Merhaba sevgili okuyucularım. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum yapmayı unutmayın. @__tata____ bana bu instagram adresinden erişe bilir siniz. Fikirleriniz benim için çooook önemliii. Ayrıca fikrini benimle paylaştığı için riponiya adlı okuyucuma çok teşekkür ederim. Dilerim gönlünüzce bir bölüm olmuştur.
SEVİLİYORSUNUZZZ
Aile sevgisi ,aile sıcaklığı...Eğer bir çocuk bunları hiss etmezse,yaşamazsa o çocuk çocukluğunu yaşayamaz. Yeterince mutlu olamaz. Ona terbiyeyi,saygıyı ve başka bir çok şeyi öğrete bilirler. Peki ya sevgiyi?, şevkati? . Hiç kimse öğretemez. Bu duyguları kendinin yaşaması ve öğrenmesi gerekir. Ailesinde görmesi gerekir. Aile içi şiddete maruz kalan çocuklarda büyüyünce gördüklerini,yaşadıklarını kendi etrafına ve kendi çocuklarına uygularlar. Tabi istisnalar her zaman vardır. Sorunlu,problemli çocukları biz yaratıyoruz aslında. Ama kabullenmiyoruz. Hiç kimse çocuğunun problemli ve ya psikoloğa gitmesi gerektiğini kabullenemez. Bence hiç bir çocuk ne yaparsa yapsın şiddetle cezalandırılmamalı. Zaten bir süre sonra herşeye alışıldığı gibi bunada alışıyorlar. Sadece acı çekiyorlar ama yinede aynı yanlışları yapıyorlar. Çünki onlara bu yanlışı yaparlarsa ortaya çıkacak sorunlar anlatılmıyor direk şiddet uygulanıyor. Bence onlar ne kadar çok yanlış yapsalar da yine de dünyanın en masum varlıklarıdır.Dün Karanla son konuşmamızdan sonra kendimi odama kapatmıştım. Sabah okulada Karanla değil şöförle gelmiştim. Bugün 4 sınıf kimsesiz çocukları ziyaret edecek ve o 4 sınıf içinde Karanın ve benimde sınıfım vardı. Gitmemize daha iki saat vardı. Zil çaldığında hoca çamtasını alıp sınıftan çıktı. Kafamı sıraya koyup her zaman yaptığım gibi gözlerimi kapattım. "Kalk hadi uykucu" gıcık bir sesin sessizliyimi bozmasında nefret etmiştim. Aslında çokta gıcık sayılmazdı. Tamam kabul hiçte gıcık değildi aksine çok güzeldi. Ayyy ne düşünüyorum ben yaaa. Kafamı kaldırıp baygın bakışlarımı Karana sabitledim. "Hadi çantanıda al gidelim " dediğinde kısa çaplı bir şok geçirip "Nereye" diye sordum. "Senden farklı olarak şirin mi şirin çocukların yanına eliboş gitmeyi düşünmüyorsun değil mi? " Dediğinde bu düşünceli haliyle tanıştığıma mutlu olup gülümsedim. Çantamı alıp Karandan öne geçtim ve önünde yürümeye başladım. "Eteğin kısa mı senin bana mı öyle geliyor?" Diye soğuk çıkan bir sesle sorduğunda ona dönüp kaşlarımı çattım "Sana ne " deyip yeniden önüme dönüp yürümeye başladım. Arkamdan " Gösteririm ben sana " diye mırıldanmıştı.
Büyüm bir avm'ye gelmiştik. Arabadan inip içeriye doğru yürüdük. Çocuk giyimleri satılan bir mağazaya girdik. Herşey çok güzeldi. Rengarennkk. Hemen mavi rengin hakim okduğu tarafa gittim Karanda arkamdan geliyordu. Beğendiğim kıyafetleri alıp Karanın eline tutuşturuyordum. Mağazadan çıktığımızda Karanın elleri poşetlerle doluydu. İleride oyuncak mağazasını görüp oraya koştum. Karan arkamdan koşma diye seslenmişti ama dinleyen kim. Kıkırdayıp mağazaya girdim. Yaşımın büyük olmasına rağmen oyuncakları çok ama çok seviyordum. Bunun için babam oyuncak odasıda yapmıştı. O oda hayaller ülkesi gibi. En güzel oyuncaklardan seçip kasaya gittik. Mağazadan çıktığımızda ikimizinde eli dolu olduğu için artık arabaya gitmek kararına geldik. Ayakkabılar ,tişörtler, elbiseler , oyuncaklar ve başka gerekli olan şeyleri almıştık. Ve unutulmaz abur cubur. Çikolatalar,meyveler, sağlıklı ve eğlenceli olan herşeyi almıştık.
