**
Silgi pisliklerini kağıdın üzerinden masama itekledim.
Kafayı yiyecektim. Kendimi o kadar aptal hissediyordum ki! Ne diye fen çalışmayı son seneye bırakırdım, aklım almıyordu. Şurada sınava üç ay kalmıştı ve ben bir sayısalcı olarak fende çok zorlanıyordum. Her zaman sınıf birinciliğine kadar çıkamasam da denemelerde ilk beşten hiç düşmezdim ancak artık ilk ona bile fen yüzünden giremiyordum.
Lisenin bu senesine kadar hep matematik derdine düştüğüm için öylesine pişmandım ki! Sinirden deli olacaktım.
Odamın kapısının çalınmasıyla döner sandalyemde kapıya döndüm. Annem içeri girmişti.
Sıçtım. Harika.
Can havliyle test kitabını kapatıp ittirdim. Sayfayı görüp sadece tek doğrum olduğunu görürse beni laflarıyla dövmekten beter ederdi.
"Nasılsın?" diye mırıldandı kısık bir tonda yatağa otururken.
"İyiyim. Sen nasılsın?" üzerimdeki örgü hırkayı çekiştirdim. Annemle konuşmak beni her zaman gererdi.
"İyiyim," omuzlarındaki şalını göğsüne sardı, boyalı sarı saçları omuzlarından dökülüyordu. Öğretmenlerin kendi arasında değerlendirme yaptığı toplantıdan yeni gelmişti. O da benim okuduğum okulda çalışıyordu.
Birbirimizin aynısı olan mavi gözleriyle hızlıca göz kontağı kurdu. Sakin konuşmasına rağmen kaşları hafif çatıktı. İnsanın üzerinde nasıl otorite kuracağını çok iyi bilirdi.
"Burak ile konuşurken görmüşler."
"Evet." diye onaylarken başımı sallamıştım. Nöbetçi öğretmen kimse o söylemiş olmalıydı. Sanki ondan gizli saklı iş çeviriyormuşum gibi her şeyi tüm hocalar ona anlatıp duruyordu.
"Artık konuşmayacağını söylemiştin." dedi. Aramızdaki mesafe çok... farklıydı. Varlığı ile yokluğu aynı anda yaşatıyordu bana. Vardı, oradaydı, her şeyi biliyordu ama aslında hiçbir şey de bilmiyordu.
"Son kez konuşmak istedi. Başka bir şey yok." sesim mırıltı gibiydi. Cümle cümle konuşur, istediğini öğrenir, fazlasıyla zaten ilgilenmezdi. İlgilendiği an seni ezmeye başlar, kendini bok böceği gibi hissettirmeden susmazdı. O yüzden hep böyleydik.
"Sevindim. Dersler nasıl gidiyor? Dünkü denemede netlerin düşmüş. Rana Hocan iyi ilerlediği söyledi ama yine de düşüş olmasından hoşlanmadım. Toparlayacağını düşünüyorum." dedi.
Başımla hızlıca onayladım. "Sorun yok. Bu sıralar biraz kendimi kötü hissediyorum. Dikkatimi toplayamadım, özür dilerim."
"Sınavda kendini kötü hissediyorsun diye kimse sana tolerans göstermeyecek. Rahat rahat ortalıkta gezeceğine otur dersini çalış. Zor bir iş beklediğim yok senden. Yapman gereken tek bir şey var. O da önünde. Ha diyorsan ki ben yapamıyorum... O zaman başka,"
"Tamam anne." dediğimde içimde bir yerler burkulmuştu bile. İnsan bir kere bile ne oldu diye bile sormaz mıydı?
"İyi. Uzun uzadıya konuşacak bir şey yok. Kaç kere konuştuk bunları." deyip oturduğu yerden kalktı. Odadan çıktı. Babam tabii ki yine evde yoktu. Onu en son kaç gün önce görmüştüm acaba? Herhalde bir hafta olmuştu. Gece gidiyor sabah geliyordu ve ben okulda oluyordum. Kimsenin bana vakti yok gibiydi. Yine de böyle düşünmemeye çalıştım. Bunlara takılıp kendimi üzmek istemiyordum. Artık alışmıştım. Onlar benim ailemdi ve böylelerdi işte. Ne yapacaktım sanki? Onlar benim iyiliğimi istiyordu. Sadece herkesin iyilik isteme yolu farklıydı. Onların anlayışı da bu şekildeydi. Kaç yaşındaki insanları değiştiremezdim.
Annemin kalktığı yatağıma geçip uzandım. Mesajlara girdim.
Miray: selam
Miray: bu fizik çalıştırma konusunda ciddi miydin
(19.01)**
Sergen: kusura bakma dışardaydım görmedim
(20.00)Sergen: neden şaka yapayım
Sergen: ciddiydim
Miray: olsunnn sorun değil
(20.01)Miray: ne zaman çalışabiliriz
Sergen: bu cumartesi dört civarı sana uyar mı
Miray: tabii olur
Sergen: tamamdır
Sergen: senin evine yakın bir yer olsun
Sergen: rahat edersin
Miray: aslında ben
Miray: Beşiktaş'ta buluşuruz diye düşünmüştüm :))
Sergen: bana uyar :)
Miray: çok sevindim
Miray: o zaman iki gün sonra görüşürüz
Sergen: görüşürüz Miray
Sergen: merakla bekliyorum :)
**

ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir başka hikaye | texting
Teen FictionArgo bir jargon ile yazılmıştır, küfür içerir. ** Hayatımızdaki anlık hareketler bazen rutinimizden çok uzak, birer başka hikayelere gebe kalırdı. Ama ben hiç bu gebeliklerin iki kuzenle yaşayacağım bir aşk üçgeni olarak sonlanacağını düşünmezdim. ...