Eve gelmiştik. Salon elbiselerle doluydu. Her tarafa rengarenk elbiseleri koymuştu. Ev sessizdi, kimse yoktu. Büyük ihtimal Hülya teyze koşuya gitmişti. Eylül salona doğru koştu.
-Hepsi harika gözüküyor değil mi?
Haklıydı. Hepsi birbirinden harikaydı. Ama en harika olan Eylüldü. Her şeyi şıp diye hallediyordu.
-Aynen öyle.
-Hadi öyleyse denemeye başlayabilirsin.
-Peki.
Elbiselere bakıyordu. Kafasında kombin uydurmaya çalışıyordu. Bir elbise alıyor onu bırakıyor, başka alıyordu ve bir türlü karar veremiyordu.
-Eylül, akşama kadar karar verirsin değil mi?
-Tamam tamam, seçtim. Buyur, kabin seni bekler sayın Elis.
Gülümsedim ve elindeki elbiseyi aldım. Siyah uzun askılı bir elbise seçmişti. Ayakkabı olarak da kırmızı bir ayakkabıyı elime tutuşturmuştu. Bana da kabin görünümlü odaya gitmek düşmüştü. Odaya gittim ve giyindim. İlk önce aynaya kendim baktım. Kusursuz gözüküyordum. Çok sevmiştim gerçekten, ama ben baloya gitmeyecektim. Bu yüzden biraz abartılı olurdu. Ama yinede Eylül'ün yanına gidip fikir alacaktım. Belliydi, o karar verecekti elbiseme. Usulca yanına gittim. Beni gördüğünde ağzından vay sesi çıkmıştı.
-Harika olmuş, ama abartılı olmuş diyeceksin. O yüzden başka bakayım.
-İçimi okudun.
Kahkaha attım.
-Haklıyım ama, baloya gitmeyeceğim sonuçta.
-Evet, doğru söylüyorsun. Al o zaman şunu dene.
Bu sefer koyu kırmızı, dizime kadar gelen bir elbise ve siyah platformlu ayakkabı vermişti. Bu çok güzel gözüküyordu, bende hemen denemeye gittim. Giydiğimde aynada kendime hayran kaldım, gerçektende harikaydı. Hemen salona, Eylül'ün yanına koştum.
-Eylül, bu harika.
O da şaşkınca bana bakıyordu.
-Tamam, yakışacağını düşünmüştüm ama bu kadarını ben de beklemiyordum. Evet, harikayım. Hemen bana sarıl, hemen.
Bir koşup sarıldım.
-Çok teşekkür ederim. Yalnız, elbisenin fiyatı ne kadar?
-Pardon canım? Sıfır lira, sıfır kuruş.
-Ama Eylül.
-Hadi canım hadi, oyalama beni. Bu arada siyah elbiseyi de dolabına koy senin o, belki lazım olur.
-Çok teşekkür ederim Eylül.
-Rica ederim. Şimdi planını anlat bana.
Bu planı büyük bir heyecanla anlatmaya hazırdım.
-Balo yeriyle gideceğimiz yer çok yakın. Hatırlıyor musun bir yere gitmiştik partiye?
-Evet.
-O zaman küstük. Beni o yere getirmişti. Yani onu götüreceğim yere. Bütün ilklerini orada yaşamış. İlk ağlayışını, en mutlu anını, en kötü anını, korktuğu zaman hep oradaymış. Zaten çok güzel bir yer. Sessiz, sakin. Ve bir ilki daha orada yaşamasını istiyorum.
Eylül planımı çok beğenmişti.
-Peki, ama orası onun için ilkleri yaşadı diye mi bu kadar önemli?
Aslında bunun cevabını bende bilmiyordum.
-Bende bilmiyorum. Bana bir şeyler söyledi. Sende bırakıp gitme beni. Gökyüzünden bizi izliyor gibi şeyler söyledi, ama hiçbirini anlamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİS
RomanceBir insanın hayatını değiştirilebilecek en önemli şey sizce nedir ? Hele de kendi hayatını bile bilmeyen bir kızdan bahsediyorsak.Kimsesiz dünyasında tutunacak tek dalı bile yokken Rüzgar gibi çıktı karşısına.