Okula döndüğümüzde gidecek sınıflar otobüslere biniyorlardı. "Biz arabayla gideceğiz " dediğinde "Neden" diye sordum kaşlarımı çatarak. "Poşetler çok" dedi bende üstelemeyip onayladım. Gece otobüse binerken el salladı bende gülümseyip el salladım. Gecenin arkasından geçen günkü çakma sarışınlarda bindi. "Cenk " Karanın sesiyle ona döndüm. Cenk bize doğru geldi ve Karana soran bakışlarla bakmaya başladı. "Sen Geceyi otobüsten al birlikte gelin " Cenk itiraz etmeyip Karanın dediğini yaptı. "Neden " diye sordum. "Çünki Problemli öyle gerekiyor" dediğinde kaşlarımı çattım "Bir kerede ismimle seslensen diyorumm " dediğimde gülüp "Dün seslendim hiç dönüp bakmadın bile " dedi. Gözlerimi devirip arabaya bindim. Karanda bindiğinde arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk.
Yarım saat kadar sonra varmıştık. Büyük kapıdan içeri girdiğimizde koridorda hiç kimse yoktu. Hoca biz yönlendirip yurdun bahçesine getirdi. Bahçe çocuk kaynıyordu. Minik mutluluklar bahçede koşup, oynuyorlardı. Bahçeye doğru elimizde poşetlerle ilerledik. En çok poşeti olan bizdik galiba. Zorlukla elime sıkıştırdığım poşetleri bahçedeki masalarda birini üzerine koydum. Karan , Cenk ,Gece , Çetin ve Muratta poşetlerini bu masaya koymuşlardı diğerleride başka masalara. Çocuklar başımıza toplaşınca poşetleri açıp hediyelerini vermeye başladık. Çok mutlu görünüyorlardı. Mutluluktan parlayan gözleri onları dahada mükemmel kılıyordu. Gözüm bahçenin bir köşesinde duran büyük ağacın altındaki erkek çocuğuna kaydı. Kafamda yine soru işaretleri belirmişti. Neden herkes buradayken , mutluyken o oradaydı. Elimdeki oyuncağı Karana verip çocuğa doğru yürüdüm. Karanın bakışlarını üstümde hiss edebiliyordum. Çocuğa daha çok yaklaşıp yanına oturdum. "Canım sen neden burada oturuyorsun? " Diye sordum sesimin tatlı çıkan tonuyla. Çocuk kafasını dahada dizlerine gömüp sessiz kaldı. Elimi saçlarını okşamak için dokundurdum. Çocuk koluyla elimi itip biraz daha kenara çekildi. Neden böyle yapıyordu ki? Öğretmenlerden biri bana yaklaşıp " Hanımefendi biraz konuşa bilir miyiz ? " Deyip gülümsedi.
Kısa bir süre sonra öğretmen herşeyi anlatmıştı. Minik yavrucak neler çekmişti öyle. Aile içi şiddete maruz kaldığı ve doğru söylediyi halde ona hiçkimsenin inanmadığı için hiçkimseyle konuşmuyor ve güvenmiyordu. Masaya doğru ilerleyip aldığımız oyuncaklardan birini elime aldım " Nereye? Gideceğiz şimdi "diyen Karana dönüp " Biraz daha kalalım lütfeen " deyip yavru köpek bakışlarımı ona sabitledim. Kafasıyla onaylayınca hızlı adımlarla sessiz çocuğun yanına gittim. "Bak sana ne aldım" deyip oyuncak arabayı yanına koydum. Hala kafasını kaldırmamıştı. "Lütfen benimle konuşur musun ? Sana zarar vermeyeceğim inan bana " dedim. Çocuk kafasını kaldırıp bir kaç saniye yüzüme baktı, ardından ayağa kalkıp içeriye doğru koştu. Anlaşılan konuşmayacaktı. Arabayı alıp demin konuştuğum öğretmene verdim ve ona iletmesini söyledim. Karanın yanına gittim. "Yarında gele bilir miyiz? "Diye sordum masum çıkan sesimle "Tamam geliriz " deyip elimden tutup ilerlemeye başladı. Elimden tutmuştu. İlk defa değildi belki ama yinede heyecanlanıyordum. Sonuçta hiç bir erkek bu zamana kadar bana dokunmamıştı.
Okuldan direk eve geçmiştik. Karan babamın odasına gitmişti. Babasıyla babam iş konuşuyorlardı. Oda onların yanında olacakmış. Bende odama gelip üzerimi değiştirmiştim. Dans ede bileceyim kıyafetleri ve ayakkabıyı giymiştim. Dans odasına gidip müziği açtım. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Müziğe uygun dans etmeye başladım. Boş oda , ayna ,müzik ve ben. Çok güzel...
Duş aldıktan sonra pijamalarımı giyip yatağıma girmiştim. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalışıyordum. Saçma sapan hayaller kurmaya başlamıştım yine. Sessizlik. Uçsuz bucaksız karanlık bir delik. İçinde tek b- sessiz odadan gelen çıt çıt sesle gözlerim anında açıldı. Karanlığa alışmalarını beklemeden başımın yanındaki lambayı yaktım. Karan. Adımlarını durdurup gözlerini bana sabitledi. Gözlerimi devirip "Acaba senin gece gece benim odamda ne işin var? " Diye sordum. Offlayıp "Sabah yurda gideceğiz diye bende eve gitmedim " dediğinde kaşlarımı çatıp " Pardon da bu evde başka oda mı yok ? Hem babam nereye bakıyor ya. " Dedim. "Off tamam be amma dır dır yaptın gidiyorum " deyip kapıya yöneldi. Şey aslında kalması çokta kötü olmaz ha. "Dur dur tamam" dedim hemen. Sırıtıp "Biliyordum" deyip yatağa doğru geldi. " Şansını fazla zorlama istersen. Biliyormuşşş" dedim. Yatağa girip üzerini örttü. Yatağın bir tarafı çökmüştü. Kıkırdayıp gözlerimi kapattım. "Çocuğu sevdin galiba" deyip sessizliyimi bozdu. "Evet minicik ve tuhaftı. Oradaki çocuklar sevgiyi fazlasıyla hakkediyorlar. " Dedim. Gözümün önüne o çocuk geldi. Yarın gidince mutlaka onu konuşturacaktım. "Çocukları seviyorsun" dediğinde bütün dikkatimi ona verdim. Karanlıkta bile çok güzel görünüyordu. " Evet. Sen sevmiyor musun" diye sordum. "Seviyorum. Dünyanın minik,tatlı masumluklarını kim sevmezki. " Dedi. Aklıma öz annem geldi. Beni sevseydi başkasına vermezdi değil mi? "Sevmeyenler var " dedim. Gözlerimin dolduğuna eminim. "Hadi uyuyalım" dedim ve arkamı ona döndüm. Ağladığımı bilmesini istemiyorum. Yatakta kıpırdanma oluyordu ama aldırmadım. İki kolun bana sarıldığını fark edince gözlerimi açtım. Kıpırdamıyordum. Beni sıkıca sardı ve yüzünü saçlarıma gömdü. Neden böyle yapıyordu acaba. Acaba benden hoş- Ay ne saçmalıyorum ben belkide beni kız kardeşi olara görüyordur. Ola bilir yani. Dizilerde falan hep öyle oluyor. Peki ya ben ?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia
Teen Fiction•Çok farklı bir hikaye okumak ister misiniz? • •Para uğruna kızlarından vazgeçen bir aile...para insana her şeyi yaptırır. Bu bir gerçek. Bazen gerçekler çirkindir, dile getirmek istemezsin. Ama bazen yeni hayata giriş kapındır, değerlendirmen lazım...