Gözlerimi kocaman açıp Ahmet'e baktım; eğer bir şey yapmazsam beni öpecekti. Avucumu dudağına bastırıp ittim. "Tamam, sana bir şans vereceğim," dedim.
Elim hala dudagindayken gözlerinin ışıltısını gördüm. Elimi çektim ve bir şey söylemesine fırsat vermeden devam ettim.
"Ama bazı kurallarım var." Elimi avucunun arasına aldı. " iste dünyayı ayaklarına sereyim," dedi.
Elimi çekip zorlaniyormus gibi yaparak ayağa kalktim.
" yok o kadarina gerek yok benim isteklerim kolay.Öncelikle beni kısıtlamayacaksın, öyle kısa giyme falan yok. Ayrıca onunla görüşme, bununla görüşme demekte yok ailemizinde bu iliskiden haberi olmayacak ve en önemlisi ben hazır olana kadar temas etmeyeceksin."
"Bunun ucu açık oldu, ne kadarlık bir temastan bahsediyorsun?"
Ayağa kalktı, yanıma geldi ve dudaklarıma dokundu. "Mesela seni öpebilecek miyim?"
Kafamı yana yatırdım, ciddi mi diye düşündüm ama gerçekten şaka yapmıyordu. "O kadar şey söyledim, buna mı takıldın?"
"Sen böyle karşımda durunca başka bir şey düşünemiyorum," dedi. Bunu söylerken dudağıma bakıyordu.
"Odamdan hemen çıkmazsan, düşünecek bir beynin olmayacak," dedim ve güldüm. "Çünkü ben dağıtacağım."
Ellerini teslim olurcasına kaldırdı. "Tamam, çıkıyorum. İyi geceler," Zor olsa da çıkabildi.
Ahmet'e üzülmüyordum çünkü o da beni kandırıyordu rol yapıyordu ikimizde kendi şirketimiz için karşımızdakini kandiriyorduk. Aramızdaki tek fark, onun beni kandırdığını bilmemdi ama o bunu bilmiyordu; bu da benim avantajımdı.
Parslı'ya iş tamam yazıp gönderdim.
&&&&
Valizle birlikte lobiye inip bizimkileri beklemeye başladım. Bugün gidiyorduk. Kısa süreliğine de olsa bu tatil iyi gelmişti.
Beklerken sırtımdaki elle arkamı döndüm ve Ahmet’i bavuluyla ayağıma bakarken gördüm.
"Krem ise yaradi" diyerek merakını giderdim.
"Sevindim"
"Sen de mi İstanbul'a dönüyorsun?" Dedim
"Evet, sen burada olmadığın için benim de burada kalmamın bir anlamı kalmadı,"
Etrafa bakındım, Cansel'i görürüm diye ama göremedim. "Cansel dün akşam gitti," dedi; ben canseli sormamıştım, neden açıklama yapıyorsa.
Saatine baktı, "Aslında senden hiç ayrılmak istemiyorum ama havaalanına geç kaldım. Kendine iyi bak, sevgilim," dedi ve yanağımdan öpüp gitti. Dün söylediklerim bir kulağından girip diğerinden çıkmış anlaşılan.
&&&&
Bir sürü iş birikmişti; en başta da hainin bulunması gerekiyordu. Hemen bir şüpheli listesi oluşturdum. 1. sırada tabii ki Deniz vardı. Ahmet’in beni sürekli bulmasının başka bir açıklaması olamazdı. Tekliften de haberi olduğuna göre şüphelerimde haksız sayılmazdım ama yine de emin olmam lazımdı.
Dışarı çıkıp deniz yerinde mi diye kontrol ettim. Yerinde olmadigini gorunce Lobide ilerledim. uzaktan tuvalete girdiğini gordum.iceri girip Tuvaletleri sessizce kontrol ettim, başka biri var mı diye ama kimse yoktu.
Yalandan konuşuyormuş gibi yaptım: "Alo, yerleştirdiğin böcek sayesinde ihaleyi aldık... Tabii, tabii, karşılığında yüklü bir para alacaksın, merak etme... Tamam Hasan, sen benden haber bekle, arayacağım." Kusura bakma hasan bu hikayede sen yandin. Tuvaletten çıkıp odama gittim. Hadi bakalım Deniz, bu bilgiyi patronuna iletecek misin?
![](https://img.wattpad.com/cover/378533983-288-k916435.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYKAN
RomanceParmağımı sallayarak "sakın bir daha karşıma çıkma" dedim. Arkamı dönerken " öyle birşey mümkün değil, seni benden yalnızca ölüm ayırır" diye bağırdı. Gözümdeki yaşı silip nezarethaneden çıktım.