** Nasıl Ya**

7 0 0
                                    

Üstümü değiştirdim ve bahçeye çıktım.
Bulut saymayı bırakmış ve bahçeye bir göz atıyordu.
" İstersen oyunun bitmesini bekle sonra bizimle saklanırsın." Diyen bulut'a başımı sallayarak cevap verdim.

Gidip diğerlerin yanına oturdum.
Kaya üstünü değiştirmiş.
" Şimdi beklemem gerekiyor ya." Dedim.
" Biraz bekle bir şey olmaz." Dedi Yiğit.
Bir şey demeden oturmaya devam ettim.
Telefonumu çıkarıp Instagrama girdim.

Öylece aşağı kaydırırken önüme Aynur'un fotoğrafı çıktı.
Bir kolunu Güney'in omzuna atmış gülüyordu, ve Güney de Aynur'u yanağından öpüyordu.

" Siktir. Sinirimi bozdu." Diyip telefonumu yine cebime soktum.
" Bu küfürleri bırak diyorum sana be güzelim." Diyen Ateş'e baktım.
" Kim siniri bozuyormuş?" Diye sordu Erdem.

" Desem de tanımıyorsun." Dedim.
Söylemek de istemiyordum yani.
Hem sinirimi bozuyordu hem yiğit'i de üzmek istemiyordum.

Anıl ve Arel yanımıza gelip oturdular.
Herkes sesiz bir şekilde otururken Aylin ve Eda da bulunmuş tu.
İkisi de gelip yanımıza oturdular.

Herkesi tek tek süzmeye başladım.
Aylin ve Eda anlaşmış gibi bir şeyler konuşuyordu. Arel Anıl'a bir şeyler anlatıyordu.
Ama Anıl biraz dalgın görünüyordu.

Yiğit'e bakınca kaşlarımı çattım.
Bir kaç kez telefonda bir şeyler yaptığını gördüm yemek yerken.
Genelde o kadar şey etmez telefonla kiminle konuşuyor acaba.

Gidip yanına oturdum ve baktım.
" Kiminle konuşuyorsun?" Diye sordum birden.
Yiğit benim geldiğimi fark etmedi bile.
Telefonunu saklayıp " Hiç kimseyle." Dedi.
Kaşlarımı çattım. İyi de biriyle konuştuğunu gördüğüme eminim.

" Ne demek kimseyle. Biriyle Konuştuğunu gördüm." Dedim.
Benden sakladığı için biraz üzülmüştüm.
" Kimseyle dedim." Diyerek benim yanımdan kalkıp başka bir yere oturdu.

Ona şaşkınlıkla baktım.
Ha ha normal ya, Sonuçta her şeyi anlatmak diye bir zorunluğu yoktu.
Birden başka biri yanıma kuruldu.
Başımı çevirip bakınca ise onun Atlas olduğunu gördüm.
Yiğit'le konuşmaya başlamadan önce biri aramıştı onu o yüzden biraz çekilip konuştu.

Bir şey demeden oturdu.
Bir şey demesini beklemiyordum gerçi.
Oyun bitti oyun yeniden başladı ve bizi bulması gerek kişi de Defne oldu.
Hepimiz dağılıp saklandık.

Defne karanlıktan korkardı o yüzden en iyi yer Bodrum kattı olacağını düşündüm.
Oraya gidip bir köşede yere çöküp beklemeye karar verdim.
Birden adım duyunca kaşlarımı çattım.
İyide onun hala sayması gerekiyor.

Adımlar gittikçe yaklaştı.
Birden önüme biri çıkması ile neredeyse çığlık atacakken " Şşşş sakin ol benim ben." Diyen Anıl ile Rahatladım.

" Sen miydin ya." Dedim yine yerime çökerek.
Gelip yanıma oturdu.
" Evet. Benim." Dedi.
" Niye burda saklandın?" Diye sordu Anıl.
Çok dalgın görünüyordu.
" Defne buraya gelmekten korkar diye düşündüm." Dedim.

" Sen?" Diye sordum.
" Yiğit'in başkasıyla konuştuğunu görünce kimsenin olmayacağı bir yere gidip ağlamak istedim." Demesi ile şaşkınlıkla ona baktım.
" Ne?" Dedim şaşkınlıkla.
Yoksa Anıl...

" Ne ne?" Dedi bana dönerek.
Sonra ne dediğini farkına varmış gibi iki eliyle ağzını kapattı.
" Ben..." dedi fakat devamı gelmedi.
Başını indirip elerini bakmaya devam etti.

" Eğer... Eğer Dalga geçmek istersen.." dedi ve devam etti " Edebilirsin." Dedi ve yine konuştu. "Kim bir Gay ile arkadaş olmak ister ki?" Demesi ile ona daha da şaşkın bir şekilde baktım.
" Seninle.. Dalga mı geçmek." Dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tesadüfen/ Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin