Karan'dan
Aşka bir kere bulaşırsan eğer geri dönüş yolun olmaz. O aşkın ateşinin içinde yanıp yanıp kül olursun.
Ben kaç yıldır hep tek kişilik ilişkilerle kafamı meşkul ettim. Ama şimdi onu bile yapamıyorum. Acilen kendime gelmem gerek. Yoksa duygularım işin içine karışır. En önemliside ona değer verdiğimi düşünürlerse zarar vermeye çalışırlar ve koruyamazsam onu kaybederim.
Babası yüzünden zaten tehlikede. Ve bir kaç gün sonra resmi olarak herkese Renan Karataş'ın canından çok sevdiği kızı olarak tanınacak. O zaman durumlar daha da ciddileşecek.
Kenan belasının intikam hırsları yüzünden zaten işler karışıyor. Babasını benim öldürdüğümü sanıyor halbuki babası iflas ettiler diye intihar etti. Kenan hırslı biri. İflastan sonra kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya eski hayatını geri aldı.
Cumartesiyi evde geçirmeye karar vermiştim. İş masama oturup, bilgisayarı açtım. Çekmeceden şirketten getirdiğim dosyaları çıkarıp masamın üstüne koydum ve incelemeye başladım.
Üstüme çöken yorgunlukla gerinip arkama yaslandım. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Zaman nasılda çabuk geçmişti. Sabah 8 den beri iş yapıyordum ve şimdi saat öğlen 2'e geliyordu.
Kapımın tıklatılmasıyla kapıya baktım. Kapı yavaşca açıldı. Masal. "Merhaba" deyip içeri girdi. "Merhaba" dedim bende. "Odan güzelmiş " deyip gözlerini odada gezdirdi. Fotoğraflar olan yere doğru yürüyünce bende ayağa kalktım. Elini uzatıp annemin resmi olan çerçeveye dokunacakken onu engelledim.
Masal'dan
Onu masa başında yorgun halde bulduğumda içimden kıkırdayıp içeri girdim.
Odayı keşf ederken , fotoğrafların olduğu bölüme doğru yürüdüm. Siyah çerçevelerin arasında duran mavi çerçeve dikkatimi çekti. Bir kadın. Güzel hatta fazla güzel bir kadındı. Elimi uzatıp çerçeveyi elime alacakken bir el elimi sertçe itdi.
Şaşık bakışlarımı Karana yöneltirken ağzından çıka sinirli iki kelime içime işlemişti adeta. "Ona dokunma!" "O kim?" Diye sordum kaşlarımı çatarak. "Annem. Şimdi çık odamda lütfen" verdiği bu tepki karşısında gözlerim dolmuştu. Odadan hızla çıkıp salona doğru gittim.
Buraya gelmekle hata yapmıştım. Sinirden içim içimi kemiriyordu. Sanki beni ocağın üstüne koyulmuş su dolu kazan gibi kaynatıyorlardı. Kızdıkça kızıyordum.
Babam Vural amcayla iş konuşuyor, Karansa sessizce koltuğun diğer tarafında oturuyor ve telefonuyla uğraşıyordu. Telefonumun sesiyle irkilip gözlerimi Karandan çekip çantamdan eski telefonumu aramaya başladım.
Bakışlarını üzerimde hiss ediyordum. Telefonu elime alıp gelen mesajlara baktım. Sonunda eski arkadaşlarımın beni hatırladığını düşünmüştüm ama mesaj eski sevdiğim çocuktandı.
O çocuğu gerçekten sevdiğimi sanıyordum ve bence öyle. Ama o beni hiç sevmemiş her defasında oynamıştı. İyiki bana dokunmasına izin vermemişim. Mesajı açıp okumaya başladım.
Gönderen: Savaş
"Seninle konuşmam lazım. Acil. Her zaman ki kafede buluşalım mı? Bir saat sonra?"Açıkcası ondan böyle bir mesaj beklemiyordum. Merakımı uyandırmıştı.
Gönderilen: Savaş
"Tamam "Babama dönüp "Baba ben biraz dışarı çıkabilir miyim? Arkadaşımla buluşmam lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia
Teen Fiction•Çok farklı bir hikaye okumak ister misiniz? • •Para uğruna kızlarından vazgeçen bir aile...para insana her şeyi yaptırır. Bu bir gerçek. Bazen gerçekler çirkindir, dile getirmek istemezsin. Ama bazen yeni hayata giriş kapındır, değerlendirmen lazım...