Güne karşımda duran spor kıyafetlerini giymiş, yakışıklı mı yakışıklı bir prensle başladım. Karşımda durmuş koşu yapıyor, hem de odanın içinde. Garip garip Rüzgar'a bakıyordum. Oysa karşımda gülüyordu. Bunların hepsini beni güldürmek için yaptığını biliyordum.
-Hadi koşuya.
Kahkaha attım. Daha gözümü açmadan onu bu şekilde karşımda görmek komikti gerçekten.
-Sabahın köründe mi?
Saate baktım. Saat 07.00'ı gösteriyordu.
-İstersen gece çıkarız.
-Olur.
Tekrar yastığa gömdüm başımı.
-Saçmalama kızım, hadi.
Bir anda koşması durdu.
-Yine nazlıyım diyorsun. Peki...
Her zaman ki gibi kucağına aldı. Ve dolabın önüne bıraktı.
-Koşu için spor kıyafetlerini hazırladım küçük hanım. Sana sadece giymek düşüyor.
-Vay canına. Harikasın aşkım.
Gülerek yanağıma öpücüğünü kondurdu.
-Aşağıdayım prenses.
-Peki.
Ben de üstümü giymeye koyuldum. Rahat koşabilmek için saçımı topuz yaptım ve Rüzgar'ın yanına indim.
-Hazırım.
Kapıdan çıktık, sahile doğru yol aldık. Deniz havasının iyi geleceğini biliyordum. Deniz havası kime iyi gelmemiştir ki? Yan yana koşuyorduk. Ama çok hızlı olduğundan ona yetişmekte güçlük çekiyordum.
-Yavaşlar mısın?
-Hayatının hiçbir yerinde yavaşlama Elis. Yoksa bütün olaylara geç kalırsın.
Göz kırpıp daha da hızla koşmaya başladı. Ama ben bir türlü yetişemiyordum. Ve en sonunda pes etmiştim. Ancak o zaman durabilmişti.
-Pes etmek ve Elis.
-Ben de yeni tanıştım kendisiyle.
Kahkaha atıyorduk. Biraz soluklanmak üzere bir kafeye girip, çaylarımızı söyledik.
-Elis, sana söylemem gereken bir şey var.
Ne söyleyecek diye meraklanmaktan kendimi alamadım.
-Söyle.
-Sana şirketlerim olduğundan bahsetmiştim. Bir tanesin de bazı aksaklıklar oldu ve ben orayı çok boşladım. Sanırsam başına geçmeye başlamam gerek.
Aslında bu çok güzel bir haberdi ama Rüzgar'ın tekrar işe koyulması, onu görmemi zorlaştırabilirdi.
-Anladım. Çok güzel de, ben seni her gün göremeyecek miyim?
Bu soruma gülerek cevap verdi.
-Sen beni görmeden dursan bile, ben seni bir gün görmeden duramam prenses.
Bu sözleri hoşuma gitmişti.
-Peki, tamam.
O sırada telefonu çalmıştı. Ve arayan o meşhur sekreteri Ebruydu.
-Alo. Evet. Tamam dosyaları odama bırakın, az sonra geleceğim.
İşe bugün mü başlayacaktı? Telefonu kapattığında ilk sorduğum soru buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİS
RomanceBir insanın hayatını değiştirilebilecek en önemli şey sizce nedir ? Hele de kendi hayatını bile bilmeyen bir kızdan bahsediyorsak.Kimsesiz dünyasında tutunacak tek dalı bile yokken Rüzgar gibi çıktı karşısına.