"Tanner kendini hedef yaptı, Kelsey." Justin dikkatle konuştu, gözleri kontrol edilemez bir öfkeyle doluydu, "Beni dinlemediği takdirde ona neler olacağını söyledim ama gitti ve yine de yaptı! Niçin bunu idrak edemediğini anlayamıyorum. Fakat, tabi ki, Tanner hiçbir yanlış yapmadığı için onunla devam edebilirsin, çünkü dışarıdaki herkesin iyi olduğunu ve hiç kimsenin seni incitmeyeceğini düşünüyorsun. Güzel, flaş haber tatlım, eğer gerçekten içinizden birini bunu halledebileceğini sanıyorsan çok tehlikeli bir yoldasın, çünkü bununla ilgili olan ya da olmayan herkesten kurtulacağım."
PART 2:
"Düzgün düşünemiyorsun. Eğer sadece beni dinlersen-"
"Bu kasabadaki herkesin istediği her şeyi, istediği zaman yapabileceğini, istediği her şeye sonuçlarına katlanmadan dokunabileceğini düşünmesinden bıktım. O orospu çocuğunu pataklamam sadece başlangıçtı. Yerin yedi kat altında yanana kadar bu işin peşini bırakmayacağım."
"Böyle konuşmayı kes ve sadece bana bak!" Kelsey bağırdı, Justin'in bu şekilde konuşmasının normal olduğunu bile bile korkuyordu. Tek isteği tıpkı eskisi gibi onu geri kazanabilmekti ama o böyle davrandığı sürece, asla başaramayacağını biliyordu.
"Kes o lanet sesini, seni aptal orospu!" odanın dışındaki bir şeye dikkatini vermeden önce sertçe haykırdı. Pencereden baktı, eziyetle kollarını kaldırdı, "Jean, sonunda! Tam zamanında!"
Kelsey gözlerini yenilgiyle kapatarak saçını kulağının arkasına sıkıştırdı, "Gidip onunla konuşacağım-"
"Sadece beni buradan çıkar!" Justin'in bağırışı Kelsey'nin ürkmesine neden olmuştu. Onayladı, anında dışarı çıktı, birkaç adım ötede suratındaki belirgin endişeyle onu bekleyen John'u gördü.
"O kötü, değil mi?" John mırıldandı, inanmaktan kaçınsa da doğruyu biliyordu –Justin daha iyi olmamıştı.
"O sadece...çok öfkeli John," Kelsey fısıldadı, baş parmaklarıyla oynadı, "Haklı olmandan korkuyorum..."
"Ne demek istiyorsun?"
"Tamamen farklı bir insan olmasından."
"O şu an sadece zorlu bir durumda," iç çekti, parmaklarını saçlarının arasından geçirdi, "Eve gittiğinde daha iyi olacak ya da-"
"Hayır!" Kelsey ses tonunu indirmeden önce bağırdı, "Ayrılamaz...bu gece değil. Onun için korkuyorum, John. Öfkesiyle düşünüyor."
"Biliyorum," başını salladı, "güven bana, biliyorum... Aynı şeyi düşünüyordum ama eğer onu burada tutarsak-"
"Bunu gerçekten yapacak mıyız?" gözleri umutla genişledi, üst dudağını içine çekti.
"Evet..."
"Belki yapabiliriz..." Kelsey bunu söylediğine inanamıyordu. Onun evde olmasını herkesten çok isteyen kişiydi, ama yüzleşmelerinden sonra, yanında bir yerde bulunmamalıydı. John'un suratındaki şoku görünce hemen kararını destekledi, "Bu sadece... Sinirlerinin gevşemesi için ona zaman verecek, bilirsin ya? İhtiyacı olan boşluğa ulaşacak."
Söylediklerini düşünürken, John dudağının köşesini ısırdı, "Bu belki de senin ondan korktuğun gerçeğiyle ilgilidir, olabilir mi?"
"Hayır," Kelsey ellerine baktı, "Olamaz. O sadece kontrolden çıkmış ve bu hiç kimse tarafından düzeltilemiyor. Eğer evde olsaydı, istediği her şeyi yapmakta özgür hissederdi ve onu durduramazdık."
"Evet, onun biraz da olsa rahatlaması ve kafasını toparlaması için bu bize yardım edebilirdi...ama bu, tehlikeli bir karışıklık da olabilir, Kelsey." Kibarca uyardı, "şu an iyi değil ve geceyi burada geçirmesine izin vermek onu bir kenara atmak gibi algılanabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGER'S BACK - DEVAM
Teen FictionDanger's Back; orjinali Twitter'da @JileyyOverboard adlı kullanıcıya ait olan, 63 bölümlük "Danger" hikayesinin devamı ve dünya çapında milyonlarca okuyucuya sahip! Sen de göz atmak istemez misin? (Çeviri tamamen bana aittir.) Translation from Eng...