** Evet **

165 9 10
                                    

Şişe Emir ve Gökçe arasında kaldı.
" Doğruluk mu cesaret mi?" Dedi Gökçe.
" Cesaret." Dedi Emir.
" Hmm. Bu ağaca tırmanıp kendini yere at." Dedi birden.
Şaşkınlık ile güldüm.
" E yuh yani." Dedi bulut.

" Tamam." Dedi Emir ve çok da yüksek olmayan ama düşse kesinlikle acı hisedecek kadar yüksek olan ağca tırmandı.

Kimsenin duymadığı bir şeyi mırıldandı sonra da kendini aşa attı.
Yere çakıllinca herkes gülüyor du.
Ben ve Defne dışında çabucak yanına gittik.
" İyi misin bir şeyin var mı" dedi Defne onu yerden kaldırır Ken.
Bende ona yardım ettim.
" İyiyim ya." Dedi ve " bir yerim kırılmadı sanırım." Diye ekledi.

Onu oturtup kendimiz de yerimize geçtik.
" Nasıl di. Uçmak yani güzel miydi." Dedi Anıl gülerek.
" Bence güzel değil di. Suratına baksana." Dedi bulut ardından.
" Bence de güzel değil di. Siz de denemek ister misiniz?" Dedi defne.
Bu sefer ben güldüm.
" Kesin istiyorlar suratlarına baksana" dedim ve defne ile ikimiz bir birimize bakıp güldük.

Bu sefer şişeyi çeviren gökçe oldu.
Şişe Eda ile defne arasında durdu.
Defne sırıtarak eda'ya baktı.
" Doğruluk mu cesaret mi?" Dedi defne.
" Doğruluk." Dedi Eda.
" Bulut'tan hoşlanıyor musun?" Dedi Defne.

Ben cevabı biliyor dum.
Aslında Defne de biliyor du.
Baran kız kardeşine baktı beklenti ile.
Bulut de aynı şekilde.

Eda yutkundu ve " Evet... Bulut'tan hoşlanıyor um." Dedi.
" Ne hoşlanıyor musun?"
" Ne hoşlanıyor musun?"
Baran ve bulut aynı anda konuşmuş tu.
" Bu şeyi oyundan sonra konuşun." Dedi defne ve ardından şişeyi çevirdi.

Şişe benim ve buse ardında durdu.
Defne'ye döndüm.
" Senin çevirmene sıçayım başka kişi mi kalmadı." Dedim fısıldayarak.

" Doğruluk mu cesaret mi?" Dedi Buse.
" Doğruluk." Dedim.
" Hmm. Kendini bildin bileli nefret ettiğin birisini söyle." Dedi.
Durdum. Bunu sormasını ve cevap vermek hiç istemiyor dum.

" Bunu zaten biliyoruz biz." Dedi Aynur.
" Ama ben bilmiyorum ve bunu ben sordum." Dedi Buse.
" Babam... Babamdan kendimi bildim bileli nefret ediyorum. O babam değil.
O o adam işte." Diye cevap verdim

Sonra oturduğum yerden kalktım.
Tesadüfen grupta ki herkes biliyor du.
Fakat diğerleri bilmiyor du daha.
" Ben.. gidip kitap okuyacam. Size iyi eğlenceler." Dedim ve ordan uzaklaştım.

Hemen suyun yanında olan kayalar vardı.
Kayalara oturdum ve öylece suya baktım.
Kitap okuyacak tim ama kitabı almaya üşendim.

Nasıl olur du diye düşündüm.
Eğer babam öyle biri olmasaydı güzel olur muydu.
Olurdu. Hemde çok güzel olurdu.
Aslında o adama bir teşekkür borçluyum.
O olması gerektiği gibi bir baba olsaydı kendimi yanlız hisstemeyecek tim ve o grubu asla kurup onları tanımayacak tım.

Ve he-

" Kitap okumaya gittiğini sanıyor dum." Dedi tanıdık ses.
Yanıma oturdu. Bu Kuzey di.
" Ne istiyor sun. Niye geldin. " Dedim.
" Gelemez miyim?" Dedi.
" Hayır. Hem buse'yi yanlız bıraktın. Üzülmesin şimdi kız." Dedim.
" Ben senin takımına gelecektim küçük şeytan. Ama sen beni yanlış anlayıp Erhan'i çağırdın senin takıma." Diye açıkladı.

" Nedense benim takıma geleceğine hiç inanmadim." Dedim ve tam kalkacak tım ki birden bileğimi tutup tekrar aşa çekti ve yine kalktığım yere geri oturdum.

" O benim en değerlim falan da değil.
Lütfen. Yapma şunu. Bana küsme." Dedi.
Ona baktım.
" Sana küsmüş falan değil im. Çocuk muyum ben." Dedim.

" Evet. Çocuk sun." Dedi.
Gözlerimi devirdim.
" Sen en değerlinin yanına gitsene ya." Dedim.
Bana baktı. Bir şey diyecekti fakat vazgeçti.

Yine ağzını açtı bir şey söylemek için ve bu sefer vazgeçmemiş ti.
" Ben zaten onun yanında yım. Ama o bunu fark etmiyor." Dedi birden.
Ona baktım.
" Onun yanında değil sin ki ben-" hayır sözümü kesen o değil di.
Benim onun ne dediğini anlamam sözümü kesmiş ti.

Bana bakıyordu.
Benim nasıl bir tepki vereceğimi kestiremiyor gibiydi.
Yada beklediği bir tepki varmış gibiydi.

" Ne?" Dedim aptal gibi.
" Duydun ben zaten en değerlimin yanında yım." Diye tekrar etti.
" Yani... Senin en değerlin.. ben miyim?" Dedim hala şaşkınlık ile.
Bana baktı. " Evet." Demişti.

Güldüm. Hayır gülmedim kahkaha attım.
Ona tuhaf bir bakış attım.

" Saçmalama ben o adamın en değerlisi olmamış Ken senin en değerlin mi Olcam."

Demiştim. Bana o da tuhaf bir şekilde baktı. Başımı çabuk bir şekilde suya doğru çevirdim.
Öyle düşününce ne kadar acı bir cümle di.

" Ben ciddi yım küçük şeytan'im. Şuan bana bakmıyor olabilir sin utançtan ama beni dinliyor sun dimi. Dinle çünkü sana anlatmak istiyorum. Artık içime atmaktan sana anlatmak istiyorum." Dedi ve devam etti.
Bu onun en uzun cümlelerinden biri di .

" Benim en değerlim olduğunu senin için kiraz toplamak isterken ayağımı buruktuğumda anladım. Benim en değerlim sen olduğunu her gün kirazlar'dan nefret etmeme rağmen senin için aldığım da fark ettim.
Sana bir şey olmasın diye hep gözlerim seni aradığında fark ettim." Dedi duraksadı ve devam etti.

" Yanlız yemek sevmediğin için seninle birlikte aç olmasam da bir şeyler yediğim de fark ettim.
Sırf sen orda sın diye bir yerlere gelmeye kabul ettiğim de fark ettim.
Ormana kitap okumaya gittiğinde yanlız kalma diye seninle geldiğim de fark ettim.
Seni Başka bir erkekle gördüğüm de delirirken fark ettim.
Beni kendin ve başka birinin arasında bıraktığında seni seçmek istediğimde fark ettim." Durdu.

"Fakat en çok ne zaman fark ettim biliyor musun?" Dedi bana bakarak.
En sonunda şaşkın gözlerim sudan ayrıldı ve ona dönmüş tı.

" Doğruluk mu cesaret mi oynarken kiminle göz göze gelsen gülümsedin. Fakat bana bakınca gözlerini kaçırdığında ve içimde ki o duyguyu hissettiğim de fark ettim." Dedi.

Şaşkınlık ile ona bakıyordum.
Ne demem gerektiğini veya nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.

" Demek öyle büyük şeytan. Sen bana aşık mısın?" Diye sordum pat diye.
Bana baktı ve dudağın bir kenarı usulca yukarı kıvrıldı.
" Evet küçük şeytan. Söylediğim önce şeyden bunu çıkarman güzel." Dedi birden.

" Oha lan baya baya aşık sın bana yani." Dedim. " Diğerlerine söylemeye gidiyorum" dedim ve tam oraya doğru koşmaya başlıyor dum ki yine bileğimi tuttu.
" Dur dur. Nereye. Ne diyeceğin acaba çok merak ediyorum." Dedi Kuzey.
" Büyük şeytan bana aşık miş." Dedim.
" Neden?" Diye sordu.

Fakat cevap yok tü. Harbi neden bunu yapacak tım ki.
" Tabiki de Buse'ye kapak olsun diye.
Ona yakışıklım falan diyor mal.
Hem ' arkadaşin ve benim aramda' demişti. Şimdi o arkadaş oluyor du.
Gerçeği bende onun arkadaşı dim.
Bana sevgili olalım mı dememiş ti."

" Yoo aslında dünyam ol diye anlattım sana onca şeyi." Dedi birden Kuzey.
Ona şaşkınlık ile baktım.
" Lan düşüncelerimi mi okuyor sun." Dedim.
" Aslında dışından söyledin." Dedi

Birbirimize baktık.


Bitti

Nasıl di bölüm??

Buse yi sevmeyenler bir beli etsin kendini yaaa.

Bir sonraki bölümde görüşürüzzzz 🤍

Tesadüfen/ Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin