D
ayım - Başlangıç (1
Dayı Dehşeti : Yeğeninin evlendirilmesini içine sindiremeyen dayı, düğünü bastı. Önce pompalıyla, silahı düşürünce tabancayla kurşun yağdıran dayı damadın babası dahil 6 kişiyi yaraladı. ( Gazetelerden )
Sevgilim,
Sana bu mektubu hastaneden, hasta yatağımdan yazıyorum. Başımızdan geçen bunca olaydan sonra, yaralı, sarsılmış, yorgun, üzgünüm.
Biliyorum, sen de çok yıprandın. Beni görmek istememeni anlayışla karşılıyorum. Gazetelerde, haberlerde manşet olduk hepimiz… Bir sürü yalan yanlış ifadeler, çarpıtmalar, yalanlar… Dayı yeğen ilişkisi… Çirkin ifadeler…
Bu mektubu bunun için yazıyorum. Olayları bir de benim gözümle görmeni, beni anlamanı istedim. Bilmiyorum, bu mektup eline geçer mi, okur musun, yırtıp atar mısın? En azından benim içim rahatlayacak, kimseye anlatamadığım gerçekleri anlatmak bana iyi gelecek. Günah çıkarmak gibi bir anlamda, her ne kadar günahlarım bağışlanır gibi olmasa da…
Bu yüzden, her şeyi, ama her şeyi en ince ayrıntısına kadar, hiçbir şey gizlemeden, ayıp, günah, tabu, argo, örtmeden, saklamadan yazacağım sana… Sonra sen ne düşünürsen düşün hakkımda… Umurumda değil artık… Bıktım her şeyden…
Her şey Almanya’da babamın ölümü üzerine genç yaşında dul kalan annemle birlikte Türkiye’ye dönmemizle başladı. İlkokulu yeni bitirmiştim. Kaçarak evlenmiş, Almanya’da mutlu bir yaşantısı olan annem, babamın iş kazasında ölümü üzerine tutunacak bir dalım kalmadı diyerek beni de alıp yurda dönmüştü.
Yüklü bir kaza tazminatı ödenmişti bize… Paraya ihtiyacımız yoktu. Paranın bir kısmıyla iki katlı bir ev satın aldı annem. Annesi ve bekar dayımla birlikte o iki katlı evde yaşamaya başladık.
İlk başta ortama alışmakta Almancı çocuğu olarak, bir yeni yetme ergen olarak çok zorluk çektim. Kırık Türkçem, rahat giyim tarzım, rahat tavırlarım nedeniyle okulda, sokakta dışlandım hep, adapte olamadım, kendi kabuğuma çekildim. Mutsuzdum.
Su gibi geçti yıllar… Serpildim. Uzun sarı saçlarım, bebek gibi yüzüm, etli dudaklarım, biçime giren seksi vücudumla lolita gibi bir şey olmuştum. Oğlanlar rahat bırakmıyordu ama hep ürküyor, kaçıyordum onlardan… Koleji bitirdim, özel bir üniversiteye yazıldım.
Koca evde anneannem, annem, dayım ve ben yaşıyorduk. Dayım erkek güzeli, yapılı, uzun boylu, uzun saçlı, yakışıklı, esprili, anlayışlı, kısaca dünya tatlısı bir insandı. Beni çok seviyor, her derdime ortak olmaya çalışıyordu. Tek kusuru iş sahibi olamaması, annesine bağımlı yaşamasıydı.
YOU ARE READING
TADINDA HİKAYELER 2
Horror30 bölümlük atıştırmalıklar isteğinizi yorumlara yad uygulamalardan rahatça yazabilrsiniz