7.Bölüm

0 0 0
                                    

"Ben.. Buralı değilim."

Kısaca hayat hikayemi anlattım. Babamın beni zorla evlendirmek istediğini ve diğer ayrıntıları atlamıştım.

"Baban buraya gelmek istemene ne dedi peki?"

"Şey.. Pek de yorum yapmadı, biraz rahat birisi."

"Anladım."

Hava soğumaya başlayınca içeri girdik. Odama çıkıp dinlenmeye karar verdiğimde Uraz gelmeyeli birkaç saat olmuştu.

Dış kapı yüksek sesle açılınca korkuyla yerimden sıçrayıp Ayşe teyzenin yanına indim. Merdivenlerin yarısındayken duyduğum ses beni durdurmaya yetmişti.

"Merhaba, genç bir kadını arıyoruz. Bu evde olduğu ihbarını aldık.."

Koşarak yukarı çıktım. Ayak sesimi duymamış olmalarını umarak ardiye'ye girdim ve kapıyı kilitleyip duvara yaslandım. Ağzımı elimle kapattığımda yukarı çıkan adamların ayak sesini duyuyordum.

"Bakın, gerçekten kimse yok evde. Ben oğlumla yaşıyorum.."

Ayşe teyze onları durdurmaya çalışıyordu ama adamlar dinlemedi, sırayla odaların kapısı açılıyordu. Gerginlikten ağlamamak için zor duruyordum. Adımlar benim olduğum odaya yaklaşınca çaresizce etrafıma baktım. Eski tahta sandalyeyi kapıya dayadım ve kutuların üzerine çıkıp küçük camdan aşağı baktım.

İkinci kattan çalıların üzerine atlarsam en fazla ne olabilirdi ki?

Herhangi bir risk Barış'ın adamlarının eline düşmekten daha iyidir.

Son bir nefes aldım ve gözlerimi kapatıp nefesimi tutarak kendimi çalıların üzerine bıraktım.

Panikle ayağa kalkmaya çalıştım ama bu sarsıntı bana fazla gelmişti. Cok zamanımın olmadığı gerçeğiyle yüzleşerek arka bahçenin çıkışına koşmaya başladım, atladığımda ayağımı burkmuş olmam işleri daha da zorlaştırıyordu.

Arka bahçenin demir kapısını ittirdim ve dışarı çıktım.

"Yine de azmini değerlendireceğim."

"Barış?"

"Bence o kadar da korkunç birisi değilim be Pare, artık kaçma benden."

"Senden.. Senden nefret ediyorum.."

"Hmm.. Bunu düşüneceğim. Daha doğrusu.. Bunun ne kadar umrumda olduğunu düşüneceğim. Alın kızı."

Son iki kelimesini duyar duymaz yanındaki adamlar arkamı dönmeme bile izin vermeden beni kollarımdan tuttu.

"Ne oldu? Uraz bu sefer seni kurtaramıyor mu? Ah pardon.. O şuan senden daha kötü bi durumdaydı.."

"Ona ne yaptın? Bu ailenin hiçbir suçu yok, beni aldın işte.."

"Fedakâr kızım benim.. Ama en büyük fedakarlığı ne zaman yapacaksın biliyor musun? Bu akşam o imzayı attığında."

"O imzayı asla atmayacağım."

"Kızı arabaya alın, bende diğerlerini arayayım. Bakalım Uraz Beyler şuan ne yapıyormuş.."

Beni siyah minibüse bindirdiler. Barış, birkaç dakika telefonda konuştu ve o daminibüse binince gergin bir sessizlikle minibüs hareket etti.

"Komiserimiz çok rahatmış, selamı var."

Benimle dalga geçerken yanağımdan makas almak için elini uzattı, yana kaydım.

"Pare, bırak yan koltuğu, şehrini hatta ülkeni de değiştirsen benden kurtulamayacağının farkına var. Masallarda yaşamıyoruz, oyun da oynamıyoruz. Dolayısıyla beklediğin gibi bir mucize olma ihtimali falan yok tamam mı?"

Pare Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin