"Yarina kadar vaktin var" deyip çıktı.Sudenin bu yalan ilişkiyi bilmesi hiç iyi olmadı, ona boş yere koz vermiş oldum.Ama onunda bir açığı var, ardayla ilişkisini belgeleyip ipleri elime almam gerekiyor.Nereden başlayacağımı da gayet iyi biliyorum. Tabii bunun için akşamı beklemem gerekiyor.
&&&&
Eve girip, salona göz ucuyla baktim,abim telefonla uğraşıyor, annem televizyonda belgesel izliyor, babamla amcam ise laptoptan borsaya bakiyorlar. Herkes kendi dünyasında takılıyordu. Sudeye baktım, o da yengemle bir moda dergisini inceliyordu. Etrafa göz attım, telefonunu göremedim.
Odasında olduğunu umarak yukarı çıktım ve telefonunu şarjda buldum. Birkaç şifre denedim, olmadı. Bir kez daha denersem telefon kitlenecek. Son bir umutla doğum yılını girdim, açıldı. Telefonunun şifresini doğum yılı yapan bir kuzenim var.
Rehberden Ardayı buldum, yarın için bir restoranda buluşmak istediğini yazdım. Birkaç dakika sonra tamam diye bir mesaj geldi. Mesajları silip yerine koydum odama gittim. pijamalarımı giyip aşağa indim.
"Ben geldim" Abim telefondan başını kaldırdı.
"Hoş geldin kızım, gel otur" diyen babama bakmadan abimin yanına oturdum.
Abim sessizce, "Bu sabah baktım, odanda yoktun, erken mi gittin?" dedi.
"Evet, bugün toplantılar olduğu için erken gittim"
Arkadan babamın "Sevde bahçeye çıkalım" dediğini duydum.
Aslında trip atıyordum, ev meselesi yüzünden beni kırdığı için ama babam aramızdaki meseleyi daha fazla uzatmak istemiyordu, anlaşılan.Aslında birkaç gün daha trip atabilirdim ama Sude'nin işini halletmem gerekiyor. Bir şey söylemeden bahçeye çıktım, çardakta oturdum ve babamın gelmesini bekledim. Bir süre sonra yanıma gelip karşıma oturdu.
"Bak kızım, sen benim biricik prensesimsin," demişti bunu bugün Sude de soyledi. "Sen o evin biricik prensesisin." Sude'yi düşünmeyi bırakıp tekrar babama odaklandım. "O gün biraz canını sıktım ama seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun. "
Evet, babamın beni ne kadar sevdiğini biliyorum ama ne garip ki bu sevgi, onun sözünü dinlediğimizde ortaya çıkıyordu ya da övülecek bir şey olduğunda. Ne zaman ki istediğine karşı çıksak, ya kötü bir şeyler söylerdi ev meselesinde olduğu gibi ya da yapmamız için dikte ederdi şirketteki çalışma konusundaki gibi. İş işten geçtikten sonra pişman olup özür dilemez, sadece güzel sözlerle gönlümüzü almaya çalışırdı.
"Merak etme baba, unuttum ben, sen de takma kafana." Yanıma gelip sarıldı, ben de karşılık verdim.
"Baba, Sude'yle ilgili konuşmak istiyorum," dedim. Benden ayrıldı, dikkatle yüzüme baktı. "Sude daha masterini yapmadı biliyorsun bu yuzden bizim sirkette çalismasini dogru bulmuyorum." Babamla yeni barıştığım için bu isteğimin yerine geleceğini biliyordum.
"Tamam kızım, madem sen şirkette çalışmasını doğru bulmuyorsun, o zaman çalışmaz."
"Teşekkürler baba." Sırtımı sıvazlayıp, "Hadi içeri geçelim," dedi.
"Sen git baba, ben biraz daha kalacağım." Ayağa kalkarken, "Tamam ama sen de burada fazla oyalanma, bu akşam çok soğuk oldu, üşütürsün," diyerek gitti.
&&&&
Aya bakarken çalıların arkasından sesler duydum.
"Kim var orada?" yerden taş aldım.Atacaktım ki çalılardan çıkan yunusu görünce elimdekini bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYKAN
RomanceGözlerim yavaşça dolarken, sesimdeki titremeyle "Ne istiyorsun?" dedim. Acımasızca "Benimle evleneceksin," diye yanıtladı.