Evdeki kimseye görünmeden sessizce merdivenler indim ve sessizce kapıyı açtıktan sonra evden çıkmayı başardım. Apartmandan çıktığımda hava yine buz gibiydi ve ben dışarıdaki güneşe aldanıp üstüme mont almamıştım. Bir daha eve geri de dönemezdim. O zaman üşümeye devam edecektim. Yanıma yaklaşan bir arabayla irkildim ve çantamdan hemen göz spreyini çıkardıktan sonra güzel bir şekilde sıktım ve arabanın içindeki adam çığlık attı.
Arabanın içine baktığımda, olamaz Rüzgar!!!
- Ay, Rüzgar ben çok özür dilerim iyi misin? Yani birden yaklaşınca korktum.
- Elis, sakin ol. Ahh gözüm yanıyor sadece. Korkuttuğum için özür dilerim. Ben sadece seni gördüm, hava da soğuk senin üstünde de bir şey yok diye okula gideceksen bırakayım diyecektim.
- Yok, yani ben otobüsle giderim. Teşekkürler.
Havanın buz gibi olmasına karşın tabi ki de onun arabasına binmeyecektim.
-Sonuçta aynı yere gidiyoruz benim için zahmet olmayacaktır, tabi eğer beni düşünüyorsan.
Dedikten sonra kahkahayı bastı. Daha fazla gülünç duruma düşmeden arabasına binmenin doğru bir fikir olabileceğini düşündüm.
-İnatçı olmana rağmen seni ikna ettiğime sevindim Elis.
Sadece gülümsemekle yetindim. Bu kadar utangaç olduğuma inanamıyordum. Benim yerimde olmak isteyen bir sürü kız vardı şuan.
-Konuşmayı pek sevmiyorsun herhalde?
-Yani aslında konuşkanımdır a...
-Bir o kadar da utangaçsın değil mi?
-Sanırım.
Konu bul Elis, hadi ama. Ya da sakin olmaya çalışmam daha mantıklı olacak.
-Eylülle ne zamandan beri arkadaşsınız?
- Çocukluktan arkadaşım. Şimdiye kadar da geldik.
-Sizi uzaktan gördüğümde nasıl anlaştığınızı aklım almıyordu.Birbirinizden o kadar farklısınız ki.
Haklıydı. Eylülle birbirimizden çok farklıydık. Belki de bu yüzden iyi anlaşıyorduk. Aynı karakterlere sahip olsaydık sıkılırdık. İnsan kendi gibi olmayan, zıtlıkları olan arkadaş edinince kendini daha iyi hissediyordur belki de.
-Aslında evet. O daha popüler benden.
-Popüler...
Bu kelimeyi niye tekrarlamıştı acaba? Saçma bir kelime kullanmış olabilir miydim? Ben bu düşüncelere dalmış giderken arabanın durduğunu fark ettim.Arabayı sahile çekmişti. Ne zaman buraya gelmiştik. Bir açıklama beklercesine yüzüne baktım.
-Öyle bakmaya devam edecek misin? Sabahın köründe okul var ve yemek yediğini sanmıyorum.
-Aslında evet ama okula yetişsek daha iyi olacaktı.
-Ya da biz gece öğretimine kazansak.
Deyip hafif bir tebessümle bana baktı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Rüzgar ve ben arabada,sahil kenarında birlikte. İnanamıyordum. Ben sadece gülümsemekle yetindim.
-Aslında her şeyi akışına bırakmakta fayda var değilmi Elis? Hadi, şimdi ben simit ve çay alacağım sende ısınmana bak.
Göz kırpıp arabadan çıktı. Tam anlamıyla şoktaydım. Ama en yakın arkadaşım onu severken ben burada ne arıyordum bilmiyorum. Uzaktan onu izledim. Öyle kusursuzdu ki gülüşü,bakışı,duruşu her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİS
RomanceBir insanın hayatını değiştirilebilecek en önemli şey sizce nedir ? Hele de kendi hayatını bile bilmeyen bir kızdan bahsediyorsak.Kimsesiz dünyasında tutunacak tek dalı bile yokken Rüzgar gibi çıktı karşısına.