45.1 "you ruined everything."

1.9K 90 55
                                    

Justin, hala sorgu odasındayken yüzünü kırıştırdı, pencereden baktığında Kelsey ve Bruce'un konuşuyor olduğunu görmesi, kaşlarını çatmasına neden oldu. Rüzgar ona çarptığı sırada, Kelsey oldukça mutsuz görünüyordu, dudaklarındaki somurtkanlık Justin'in kalbini şiddetle acıttı.

Ama endişesi çok sürmedi, kapı açıldığı an gördüğü vücut, Justin'in tüylerini anında diken diken etmişti, derinlerden gelen bir homurtu tüm odaya yayılıyordu.

"Sakin ol kaplan, tıpkı senin gibi ben de burada olmak istemiyorum," Sanchez huysuz bir ses tonuyla konuştu, iğrenti suratını süslemişti. Justin'in karşısında yerini aldı, sandalyesinin arkasını tuttu, onu duvarı sıyıracak şekilde geriye doğru çekti. Çıkardığı gıcırtıyı umursamadan hızlıca oturdu, masanın üstündeki ses kayıt cihazının yanına elindeki dosyayı fırlattı.

"Ne sikim istiyorsun?" Justin tısladı, ela gözlerinin derinliklerinde saf bir nefretten başka bir şey görünmüyordu.

"Ses tonuna dikkat et yoksa seni tüm gece bir hücrenin içine kapatırım ve bu konuşmaya yarın devam etmek zorunda kalırız," Sanchez uyardı, dudaklarını geri çekti, dişleri saldırıya hazır bir hayvanınkiler gibi gözüküyordu.

Gözlerini döndürme arzusuyla savaşırken, Justin arkasına yaslandı, çenesi sıkıca kitlenmişti, "iyi," Sanchez'e doğru işaret etti, "Halledelim öyleyse. Karşımdan ne kadar çabuk defolursan o kadar iyi."

"Kimin hayatının sınırda olduğunu sen daha iyi biliyorsun, kendini kontrol etmeyi öğrenmelisin." Öfkeyle tısladı, Justin'in var olduğu bir yerde oturduğu sürece sabrını kaybediyordu.

"Kimin aşırı derecede can sıkıcı olduğunu sen daha iyi biliyorsun, nasıl aşırı derecede can sıkıcı olunmaz öğrenmelisin." Justin tüm netliğiyle karşılık verdi.

"Bunu yapmayı sürdür ve ben de yarın diye anlaştığımız zamanı haftanın sonuna çekeyim," Sanchez ayağa kalktı, Justin gözlerinin içi eğlenceyle dans ederken ona bakıyordu.

"Acınasısın," güldü, "kendine bir bak-beni geçmişte yakalamaya çalıştın, hapishaneye tıkmak için eline gelen her fırsatın üzerine atladın. Ama tahmin et ne oldu ahbap? Hiçbir yere gitmiyorum, bu yüzden otur ve kendini üstün bir bok sanmayı kes çünkü bu benim üstümde hiç işe yaramamıştı, şu an da yaramayacak."

"Çok safsın," acıyla güldü, "Asla öğrenmeyeceksin, değil mi?" başını salladı, avuçları üzerinde eğilirken Justin'e yaklaştı. "Bunun ne demek olduğunu biliyor musun Justin?" Sanchez el hareketleriyle konuşuyordu, "Tutuklama, sorgu, serbest bırakılmak için geceyi burada geçirmek, ama birkaç saat sonra geri dönmek?" söylediklerinin anlaşılmasını bekledikten sonra devam etti, "Bu demek oluyor ki adalet, sen ait olduğun hücrede çürüyene kadar hizmet vermiyor."

Ayağa kalktı, elleri hala kelepçeliyken, başını yana çevirdi, "Hayır, Sanchez, asıl senin bunun ne demek olduğunu bildiğini düşünmüyorum," kötülükle sırıttı, "Hiçbir yere gitmiyorum. Stratford benim, bebeğim. O tamamen benim kontrolüm altında ve bundan nefret ediyorsun, değil mi? Seni 16 yaşındayken yöneten bir çocuk vardı, ve şimdi yine var, 6 yıl geçmesine rağmen hala değişmedi. Bir ara ortalıklarda görünmemiş olabilirim ama eğer yine de benden kurtulabileceğini düşünüyorsan ne yazık ki yanılıyorsun."

"Oh, bunu garantiye almak için hiçbir şey yapmama gerek yok, Bay Bieber." Sanchez kasten kaşını kaldırdı, "Sen bunu tamamen kendin yapıyorsun." Justin'in bilmediği bir şeyi biliyor gibi davranırken gülümsedi, ses kaydedicisinin bir butonuna basılı tutarak onu dudaklarına doğru çekti, "son."

"Bu da ne bok böyle?" Justin cihaza doğru bakarken öfkeyle çıkıştı, gözleri gerçeklere karşı genişledi.

"Çete üyeliğini sürdürdüğünü itirat ettin."

DANGER'S BACK - DEVAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin