48.1 "No job goes unfinished,"

1.6K 73 43
                                    

İlahi Bakış Açısı:

Kelsey, gecenin ortasında uyandığında, yatağın diğer yanında onu sıcak tutan vücudu bulmayı umdu. Hafiften kaşlarını çattı, alnındaki kırışıklıklar, dudaklarındaki büzülmeyle uyumluydu. Arkasına yaslandı, son birkaç saat içinde birlikte geçirdikleri zamanı hatırlamak üzere tavana bakındı, bir şeylerin sonunda iyiye gidiyor olduğunu düşündü.

Ne zaman fırtına sonrası gök kuşağına ulaşsalar; ardından bir fırtına daha kopuyordu.

Kelsey, Justin'in şansını zorlamak istemediğini biliyor, ama vücudu, dokunuşu için can atıyordu. Ufak varlığını kollarının kuvvetiyle sardığını hissetmek istiyordu, onu her seferinde hırpalayan dış dünyadan korumasını istiyordu.

O, Kelsey'i çeken bir mıknatıs gibiydi, hiçbir güç onları ayırmaya yetemezdi. Ne kadar engeli aşmaları gerektiği mühim değildi, birbirlerine sahip olmak, hayatta kalmak için tek ihtiyaçlarıydı.

Kelsey, yatağının yanındaki komidine uzanarak, ekranında Justin'den mesaj geldiğini gördüğü telefonunu aldı.

Hafifçe gülümseyerek, üzerinde parmağını kaydırıp açılmasını bekledi. Açıldığında, kalbi daha önce birçok kez olduğu gibi kanat çırpamaya başladı.

Kimden: Justin

Veda edemeden gittiğim için üzgünüm, seni uyandırmak istemedim. Çok huzurlu görünüyordun ve bunu şimdiden özledim. Seni seviyorum, en yakın zamanda görüşürüz.

Dudağını ısırdı, bir cevap yazıp telefonunu koymadan önce ışıl ışıl gülümsediğinde, odanın kapısı açıldı.

Çarşafın arasından kim olduğunu gözetlerken, Carly'nin ürkekçe eşikte durduğunu gördü. "Günaydın,"

"Sana da," Kelsey gerinerek oturur konuma geçti, esnerken kollarının arasında çarşafı sıkıştırmış, en yakın arkadaşına doğru gözlerini kırpıştırıyordu.

"Dün gece iyi eğlendin mi?"

Dudaklarını birbirine bastırarak, parmaklarına odaklandı, gözlerine bakmaktan kaçınıyordu. "Bunun yüzünden seninle bir kez daha kavga edemeyeceğim."

"Kavga etmek istemiyorum," kapıyı arkasından kapatıp içeri girerken iç çekti. "Sadece mutlu olmanı istiyorum-"

"Mutluyum," karşı geldi.

"Kelsey."

İç çekti, birkaç saniye boyunca tırnaklarına baktı, ojesine odaklanmaya çalışıyordu.

"Hepimiz hata yaparız," sessizce mırıldandı. "Her şeyi unutamayacağımı sana zaten söyledim, ama hayatımda doğruluğundan emin olduğum tek şeyi kendi ellerimle itmeye devam edemem." ona doğru bakarak omuz silkti, "Onu seviyorum."

En yakın arkadaşına doğru gözlerini kırpıştırdı, başını sallarken dudağında minik bir gülümseme vardı, "Biliyorum."

Carly, ona doğru yürüdükten sonra yatağın kenarına oturarak Kelsey'i kendine çekip sıkıca kucakladı, "Her şey için üzgünüm," fısıldadı.

"Sorun değil," ona biraz daha sıkı sarıldıktan sonra gitmesine izin verdi, "Kızgın değilim. Yani-öyleydim ama artık değil."

Hafifçe güldü, başını sallarken kısa sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı, "İyi o zaman, çünkü bana kızgın olmana dayanamıyorum. Dün gece televizyonda Channing Tatum çıkınca, fangirllük yapacak kimsem yoktu."

Kıkırdamasının arasında başını geriye yatırdı, "Delisin sen."

"Bana bilmediğim bir şey söyle," dizlerini okşayarak kapıyı gösterdi, "Hadi, gidip biraz donmuş yoğurt yiyelim. Bir haftadır canım çekiyor,"

DANGER'S BACK - DEVAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin