on dört ˚☽˚。⋆

40 6 79
                                    

çarşamba

"Ben zaten başkalarına sponsor olmasını sorun etmiyorum yani işi o adamın." Childe burnunu çekip masadaki şişeyi bardağına boşalttı. "Ama artık benimle hiç ilgilenmiyor."

"Derdine sıçayım ya kuşum evde beni bekliyor uğraştığım şeye bak." Diluc son on dakikadır yaptığı gibi kutudan çektiği peçeteyi Childe'a uzattı.

"Ama şıllık için beni ekiyor artık." Childe peçetesine sümkürüp top haline getirdikten sonra yere attı.

Kaveh yerde oluşan peçete yığınını Childe'a nasıl yedireceğini düşünürken Mehrak peçetelerin ortasına atlayınca oturduğu yerden zıplayıp bağırmaya başladı. "Mehrak yapma Childe'ın pis şeylerine dokunma evladım." Mehrak'ın üstüne koşmaya çalışınca Mehrak korkup zıt yöne kaçtı.

Kaveh oflayıp yerine oturdu. "Childe sen de bu peçeteleri kaldır yoksa tek tek yedircem sana hepsini."

Childe Diluc'tan tekrar peçete alıp gözüne pat patladı. "Zhongli artık beni sevmiyormuş."

"Ya saçmalama altı üstü birine sponsor olmuş bayıl bir de istersen."

"Bana inanman için illa bayılayım mı Diluc? Buluşuyoruz ama ağzından şıllık düşmüyor. Şıllık da şıllık. Şıllık çok yetenekliymiş doğal bir ışığı varmış. Ben lağım faresi miyim beni niye övmüyor?"

Kaveh bir yandan Childe'ı dinlerken öbür yandan gizlice telefonundan Zhongli'nin kime sponsor olduğunu aratmaya çalışıyordu. Ama artık sabahtan beri içtikleri vurmaya başlamış olacaktı ki ne düzgün yazabiliyordu ne de ne yazdığını okuyabiliyordu.

"Ya geçen yemeğe çıktık ortam da müthiş ben de zaten müthişim bu yine Zhongli'yi aradı. Dedim yapma etme açma şu telefonu." Childe sanki Kaveh için toplanmamışlar gibi zırlayarak ağlamaya başladı.

"Dedi ki çok önemli açmam lazım sonra beni masada bırakıp gitti! Aramam senden önemli değil diyip kapatmak çok mu zordu?"

Yanındaki Diluc Childe'ın cartlak sesinden yüzünü buruşturup eline bir kaç kat peçete alıp Childe'ın yüzüne yapıştırdı. "Ağlayınca çok çirkin oluyorsun haberin olsun."

Childe arkasına yaslanıp ağlamaya devam ederken nefes alıp verdikçe yüzündeki peçete yükselip sonra tekrar Childe'ın yüzüne yapışıyordu.

"Arkadaşlarım salak derken özellikle bundan bahsediyordum işte." dedi Diluc yanındaki Tighnari'ye.

Tighnari yüzünü buruşturup cevapladı. "Ben bunun yanında çok dertsiz göründüm ya. Ganyu zaten boşta kaldıkça uyuyor. Bak hatta yine başlamış uyku moduna." dedi Tighnari yanında uyuyan kızı işaret edip.

"Bir şey mırıldanıyor sanki?"

"Yok ya. Bir bakayım." Tighnari Ganyu'ya yaklaşıp ne dediğini anlamaya çalıştı. "Ah be Ganyu. Vah vah." Elini dizine vurduktan sonra doğrulup Diluc'a döndü. "Bunun yeni bir müşterisi var da ilk kez birisi ona ana bacı sövmedi diye aşık oldu kıza. Onu sayıklıyor."

"Neyse kalan müşterileri mal olduğu için onların derdiyle uğraşıyoruz. Cyno ille de tutturuyo bırakın ben hepsini döveyim diye. Döv bir de mahkemeyle uğraşalım tam olsun." Tighnari eliyle alnını ovuşturdu. "En azından Al Haitham kendi halinde geçinip gidiyor da oradan toparlanıyorum. Geriye de zaten Cyno kalıyor işte..."

Diluc ve Tighnari aynı anda son yarım saattir şaka anlatan Cyno'ya döndü. "Yazık ya gencecik kızın yaşama isteğini sömürcek bu gidişle."

Diluc kaşlarını çattı. "Bana gayet eğleniyormuş gibi geldi ama emin değilim."

golden//haikaveh Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin