Justin, altında gevşek bir basketbol şortuyla, tüm çocukların oturarak onu beklediği salonda dolanmaya başladı.
Kanepelere bakan sandalyede oturdu, ne yapacağını bilemeyerek dirseklerini dizlerinin üzerine koydu. Bunu sadece boş vermeli miydi? Ya da her şeyi detaylarına kadar incelemeli? Yoksa tüm bunları bir bombayla yok edip hakkında en iyisini mi dilemeliydi? Justin, avuçlarını boynunun arkasına kitlemeden önce, suratını sildi, cildini ovaladı, kaslarında yıllardır var olan gerginlikten kurtulmaya çalıştı.
Gözlerini Bruce'a dikti, biliyordu ki ya şimdi ya da hiçti –bununla başa çıkmalıydı, "Sen haklıydın," hepsiyle tek tek göz kontağı kurarak sessizce konuştu. "Bununla başa çıkamayacağız. Bununla ilgili her şeyle," odanın etrafında söylediklerini onaylarcasına el hareketleri yapıyordu.Karışıklık, Bruce'un yüz ifadesini değiştirdi, "Seni bu kadar kızdıran şey ne?" başını salladı, "Bu problemle başa çıkabiliriz Justin."
"Bu böyle," Justin vurguladı, "Bununla başa çıkamayız."
"Ne hakkında konuşuyorsun? Bunu çoktan tartıştık, anladık ve şu an yapmamız gereken tek şey planı takip etmek-"
"Hayır," Justin başını salladı, "Ne dediğimi anlamıyorsun. "Bu zamana kadar hakkında düşündüklerimiz, konuştuklarımız, daha fazla olmayacak."
"Ama neden?" Bruce dudaklarını içine çekti, gözleri kısıldı, "Bana ne sikimi söylemiyorsun?"
"Çünkü bu daha önce de olmuştu. Bitiremeyeceğimizi bildiğimiz bir savaşı başlatmamalıyız," Justin göğsünün sıkıştığını hissederken bıkkın bir şekilde cevapladı. Biliyordu ki, yenileri başladığında, bu evde hiçbir şey eskisi gibi olmazdı.
"O göt delikleri sana ne siktiğimin söyledi? Sana ne söyledi?" Bruce sızlandı, karanlık tüm suratına yayılmıştı, ellerini masaya vurduğunda ani bir kızgınlık, tüm damarlarını ele geçirmeye yetti, "Justin-"
"Götümü hapishaneye geri göndermek ya da tüm bunları boş vermek gibi iki seçenek var... Ve ben boş vermeyi seçiyorum." Justin sakince konuştu, midesi çalkalanıyordu.
"Boş verme derken neyden bahsediyorsun?" Bruce, kanepeye oturdu, gözleri Justin'inkilere bakarken resmen yanıyordu.
"Bu, bu çete, durmalı..." , "Lyndon'a ne istiyorsa vereceğiz ve geri çekilecek. Birini öldüremeyiz. Bunu güvenli bir şekilde oynayacağız, ona kargo anlaşmalarını, depoları, hepsini vereceğiz."
"Ve bunları yapacaksak niye dünyadayız?" Bruce oturduğu yerden gürledi, "Bunun için çok çalıştık!"
"Ve ben de hapishaneden kurtulmak için çok çalıştım ve kendimi bu pisliğin içine geri yollamaya hiç niyetim yok!" Justin bağırdı.
"Yani bu seninle mi ilgili?" Bruce dişlerini sıkarak ağırca çıkıştı. Birini öldürecek gibi görünüyordu ve Justin de hedefteydi.
"Hayır, bu hepimizle ilgili! Asla iyi sonuçlanmayacak. Bunları yerin dibine gömdük ve hala götlerimizi yoklamak için karşımıza çıkıyorlar!"
"Bunu daha önce yaptın, hepimiz yaptık! Sadece gideceğiz ve onları en az umdukları anda ele geçireceğiz!"
"Sen bize her zaman dikkat etmemiz gerektiğini söyleyensin ve hayatımda bir kez olsun seni dinlemeye çalışıyorum!" Justin denedi ancak yaptığı şey Bruce'u daha fazla sinirlendirdi.
"Benimle dalga mı geçiyorsun sen? Şimdi, her şey paramparça olduğunda, beni dinlemeye mi karar verdin?! AYLAR ÖNCE sana geri gelmeni söylediğimde neredeydin?" Bruce bağırdı, kolundaki ve boynundaki damarlar şişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGER'S BACK - DEVAM
Teen FictionDanger's Back; orjinali Twitter'da @JileyyOverboard adlı kullanıcıya ait olan, 63 bölümlük "Danger" hikayesinin devamı ve dünya çapında milyonlarca okuyucuya sahip! Sen de göz atmak istemez misin? (Çeviri tamamen bana aittir.) Translation from Eng...