Bebek ağlama sesi..
Ve sıçrayarak uyandım.
"Ayperi?.."
Ayperi mi? O kimdi? Neden ağzımdan öyle bir isim çıktı ki..
Hafif baş dönmemi görmezden gelerek kardeşimin beşiğinin yanına gittim, ağlıyordu.
"Amaris sustur şu çocuğu."
Annem aşağı kattan seslendiğinde Alara'yı kucağıma almıştım. Bebeği yavaş yavaş sallayarak odada volta atarken camın kenarında durdum ve Saray'a baktım, ormanın arasında gözüken parlak akarsuya..
Acaba nasıl bir şeydi? Zengin olmak.. Dertsiz olmak..
Alarayla birlikte tahta merdivenlerden aşağı indim. Annem ve benden iki yaş küçük kız kardeşim ahşap masada oturmuş beni bekliyorlardı.
"Günaydın.."
"Dün akşam mutfağı temizlemeyi unutmuşsun, bari onu becerseydin.."
Derin bir nefes verdim, Asya'ya baktım.
"Onu da sen yapsaydın bu seferlik.."
Annem tezgahtaki salatayı doğramaya çalışırken söze girdi.
"Bağırma kardeşine. Biz meydana gideceğiz, işlerimiz var. Evi süpürüp kümesi temizle. Evden dışarıya da çıkma."
"Ama anne.."
"Şşş, sözümün üzerine laf söylenmesini sevmem, biliyorsun."
Derin bir nefes verdim. Kahvaltımızı yaptık ve evden çıktılar. Yine yanlızdım. Evi süpürdüm, odamı topladım ve bütün işleri bitirdikten sonra kümese gittim.
Bahçenin otları da dizimize kadar uzamıştı, kesilmeliydi. Tarladan geçtim ve evin arkasındaki eski kümese girdim, tavukların yumurtalarını toplamaya başladım.
Onlara isim koymak işlerimi daha eğlenceli hâle getiriyordu, zaten gün boyunca klasik işlerden başka pek de ilgilendiğim bi alanım olmuyordu.
"Merhabaa.. Bugün yumurta var mı pekii?.."
Sırasıyla hepsini kontrol etmeye başladım, çıkan yumurtaları da sepete dolduruyordum.
"Güzel.."
Son tavuğun yumurtasının yanındaki parlak parça gözüme çarptı, elimi uzattım ve biraz zor da olsa yere saplanmış olan parçayı çıkardım.
"Bu ne.."
Garip bir yüzük, garip ve.. Çok güzel..
Tanıdık ama bir o kadar da yabancı baş dönmesi. Nehirin kenarındayım ve yaşlı bir kadın.. Anlamıyorum, o kimdi?.. Yüzüğü verdi, sıcak ve tuhaf yüzük. Annemin mi? Ama annem..
Gözlerimi açtım, sanırım uykusuzluktan bayılmıştım. Yüzüğü cebime koydum ve yumurta sepetiyle birlikte kümesten çıktım.
Canım köfte çekiyordu, annemin her zaman yaptığı baharatlı minik yuvarlak köfteler.. Babamın kasapta çalışıyor olmasının en kârlı yanı da buydu sanırım..
Yumurta sepetini eve bıraktım ve üzerine ince hırkamı alıp evden çıktım. Meydandaki kalabalık, bahar şenliğinin habercisiydi.
Kasaba girdim.
"Kolay gelsin tatlı beyefendi.."
"Kızım? Hoşgeldin canım. Birşey mi oldu?"
"Hayır, sadece.. Canım biraz köfte çekiyor. Annemler gelene kadar köfte yapmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pare
Teen FictionBabasının illegal işleri yüzünden büyük bir iş adamıyla evlendirilmeye zorlanan Pare'nin, hayatını mesleğine ve intikam yeminine adamış bir polisin yardımıyla kurtarmaya çalışması. Ninesinin ona verdiği -annesinden kalma- yüzük ile 𝙖𝙮𝙣ı 𝙠𝙞𝙨̧𝙞...