Bugün gelen adamla ismi ve soyadı aynı tesadüf mü bu? hiç zannetmiyorum helede Ahmeti de tanıdığına göre kesinlikle tesadüf olamaz
Gözümün önünde bir el sallanıyordu. "Sevde, iki saattir sana sesleniyorum, duymuyor musun?" Kafamı kaldırıp Ersin'e baktım, "Ne dedin, duymadım."
"Dalip gittigine göre sen bu parsliyi taniyorsun?"
Başımı tuttum, "Parslı mı?" başını sallayıp, "Evet, alemde ona Parslı diyorlar." Dedi.
"ooo bakıyorum sen de mafyatik ortamlara alışmışsın, alem falan diyorsun."
Gömleğinin yakasından tutup kaldırdı, "Tabii ki kızım, ne sandın, bizim de bu âlemde bir duruşumuz var yani."
Canim arkadaşım geberip gidecek, hala alem malem diyor."Saçmalamayı kes, komserle konuşup seni buradan çıkaracağım."
Tam giderken kolumdan tuttu, "Sakın, böyle bir şey yapma, öldürürsün beni." Gözlerime çok ciddi bakıyordu.
"Sonsuza kadar burada kalamazsın."
"Biliyorum, birkaç gün kalayım, bana yeter, sonra bir şekilde halledeceğim." Kolumu çektim, "Sen değil, ben halledeceğim."
Nezarethaneden çıktım, Deniz'i arayıp arabaya bindim. " alo, bugün gelen adam telefon numarası falan bıraktı mı sana?"
"Evet, Sevde Hanım."
"Çok güzel, bana atsana."
"Tamamdır."
Gelen numarayı vakit kaybetmeden aradım, "Sevde Hanım, daha bugün görüştük, bu kadar kısa sürede aramanızı beklemiyordum."
"Kısa keselim, bir yer söyleyin ben oraya geleyim."
"Konum atiyorum o zaman, görüşürüz." Bir şey demeden telefonu kapattım. Sürekli kendimi istemediğim şeyleri yaparken buluyorum.Önce Ahmet ile yemek yedim, şimdi ise bu adamla görüşüyorum. Çıkmaya çalıştıkça daha da batıyorum.
Deniz manzarali bir restorana geldim"Sevde Hanım, buyurun" diyen garsona tesekkur edip sandalyeye oturdum."Hosgeldiniz" diyen parslıya baktım. Baş selami verip etrafa baktim
"guzel yer"
Yemek yemeye başladı, "begenmenize sevindim burası benim ama daha açılmadi. tadilatta". Masayı gösterip, "Bu kadar az zamanda bu kadar oldu, kusura bakmayın" dedi. Masada bir kuş sütü eksik az dediyse çoğunu düşünemiyorum.
Eliyle denizi işaret etti, "Ne kadar güzel, değil mi? burayı bu yüzden aldim" diye ekledi.
"Sadede gelelim,"
"Gelelim herhalde teklifimi kabul ettiğinizi söylemek için değil, Ersin'in borcunu silmemi istediğiniz için aradınız," Şaşkınlıkla bir şey söyleyecekken, "Şaşırmayın, ben her şeyi bilirim," dedi.
Evet, adam gerçekten her şeyi biliyordu; ama Ahmet'in evine dinleme cihazı yerleştirdiğimi bilmesi imkânsızdı, içeride bir haini yoksa tabi.
"Evet, Ersin için buraya geldim, borcunu ben ödeyeceğim," Adam kafasını sağa sola salladı, "Maalesef bizde işler böyle yürümüyor. Kumar borcu, namus borcudur. İlk başta bunu söyleseydiniz tamam derdim, ama borcun üzerinden epey zaman geçti. Onu öldürmem gerekecek." Bunu soyleyince tüylerim ürperdi. Konusmaya devam edip "Ama sen yabancı değilsin. Bugün yaptığım teklifi kabul edersen, Ersin'in bütün borcunu silip canını bağışlarım.hemen karar verme biraz düşün ," dedi.
Ellerimi masanın altında yumruk yaptım zaman falan hikaye bu adam teklifi kabul etmem için yapiyordu."Tamam, ben bunu düşüneceğim ama o zamana kadar Ersin'in kılına dahi zarar gelmeyecek,"
![](https://img.wattpad.com/cover/378533983-288-k916435.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYKAN
RomanceParmağımı sallayarak "sakın bir daha karşıma çıkma" dedim. Arkamı dönerken " öyle birşey mümkün değil, seni benden yalnızca ölüm ayırır" diye bağırdı. Gözümdeki yaşı silip nezarethaneden çıktım.