlendirme, o listedeki tüm erkekleri bulup gebertirim"
Onun söylediklerine şaşırmadım; Ahmet karanlık biriydi ve şaka amaçlı söylediğim bir cümleyi ciddiye alması, ondan neden uzak durmam gerektiğini gösteriyordu.
"Seninle sohbet etmek çok keyifli Ahmet ama tuvalete gitmem gerekiyor, çekilirsen" dedim, bunu söylerken oldukça ciddi bir yüz ifadesi takınmıştım.
Ama o beni hiç umursamayarak, "Yarın ne yapıyorsun, yemeğe çıkalım mı?" diye sordu.
"Allahım, bu adamdan kurtuluşum yok mu?"
"Bir işim var," Ahmet şüpheyle bakıp, "Ne işin var?" diye sordu. Hemen bir yalan uydurmam gerekiyordu. "Alışveriş falan, öyle şeyler,"
"Aferin bu mu yani bulduğun yalan?"
O zaman sen bulsaydın iç ses
"Diğer gün çıkalım"
Hemen atladım, yoksa bu adam beni zorla yemeğe çıkaracaktı. "Diğer günde olmaz, sirkete gideceğim, babam çok rica etti, şirkette çalış diye kıramadım. Şirket işleriyle uğraşacağım, bu hafta çok yoğunum." Ahmet'in yüzü anlık düştü, sonra hemen kendini toparlayıp bana yol verdi. Az önce trip mi yedim?
Tuvaletteki işimi halledip bizimkilerin yanına geçtim. Babam, abim, amcam ve birkaç adam sohbet ediyordu; annemler köşede Tülin teyze ile muhabbet ediyorlardı. Bir an Sude gözüme çarptı; Soykanlar'ın en küçük oğlu Arda ile fazla yakın görünüyorlardı. Babamlar görse bir ton laf ederlerdi.
Annemlerin yanına gittim. Tülin teyze, "Sevde, sen ne kadar büyüdün kızım, görmeyeli nasılsın?" Tülin teyzenin kocasıyla babam iş yapıyordu ve beni en son çocukken görmüştü.
"İyiyim Tülin teyze, sen nasılsın?"
"İyiyim ben de, mimarlık okumuşsun duydum, gurur duydum kızım seninle. Bizim Can da üniversiteyi bitirdi, reklam şirketi var şimdi, çok başarılı."
Can, Tülin teyzenin oğlu; küçükken ona sümüklü Can derdik. Eminim babasının parasıyla açılmıştır o şirket.
Annem, "Can çocukken de çok başarılıydı," Bana göz kırpıp kulağıma "Bu çocuğu kaçırma," dedi.
Ah, şu annelerin evlilik merakı beni öldürüyor. Annem"Neden gelmedi Can davete?" diye sordu.
Tülay teyze sıkıntıyla, "Ay yavrum, çok çalışıyor, başını işlerden kaldırıp gelemedi ama sana çok selamı var Sevde,"
Kurbanlık koyun gibi duruyordum aralarında; biri beni buradan alsın. Babam sesimi duymuş gibi, "Kızım buraya gelir misin? Seni tanıştıracağım insanlar var," dedi.
Canım babam, kurtardın beni." Hemen geliyorum babacım" diyerek annemlere gülümsedim ve babamın yanına gittim.
Ahmet'i görünce Tülay teyzeye şükrettim. Babam"Bu kızım Sevde Ilkan" diyerek beni tanıttı.
Faruk Bey elini uzattı, "Memnun oldum Sevde" Elini sıkıp "Ben de" dedi.
Babam Ahmet'i göstererek "Ahmet Soykan"
Ahmet elini uzatıp, "Biz zaten tanışıyoruz" dediğinde anlık kalp krizi geçirdim.
"Nereden?" diye soran abime Ahmet, "Az önce içeride tanıştık" Tutmuş olduğum nefesi bıraktım, bir an bar olayını anlatacak diye ödüm koptu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYKAN
RomanceBirinin kolumdan tutmasıyla ona döndüm karşımda onu görmek şaşırtmamıştı "Ne istiyorsun"diye sordum "seni"...